Paylaş
Başlarken, ‘Aslan oğlum adam olacak’, keserken, ‘Yumurtanın sarısı gitti yarısı’ ve sonunda ise ‘Oldu da bitti maaşallah.’
Anlatması basit, yaşaması zor.
Allah’tan adı ürkütmüyor, ‘sünnet...’
Ülkemizde dini boyutunun yanında adına düğünler düzenlenen tek cerrahi operasyon olması da sünneti özel kılıyor.
Ancak, saçını kestirmek için berbere giden aileler zaman zaman sünnet için sokakları seçiyor.
Bunun yanında bir de 23 yıldır kendini ‘sünnet’e adayan bir doktor, Mustafa Demirelli...
Sünnet sayısı 50 bini geçkin... Hatta aralarında 76 yaşında bir dede bile var. Kendi geliştirdiği metot ile sünnette kesme, yakma, dikiş atma dönemini kapatan Demirelli, 81 ilde 4 bine yakın sünnetçiyi eğitti.
Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika’da dedektif gibi 22 ülkeyi gezerek, ‘sünnete devr’i alem’ yapan, Demirelli’nin tek amacı ise sünnet operasyonuna standart getirmek.
Sünnetin dünyada artık moda olduğunu anlatan Demirelli, ‘Bir Başka Pencere’den soruları yanıtladı:
* Bu işe nasıl girdiniz?
-Yenimahalle Ertuğrul Şimşek Sağlık Ocağı’nda ‘Başhekim’ olarak çalıştığım dönemde hasbelkader sünnet yapmaya başladım. Yanımda sünnetçi bir amca vardı, yaşlıydı. Bir yıl ona yardım ettim.
* Nasıl yani fenni sünnetçiye mi?
-Evet bir fenni sünnetçi. Çocukların kilosuna göre anestezilerini yapmaya, dikişlerini atmaya başladım. Bir yıl ben yaptım, o para kazandı.
* Peki ya ilk deneyim.
-O da tamamen tesadüf. Bir gün amca gelmemişti. 14 yaşında bir Muş’lu çocuk geldi. İlk sünnetim o. Sonra amcayla toplu sünnetlere başladık. 1993’ten sonra da kendim yapmaya başladım.
* Şimdiye kadar kaç kişiyi sünnet ettiniz?
-50 bini geçti. 5 bini eski sistem. İyi bir ele sahip olmama rağmen eski sistemde 20 dakikada yapıyordum. Şimdi süre iki dakikaya indi.
* Sizi kim sünnet etmişti?
- Biliyorsunuz katırlar kısırdır. Çünkü katırlar kanser ve azgın olur. Bu yüzden yumurtalarını çıkarırlar. Bu işi yapan adam beni sünnet etti. Aslında bugünde durum pek farklı değil. Bugün de Tillo’cular var. Tillo’dan çıkıp, babası, annesi, dedesi sünnetçi olan adamlar sünnet yapıyorlar.
*Tillo...
-Siirt’in Tillo kazası... Sünnetçi kazasıdır orası. Türkiye’nin dört bir yanına dağılmışlardır, çantalarıyla gezerler. Bir de Kırıkkale’nin Keskin, Kırşehir’in Kaman ilçesindeki Abdallar vardır. Onlar da sünnet yaparlar.
YÜZDE 60’I HASTANE DIŞINDA YAPILIYOR
‘BANA SÜNNETÇİ DERLER’
*Eğitimi yok mu bu işin? Mesela Tıp fakültelerinde...
-Sünnet eğitimi Türkiye’de yok. Tıp fakültelerinde hiç yok. Eğer üroloji kliniğinde çalışırken yaz dönemine denk geliyorsanız bir-iki tane görüyorsunuz. Yoksa görmüyornusuz. Yani sünnet nasıl yapılır? ya da nasıl yapılmalı? konuları Türkiye’de halen yok.
* Kim yapıyor bu kadar sünneti?
-Türkiye’de sünnetin yüzde 60’ına yakını hastane dışında yapılıyor. En düşündürücü olanı da bu rakamın yüzde 40’ının sağlıkçılar kontrolü dışında gerçekleşmesi.
* Sünneti hafife mi alıyoruz?
-Evet hafife alınıyor.
* Sağlıkçılar neden yanaşmıyor?
- Mantık şu, ‘Niye yapayım ki, adam zaten 40 kuruş para veriyor. Ben bir muayeneden bu parayı alıyorum. Çocuk ağlıyor, zırlıyor. Kim uğraşacak onunla’ diye düşünüyor. Doktorlara gidiyoruz, ‘Sünnet yap’ diyoruz. ‘Ya ben sünnet yaparsam bana sünnetçi derler’ diyor. Ben övünerek söylüyorum. ‘Doktor sünnetçiyim.’ Bunu hekimlere aşılamadığımz müddetçe, sorunları aşmamız mümkün değil. Halbuki Türkiye’nin sağlıkta bu kadar öne gittiği dönemde, yılda 600 bin çocuğun hayatında bir defa olan sünnetin en iyi şartlarda yapılması her erkeğin hakkı.
AKILLI KELEPÇE DÖNEMİ
* Sorun derken... Sünnet riskli bir operasyon mu?
