Paylaş
Son altı yıl içinde Başkent’te fuhuş yapan 62 travesti, transaksüel ve hayat kadınını bu bataklıktan çıkaran Okşan Öztok ile cinsiyet değiştirerek Rüzgar ismini alan ünlü oyuncu Nil Erkoçlar’ı, Başkent’teki travesti ve transenseksül hayatını ve son yıkımın ardından tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alan Bentderesi Genelevi ile hayat kadınları konularını konuştuk.
Erzurum’un bir köyünde, 6 çocuklu muhafazakar bir ailenin üniversite kazanan oğlu olarak, 17 yaşında ayak bastı Ankara’ya...
Cebinde mavi, ruhunda ise pembe renkli kimliğini taşıdı. Bu yüzden ruhuyla bedenini bir türlü barıştıramadı.
Ve hayatında kendi deyimiyle ‘devrim’ yaptı.
5 Mayıs 1991’de 29 yaşındayken erkek olarak yattığı bıçak altından kadın olarak kalktı. Sahip olduğu yeni pembe kimliğiyle o gün hayata Bir Başka Pencere’den baktı Okşan Öztok...
Bedenine ve ruhuna söz geçiremese de, bir yıl süren fuhuş kabusundan bir gece tövbe ile uyandı. Sonra aşık oldu, sevdi, sevildi. Bir erkekle altı yıl süren evliliğe imza attı. Boşanmasının ardından ise kendini Ankara’da yaşayan travesti, transeksüel ve hayat kadınlarının sorunlarına adadı.
Öncelikli hedefi toplumun ön yargılarını kırmak olan Okşan Öztok, 2002’de platform olarak kurdukları oluşumlarını, 2006’da İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği çatısı altında topladı.
Dernek, son altı yıl içinde Başkent’te fuhuş yapan 62 travesti, transaksüel ve hayat kadınını bu bataklıktan çıkardı.
Ayrıca yine Ankara’da 43 hayat kadını çocuğunun da eğitimini üstlendi.
Muhafazakar transeksüel olarak tanınan Okşan Öztok ile cinsiyet değiştirerek Rüzgar ismini alan ünlü oyuncu Nil Erkoçlar’ı, Başkent’teki travesti ve transenseksül hayatını ve son yıkımın ardından tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alan Bentderesi Genelevi ile hayat kadınları konularını konuştuk.
* Bir dönem Ankara’da travesti ve transeksüeller çıkan olaylarla gündeme gelirdi. Son yıllarda bu olaylar yok denecek kadar azaldı. Bir nedeni var mı?
Eskiden travesti ya da hayat kadınını polis alır, 24 saat tutardı. Hatta bir ekip bırakır diğeri 24 saat daha alırdı. Rahmetli Bülent Ecevit’in olduğu dönemde yani ‘balyoz timi’nin çalıştığı yıllarda travesti ve transeksüellerin yüzde 82’si Ankara’dan İstanbul’a kaçtı.
O dönemde arkadaşlarımız şiddete maruz kaldı. Bırakın hayvana, taşı kırmak için böyle vurmazsınız. Travestileri yok etmek için ‘kolombo’ adlı komiserler geldi ancak bugün travestiler halen var o komiserler yok. Çünkü dünya ve çağ gelişiyor, özgürlük kavramı değişiyor. Toplumun ham olduğu bir konuydu, biz sadece önyargıları kırdık. Şimdi devletin bakışı ve polisin davranışı daha insancıl hale geldi.
* Peki dernekleşme kararınız ve bu gruba hayat kadınlarını da dahil etme sebebiniz nedir. Başkent’te ilk olarak neler yaptınız?
Yaşamsal eylemlerimiz, hayat kadınlarıyla örtüşüyordu, bir müddet sonra birlik içinde olduk. Hatta hayat kadınları ile travestiler birbirlerini yabancı görmezler, oturmaya giderler, bacı, abla muhabbeti yaparlar. Ortak sorunları dile getirmek gerekiyordu. Biz de arkadaşlarla örgütleşme kararı aldık. Hepimiz insan olmak, insanca yaşamak istiyorduk. Derneğin aktif olmasıyla birlikte ilk olarak Hiv testini gündeme getirdik. Ayrıca yaptığımız çalışmayla sokakta çalışan kadınların kondom kullanma oranı yüzde 22’den yüzde 95’e çıktı. Çünkü hamile kalmamak için kondom kullanılıyordu ve Hiv testi yaptırmaktan da damgalanma korkusundan kaçınıyorlardı.
