Çakırlar’a lamba şart

Yollar genişledikçe kaldırımlar daralır.

Hatta ip gibi kalır.

Keza yine...

Yollar uzadıkça, kaldırımlar kısalır.

Bu yüzden yaya değil...

Araç öncelikli kenttir.

İşte örneği:

Yenimahalle Çakırlar’daki dönel kavşak.

*

Okur S.S., nadir bi tür olan Çakırlar’daki dönel kavşakla ilgili şikâyetlerini şöyle sıralıyor:

BÜYÜKŞEHİR NEYİ BEKLİYOR

“Her gün işe gidip gelirken, meşhur dönel kavşağı kullanma mecburiyetinde olan bir vatandaşım. Benim gibi gün içinde binlerce Ankaralı -bunun içinde yaya olan da var, sürücü olan da- bu kavşaktan geçiyor. Ancak, her nedense inatla kavşağa sinyalizasyon sistemi kurmadılar. Yıllardır yaşanan kazalar da yetkilileri harekete geçirmeye yetmedi. Son dönemlerde, bölgedeki yoğunluk bir hayli arttı. Yani daha önceki maddi hasarlı kazaların, bugün can kaybıyla sonuçlanacak kazalara dönmesi an meselasi. 10’a yakın yolun kesiştiği Çakırlar’ın meşhur kavşağında özellikle de 1940 Cadde yönünden akan trafik oldukça hızlı.

Esnafı, öğrencisi, memuru, ev hanımı hatta mahallenin muhtarı defalarca ‘trafik lambası’ talebinde bulundu. Büyükşehir Belediyesi, bu konuda yapılan başvuruya, ‘bölgede gerekli trafik işaret ve uyarılarının bulunduğu’ şeklinde cevaplar verdi.

Şimdi sormak istiyorum:

* Büyükşehir Belediyesi bu kavşağa sinyalizasyon koymak için neyi bekliyor. İnsanların ölmesini mi?

TAŞDELEN’E KATILIYORUM

BURADA Okur Yazar’da, kentteki ‘12 metre karmaşası’nı gündeme getirmemin ardından, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, şu açıklamayı yaptı:

“Büyükşehir izin versin ilçemizdeki caddeleri de asfaltlayalım.”

Büyükşehir’in ‘izin vermesi gerektiği’ konusunda Taşdelen’e katılıyorum:

* ÇÜNKÜ: Çankaya’daki cadde ve sokakların yüzde 65’i Büyükşehir’e bağlı.

* ÇÜNKÜ: 12 metre kriterini bilmeyen vatandaş, zaten ilk Çankaya Belediyesi’ni arıyor.

* ÇÜNKÜ: Bütünşehir Yasası ile sorumluluk alanı il sınırına kadar genişleyen Büyükşehir, bu şekilde işini kolaylaştırabilir.

* ÇÜNKÜ: Amaç vatandaşın hizmet almasıysa, -ki belediyer bu yüzden var- bu vesileyle parti farkı gözetmeksizin, Ankara için önemli bir adım atılmış olur.     

ÇERÇEVE KISACA 12 METRE...

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve yönetmeliğe göre özeti şöyle:

“Genişliği 12 metre ve üzeri sokaklar Büyükşehir’in, 12 metrenin altındakiler ise ilçe belediyesinin yetki ve sorumluluğunda.”

SORUM VAR

Çankaya Belediyesi kontrol etmiyor mu?

ÇANKAYA’nın Aziziye Mahallesi’ndeki Kıbrıs Sokak’ta, 4 Eylül Cumartesi günü Turkcell Superonline ‘fiber’ çalışması için tüm sokağı kazdı. Haberimiz olmadığı için araçlarımız garajda mahsur kaldı. ‘2 gün’ denilen çalışma, 2 hafta sürdü. İş bittiğinde, kazılan yerlerin eski haline döndürüleceğini beklerken, kazdıkları yerleri niteliksiz çimento harcıyla özensiz bir şekilde doldurdular. Çoğu kısım doğru dürüst kapanmadı, çukurlar duruyor. Garaj girişlerinde, 15 cm derinliğindeki yarıklar araçlarımızın lastiklerini tahrip ediyor. Önümüz kış, buralar çatlayıp hasar büyüyecek. Merak ediyorum ve soruyorum:

* Çankaya Belediyesi durumu biliyor mu veya farkında mı?

* İşlerini yapıp gidenler hiç mi kontrol edilmez?

Ş.A

Kaldırım(n) OTOPARKI

ANITKABİR’e bakan Gençlik Caddesi Kırağı Sokak’taki 10-12-14 ve 16 no’lu apartmanlar, mülkiyeti Çankaya Belediyesi’ne ait kaldırımları 45 yıldır fiilen otopark olarak kullanıyorlar. Bahçe duvarlarına dikine, yan yana park eden bu araçlar, caddeye de taşıyor. Haliyle araçlar kaldırımda, yayalar yolda...

Bu yol Bahçelievler, Gençlik-Akdeniz-Turgut Reis caddeleri ve Tandoğan arasında çok işlek bir sokaktır. Devletin, milletin malı olan kaldırımlar fiilen işgal altındadır. Belediye 30 yıl önce bu apartmanları ‘işgalci’ diye mahkemeye verdi, davayı kaybettiler. Yargıtay’da idi ama Büyükşehir Kanunu çıkınca devir esnasında dosyalar herhalde kayboldu ki Çankaya Belediyesi ilgilenmiyor. Dilekçeye cevap da vermiyor. Mahkeme dosyaları ne oldu takip eden yok. Devletin malı deniz mi?

Ü.H.

ÜNİVERSİTELİDEN REKTÖR’E

EĞİTİM GAZİ’LERİ

GAZİ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde (İİBF) ‘yüksek lisans’ yaptığını kaydeden okur Yasemin Kasap,    

* Ana kampüsten ayrı olan İİBF, Hukuk Fakültesi ile aynı yerleşkeyi paylaşıyor. Büyük bir bahçemiz yok. Öğrenciler için ayrılan alan o kadar küçük ki bahçede oturacak yer bulamıyoruz. 

* Ne ana kampüsteki kütüphane ne de Mühendislik Fakültesi’nin sahip olduğu kütüphane olanağına sahip değiliz.

* Ders çalışacak yeri zor buluyoruz.

* Hocalar ile aynı giriş-çıkış kapısını kullanamıyoruz. Derslikler, -bir şey çalınmasın diye- çoğu zaman kilitli. Bu uygulamaya sahip başka fakülte yok.

* İİBF B Blok’ta bütün sınıf derse geldiğinde, oturacak yer bulamıyorsunuz.

* Bizim ne mühendislikteki öğrenciler gibi bilardo ve masa tenisi masalarımız var ne de ana kampüsteki gibi açık spor alanlarına sahibiz. Tek eğlencemiz sohbetimiz, tabi bahçede yer bulabilirsek.

* Fotokopi yaptıracağımız yerde internetten çıktı dahi alamıyoruz.

* Ve son olarak; yemekhaneyi, Hukuk Fakültesi ile paylaşıyoruz. İlk bir saatte neredeyse tüm yemekler bitiyor.