- Türkiye’de en büyük risk Hepatit B. Özellikle toplu sünnetlerde, eğer kontrol edilmiyorsa ciddi anlamda riski ve bulaştırıcılığı var.
* Önlemi ne peki?
- M.Ö. 7000 yılından beri sünnet yapıldığı Mısır papirüslerinde görülüyor. Ama o günden bugüne hiçbir şey değişmemiş. O gün taşla kesiyorlardı, bugün jiletle. Yarın da bistüri ile kesecekler bir farkı yok. Bu yüzden standart getirmek lazım. 2001 yılında Hollanda’nın Dusseldorf kentinde bir tane alet gördüm. ‘Hah’ dedim çözümü bulduk. Sonra ben bunun distribitörlüğünü alıp, Türkiye’ye getirdim.
* Adı ne?
- Smart clamp yani akıllı kelepçe.
* Özelliği...
- Toplu sünetler aslında sünnetçilerin eğitildikleri yer. Başkasının hastalığı, diğerine bulaşıyor. Bu alet toplu sünnetleri rehabilite etti. Çünkü tek kullanımlık. Kanamaları kontrol ediyorsunuz, sıkıntılar azalıyor. Eğer Türkiye’de bu kadar sünnet varsa, bu işi daha kolay yapmak ve sağlıkçıların üzerine bu işi atmak lazım diye düşündüm. Dünyanın dört bir yanında 3 bin 500-4 bine yakın insanı eğittim. Onlar da bu yöntemi kullanıyorlar.
* Sünnet için dünyayı mı dolaştınız?
- Evet. Dağ taş gezdim. Türkiye’nin 81 ilinde bu tekniği anlattım. Başbakanlık Tür İşbirliği Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın da desteğiyle (TİKA) Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika’da toplam 22 ülkede sünnetler yaptım. Bunların içinde Müslüman olanı da var olmayanı da var. Artık dünyada sünnet bir moda. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü bu işe el attı.
* Dünya Sağlık Örgütü ‘sünnet’ çağrısı mı yapıyor?
- Sünnetin AIDS’i yüzde 60 oranında koruduğu açıklandı. Geçen sene bu rakam yüzde 73 olarak belirlendi. Bana göre de yüzde 90’dan daha fazla koruyor.
Amerika’da yeni doğan sünneti var. Amerika Sağlık amaçlı sünneti öneriyor. Şimdi Kanada da bunu açıkladı. Sağlık Örgütü’nün yeni hedefinde ise AIDS’in hızla arttığı Rusya yer alıyor.
Bir de kültürel olarak, dinle alakası olmayan bir kısım var. Özellikle Afrika’nın belli bir bölümünde traditional denilen kültürel sünnet var. Filipinler’de Müslüman sayısı yüzde 1’in altında ancak yüzde 100’ü sünnet oluyor.
TÜRKİYE’DE ERKEKLERİN YÜZDE 2’Sİ KAÇIYOR
* Erişkin sünnet var mı?
-Her toplumda binlerce erişkin sünnet yaptım. Amerika, Afrika, Avrupa ve Türkiye’de de yaptım. Türkiye’de yüzde 1-2 civarında. Kaçıyor, korkuyor ve kaçıyor.
* En büyügü kaç yaşındaydı?
-76 yaşında...
* Sünnet neden zor?
-Çocuk, titreyen bir aile, Türk insanının titrediği bir organ. Böyle bir organla iş yapıyorsunuz.
* Ülkemizde durum nasıl? Bizim sünnetlerimizin düğünden bir farkı yoktur aslında.
- Türkiye’de sokakta kimse tıraş olmuyor. Çünkü berberler sokakta değil. Ama sokakta, stadyumda sünnet oluyorsunuz bunun düşünülmesi lazım.
* Sorun kimde?
- Halk cerrahiyi düğünün arkasında gizlediği için sıkıntı oradan başlıyor. Sünnet düğününde ayakkabıya gösterdiği önemi, sünnetçiye ve oparsyona gösterse bu iş çözülecek. Temel sıkıntı aileler. Bizim halkımızın gözünde sünnet olmak Müslümanlık ve erkeklikle eş değer. Sünnetsizsen erkek değilsin. Sağlık olarak önemi yok. Halbuki sünnet sağlık için yapılmalı.
* Peki ya çözüm...
- Türkiye’de bir de sünnet sezonu var. 600 bin çocuğu üç ayda sünnet yapmak zorundayız. Böyle bir mecburiyet varmış gibi. Halbuki 12 ay yapılabilmeli. Türkiye’de sünnet klinikleri mutlaka açılmalı.
* Tartışmalı bir konuda yaş... Genelde hatırlasın diye okula gitmesi bekleniyor. Kaç yaşında yapılmalı bu oprerasyon?
-Evet eziyet olsun istiyorlar. (Gülüyor) Türkiye’de ortalama yaş 6,5-7. Ancak kitaplarda yazan, 3-6 yaşında yapmayın diyor. Benim tecrübelerime göre de sünnet mutlama 2 yaş altında yapılmalı. İlk iki yaşta yapıldığında çabuk iyileşiyor. Şöyle bir ayrıntı da var. İlk iki yaşta sünnetsiz çocuk 10 kez daha fazla doktora gidiyor.
Paylaş