Paylaş
Dört teker üzerinde giden hurda yığını...
Veyahut, bir tabut sanki.
*
Okurumuz Sebahattin Erdoğan, tam da bu konuyla ilgili bir ileti göndermiş.
Atık toplayıcılarının kullandıkları araçlara dikkat çeken okurumuzun iletisi -özetiyle- şöyle:
BİR BOMBA GİBİ DOLAŞIYORLAR
“Ümitköy’de kazaya karışan bu araçlardan birinin zorunlu trafik sigortasının dahi olmadığına tanıklık ettim. Trafik polislerinin yalnızca ‘hız radarı’ değil, böylesine tehlikeli araçlar için ‘trafikten men radarları’ da açık olmalı. Ayrıca bu durum, emniyet kemeri uygulamasından daha önemli/öncelikli olmalı. Çünkü, trafikte bir bomba gibi rahat rahat dolaşan bu araçlar, herkesin hayatını tehdit ediyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü yetkililerinin dikkatine saygı ile sunarım.”
EVE MİSAFİR DAVET ETMEYELİ YILLAR OLDU
Okurumuz emekli öğretmen M. Baki Yılmaz’ın gönderdiği iletide, dikkatimi en çok çeken ifadesi şuydu:
“Eve misafir davet etmeyeli yıllar oldu.”
Bakın, nedenini şöyle aktarıyor:
HAYATIMIZ TEHLİKE ALTINDA
“Binanın temeline aylardır kanalizasyon suyu doluyor. Bodrumu basan kanalizasyon suları birinci kat merdivenine kadar çıktı, evimizin duvarları simsiyah oldu. Binanın içi de pis kanalizasyon kokusu ve sivrisinekten geçilmiyor. İnsanı gam, binayı nem çökertirmiş. Hayatımız tehlike altında.
GÜCÜMÜZ YOK Kİ TAŞINALIM
ASKİ, ‘Biz sadece yollara bakıyoruz’ diyor. Binada yönetici yok. 5 dairede Afganlar yaşıyor, her kafadan bir ses çıkıyor. Gücümüz yok ki taşınalım. Eve misafir davet etmeyeli yıllar oldu. Asimile bir yaşantımız var. Bıktık artık. En kısa sürede dönüşümün başlamasını bekliyoruz.”
KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞART
Yenimahalle’nin Demetevler semtinden okurumuz Ali Meletli, “380 Sokak, 15 no’lu bina, ‘her an yıkılabilir, derhal boşaltılmalı’ raporu sonucu boşaltıldı. Bina sakinleri ‘kentsel dönüşüm’ projesine dahil edilerek, binalarının yeniden yapılmasını istiyor” diyor.
ÇAĞIMIZIN VEBASI ‘UĞULTU’
Okurumuz Betin Yiğit, “Çağımızın vebası” dediği uğultu konusunda yetkililerin dikkatini çek(ebil)mek amacıyla bir süredir iletiler gönderiyor.
Durumun vahametini “Evlerimizin içinde kulak tıkaçlarıyla dolaşıyoruz” diye özetleyen okurumuzun son iletisi şöyle:
KAÇMANIN MÜMKÜNÜ YOK
“Kavaklıdere’nin Akay tarafındaki büyük tesislerden gelen uğultu, günün 24 saati kesintisiz beynimize akıyor. Kaçmanın mümkünü yok. Havalandırmalarına ‘taş yünü ve susturucu’ taktırmadan müesseselerine açma ruhsatı kopartmış olan bu büyük otel ve hastaneler, halk sağlığını hiçe sayıyorlar. Bu uğultuyu yaratan korkunç, çirkin borular sökülüp, kanuna uygun bir şekilde taş yünü ile kaplanmalı, susturucu takılmalı.”
DİYOR Kİ: HEP AYNI PLAKA HEP AYNI MUAMELE
Okurumuz Doğan Arslan, 75 yaşında.
Hürriyet Ankara’yı satır satır okur...
Kentle ilgili şikâyetlerini satır satır yazar...
Yani, tam bir Burda Okur Yazar.
Diyor ki: “263 no’lu Balgat-Etlik hattında çalışan 06 LAF 84 plakalı özel halk otobüsünün şoförü, yaşlılara kötü davranıyor. Ulus durağında ön kapısı açık yolcu beklerken, beni görünce kapıyı kapattı. Hep aynı plaka, hep aynı muamele.”
BİR ÇÖZÜM BULUNSUN
Okurumuz İlhan Günalp’in ‘şikâyet gündemi’nde de özel halk obüsleri var.
Diyor ki: “Ankara’da özel halk otobüsleri, yasaların açık hükümlerine karşın uygulamada ücret almaya devam ediyor. İtiraz edildiğinde ise şiddete varabilen tepki gösteriyor. Taşımacıları da zarara sokmayacak biçimde bir çözüm bulunması lazım.”
Paylaş