* Bugün Başkent’te denetimsiz şekilde sokakta fuhuş yapan travesti, transeksüel ve hayat kadını sayısı kaç?
Ankara’da yaklaşık 500 travesti ve transeksüel her akşam fuhuş için sokağa çıkıyor. Hayat kadını sayısı ise değişken, çünkü kadınların yüzde 40’ı mobil çalışıyor. Ayrıca bir de şimdi Ankara’da sauna ve masaj salonu tehdidi var.
GENELEV TOPLUMUN İFFET DALGAKIRANI
* Son yıkımın ardından Bentderesi Genelevi tarihin tozlu sayfalarındaki yerini aldı. Bu yıkım hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kentin en merkezi yerinde ve inanç merkezi ile karşı karşıya. Yıkımı geç bile kaldı. Zaten komisyoncu denen işletmecilerin olmaması lazım. Kadını onlar mağdur ediyor.
* Yeni bir genelev yapılmalı mı. Büyükşehir Belediyesi’nin yer konusunda ilçe halkına ‘referandum’ yapacağı söyleniyor. Sonuç ne olur?
Hiç bir insan karnını doyurmak için bedenini meta olarak kullanmamalı. Genelevin olmasına karşıyım ama bu bir gerçek, kaçamazsınız. Genelev toplumun iffet dalgakıranı. Zaten kapandığı illerde cinsel suçların sayısı ve çeşitliliğinin arttığı görülüyor. Yani yeni metod ve yollar çıkıyor. Keşke toplum olarak hazır olsak da genelevlere ihtiyaç olmasa.
Referanduma gelince, en sosyal-demokrat semtte de olsa, Ankara’da genelev referandumundan ‘hayır’ çıkar.
* Toplum olarak hazır olmaktan kastettiğiniz nedir?
Ankara genelevini üç gün boyunca sabah 10.00’dan akşam 21.00’e kadar izledik. Genelev profilini fotoğrafladık. Toplumda varoş diye tabir edilen, eğitim seviyesi düşük ve denetimsiz insanlar gidiyor. Biz toplum olarak önce bu insanları kazanmalıyız ki, genelevlere ihtiyaç kalmasın.
RÜZGAR BENİM KÜÇÜK KARDEŞİM
* Cinsiyet değiştirerek Rüzgar ismini alan ünlü oyuncu Nil Erkoçlar bir anda Türkiye gündeminin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu. Siz de 22 yıl önce cinsiyet değiştirdiniz. Nil yani yeni adıyla Rüzgar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Nil, rüzgar olarak doğru yöne esiyor. İnsan cinsiyet değiştirmekle Allah’ın kulluğundan çıkmıyor. Artık o benim küçük kardeşim ve onu sonuna kadar destekliyorum. Eskiden, ‘para için gittin cinsiyet değiştirdin’ derlerdi. Nil’ken bu insanın paraya ihtiyacı yoktu ve tanınmıştı. Bir tabuyu çürüttü, devrim yaptı. Şu unutulmasın, Türkiye’de kadın eşcinsel daha çok. Erkek eşcinseller fazla göze çarpıyor hepsi bu.
Bir de eleştirenler var. Tabi onların bu durumu anlayabilmesi mümkün değil. Yıllarca annemin özlemini çektim. 7-8 saat uzaktan izledim. Cinsiyet değiştirmek sadece operasyondan ibaret olsa bu sevgi ve özleme değişilmez ama böyle değil. Ruhsal farklılığım için, ruhumla bedenim örtüşsün diye devrim yaptım.
* Son olarak, muhafazakar transeksüel olarak kendinizi ifade ettiğinizden dolayı tepki alıyor musunuz?
Çok tepki görüyorum, çok harekete uğruyorum. Ençok da aydın geçinen insanlardan çekiyorum. Aslında onlar karanlığın dibi. Kürtajı, 4+4’ü eleştiriyorum ancak benim AK Parti’den şahsi olarak gördüğüm en küçük bir kötülük yok. Benim amacım bir kadını ya da travestiyi daha o bataklıktan kurtarmak. Vazgeçirmekte de en önemli silah maneviyat.
Paylaş