Refüje halı sermek

Misal.

Burası, Yenimahalle’nin Yeni Batı Mahallesi’ne bağlı Cengiz Aytmatov Caddesi’ndeki bir refüj.

Diriliş Sitesi ile Yol-İş (06) Sitesi’nin tam ortasında, ayrıca otobüs durağı güzergâhında!

Daha önce yaya geçidine uygun haldeymiş.

Refüj yenileme çalışmaları sırasında kapatılmış.

Özellikle de toplu taşıma kullanan vatandaşlar, yağmurda/karda çamur içinde kalan refüjün üzerine halı sererek kendi çözümünü üretmiş.

Yani.

“Refüje halı sermek” sözünün anlamı şu:

“Ankara’da yetkililerin yapması gereken bir işe, vatandaşın kendi yöntemleriyle çare arama/bulma işi.”

*

Gelelim bu fotoğrafı çeken/gönderen okurumuzun iletisine.

Şikâyetini ve talebini şöyle aktarıyor:

YAYA GEÇİŞİNE UYGUN HALE  GETİRİLMESİNİ İSTİYORUZ

“Bu refüj birkaç yıl öncesine kadar yaya kullanımına açıktı. Yenileme çalışmaları sırasında kapatıldı. Burası tam da 290 ve 295 numaralı EGO otobüsleri ile 297 numaralı özel halk otobüslerinin durakları arasında kalıyor. Toplu taşıma kullanan vatandaşlar, refüjden geçerken sorun yaşıyor. Özellikle de öğrenciler ve işe gidip gelenler, her gün refüjün üzerinden atlamak durumunda kalıyor. Yaşlılar ise daha büyük eziyet çekiyor. Yağmurlu ve karlı havalarda çamur içinde kalan refüje ise vatandaşlar, halı-kilim ya da tahta sererek çözüm üretmeye çalışıyor. Bölge sakinleri olarak bu noktanın tıpkı eskisi gibi yaya geçişine uygun hale getirilmesini istiyoruz.”

SORUM VAR

ANKARA’DA YATAY ULAŞIM NEDEN YOK?

Okurumuz Kudret Başçoban, “Ankara’da yatay ulaşım neden yok?” diye soruyor. Toplu taşımada aktarmasız ulaşımın olmadığını kaydeden okurumuzun bir diğer sorusu ise şöyle: “Ankara’da vatandaşlar ne zamana kadar Kızılay’a, Ulus’a ya da metro ringlerine gidip, oralardan aktarma ile istedikleri bir yere ulaşmak zorunluluğunda kalacak?”

HİNDİSTAN USULÜ KAVŞAKTA KAZA ÜSTÜNE KAZA

Okurumuz Özgür Polat, Sincan’ın Fatih Mahallesi’ne bağlı Çalkın ve İnönü caddeleri ile Çakmak Sokağı’nın kesişimindeki kavşak için, “Hindistan usulü” benzetmesi yapmış. Okurumuz, şikâyetini ve talebini ise şöyle aktarmış:

TRAFİK LAMBASI YA DA  HIZ KESİCİ İSTİYORUZ

“Bu bölgede Sincan Belediyesi Fuar ve Kongre Merkezi’nin yanı sıra EGO Genel Müdürlüğü’nün 5. Bölge Müdürlüğü de yer alıyor. Yoğunluk fazla ama kavşakta trafik lambası bulunmadığı için hem sürücüler hem de yayalar zor anlar yaşıyor ve sık sık kaza oluyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) refüje diktiği ağaçlar ise sürücülerin görüş açısını ciddi anlamda engelliyor. Kavşağa çok acil trafik lambası ya da hız kesici istiyoruz.”

ŞİKÂYETİM VAR

Okurumuz Murat Vural’ın iki şikâyet konusu var:

HER HAFTA BİR KAZA

1) Etimesgut’un İstasyon Caddesi’ndeki U dönüşünde (Başkentray’ın Elvankent istasyonu yakını) her hafta bir kaza yaşanıyor. Her haliyle hatalı olan U dönüşünün daha geniş ve daha güvenli şekilde tekrar yapılmasını istiyoruz.

DURAKLAR KORUNAKSIZ

2) Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) işlettiği Başkentray’ın butün istasyon durakları korunaksız. Özellikle de yağmurlu ve soğuk havalarda yolcular büyük zorluk çekiyor. En azından oturma yerleri kapalı olmalı.

10 YIL BİLE DAYANMIYOR

2023

2023

Bu fotoğrafları okurumuz Dursun Türker, Çankaya’nın Maltepe Mahallesi Akıncılar Sokağı’nda çekmiş. Google Haritalar’a girip, baktım. Tam da bu sokakta kaldırım çalışmasının yapıldığı 2014’ün Eylül ayına ait görseller çıktı karşıma. Demek ki bizde bi kaldırım işçiliği, 10 yıl bile gitmiyor.

 2014 

SORU(YORUM)

TARİHİ BİR BİNA YIKILARAK KORUNUR MU?

 Okurumuz Selahattin Erdem, Ulus’taki 100. Yıl Çarşısı’nın yıkımına karşı olanlardan...

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) yıkıma başladığı binanın etrafında kullandığı, “Başkentin mirasını koruyacağız”, “Başkentin mirasını geleceğe taşıyacağız” ve “Başkentin mirasını yenileyeceğiz” şeklindeki sözlerini de eleştiren okurumuz, “Tarihi bir binanın yıkılarak korunduğunun bir başka örneği acaba dünyada var mıdır? Benim aklım almıyor” diyor.

 1 LİTRE DE SENDEN

 Demirören Haber Ajansı (DHA) Ankara Bürosu muhabiri Doğa Başak Öztürk’e konuşan Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Gökşen Çapar, evlerde su tüketiminin en çok ‘sifon kaynaklı’ olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Gökşen, günümüzde 146 litre olan kişi başı günlük ortalama su tüketim miktarının 2050’ye kadar kademeli şekilde 100 litreye düşürülmesi için evsel su tüketiminin ve bireysel çabanın gerekliliğine vurgu yaptı. Çapar, “Yüzde 30’a yakın günlük kullanımımız sifon suyunda harcanıyor” dedi.

*

Hürriyet Ankara, DHA’nın bu haberine cuma günü birinci sayfadan, “Suyumuz en çok sifona gidiyor” başlığıyla yer verdi. Aynı gün okurumuz Murat Sönmezoğlu, -bence de çok mantıklı olan- şöyle bir öneri sundu: “Ben, klozet rezervuarına bir litre su şişesi koydum. Ankara’da herkes bu önlemi almış olsa, günde kişi başı bir defalık kullanım düşünüldüğünde 5.5 milyon litre su tasarrufu sağlanmış olur. ASKİ Genel Müdürlüğü öncülüğünde ‘1 litre de senden’ hareketi başlatılarak, diğer kentlere örnek olunabilir.”