Paylaş
Hal böyle olunca zorlansak da Türkiye’nin en genç Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi’ni bulduk. Hem de Ankara’dan. 2009 yılındaki yerel seçimlerde Türkiye’nin en genç Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi seçilen AK Partili Alper Küçük’le ‘Bir Başka Pencereden’ konuştuk.
Türkiye'de seçilme yaşının 18’e mi, yoksa 21’e mi düşürülmesi gerektiği konusunda çıkan tartışmalar zaman zaman gündeme gelirken, Ankara yerel siyasetinde genç isimler gün geçtikçe sayısını ve etkinliğini artırmaya devam ediyor.
Siyasette, ‘botoks’ etkisi yapan gençleştirme operasyonu ile 2009 Yerel Seçimi’nde özellikle Ak Parti Hükümeti, Ankara’nın yerel siyaset arenasına genç isimleri dahil etti.
Seçimin ardından henüz 25 yaşındayken, ‘Türkiye ve Ankara’nın en genç Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi’ unvanıyla koltuğa oturma fırsatı yakalayanlardan biri de Altındağ ve Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Alper Küçük oldu. Bugün 29 yaşındaki Alper Küçük, Büyükşehir Belediye Meclisi Avrupa Birliği Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olarak görev yapıyor. Altındağ ve Büyükşehir Belediyeleri’nin Avrupa’ya açılan yüzü olan Alper Küçük ile Ankara’nın yerel siyasetindeki gençlerin yeri ve önemini, ‘Bir Başka Pencereden’ konuştuk.
* Siyasete olan ilginiz ne zaman başladı?
Siyasete olan merakım çocukluktan başlıyor. Çizgifilm izlemez, haberleri izlerdim. Hatta ilkokul yıllarımda öğretmenim bana, ‘Büyüyünce siyasetçi ol, ağzın çok iyi laf yapıyor’ demişti, benim de siyasete karşı arkadaşlarıma göre farklı bir eğilimim ve merakım vardı. Üniversite hayatım boyunca aktif olarak siyasetin içinde bulundum. Uluslararası Yabancı Öğrenci Birlikleri’nin eş başkanlıklarını yaptım.
* AK Parti ile tanışma süreci nasıl gelişti?
AK Parti ile 2004 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra tanıştım. Arkadaşlarımın bir çoğu İstanbul Gençlik Kolları’nda görev aldı. Onların tavsiye ve yönlendirmeleriyle, AK Parti Gençlik Kolları Ankara İl Başkanlığı’nda siyasi hayatıma yönetim kurulu üyesi olarak başladım. Daha sonra Gençlik Kolları Başkan Yardımcılığı yaptım, şimdi de Genel Merkez Gençlik Kolları Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi olarak siyasi hayatıma devam ediyorum.
* 2009 Yerel Seçimi’nde Türkiye ve Ankara’nın en genç Meclis Üyeleri’nden biri oldun. Siyaset mi sürükledi, hayalin miydi?
Meclis Üyeliği seçimi aslında vekil seçimi kadar zor bir süreç. Gençlik Kolları’ndan 20 kişi vardı, benimse Allah’tan başka hiç kimsem yoktu. Listelerle ilgili Sayın Başbakanımızın tutumu doğrultusunda Altındağ’da dördüncü sıradan yer buldum. Bir pazar akşamıydı. Meclis Üyesi olduğumu öğrendiğimde şaşırdım. Özgeçmişim sayesinde listede yer aldım. Yani hayaldi, gerçek oldu.
* Belediye Meclisleri’nde genç isimlere rastlamak pek de mümkün olmuyor. Gençler mi ilgisiz yoksa fırsat mı verilmiyor?
Gençlerin ilgisiz olduğunu söyleyemeyiz en azından bugün için. Çünkü Sayın Başbakanımız, siyasette gençlerin önünü açarak, Türkiye Siyaset Tarihi’ndeki bulanık suyu durultmuş oldu. Bu durulaşma ve berraklaşma hızla devam ediyor. Eskiden gençler, siyaseti daha çok sokakta yapıyordu. Şimdi ise bayrak asan gençler araştırmaya ve proje üretmeye başladı. Bu da fırsat verildiğinde gençlerin siyasette neler yapabileceğini gösteriyor. Yani ne kadar çok genç siyasette aktif olursa, ülkenin gelişimi de o kadar hızlanacaktır. Bu yüzden Belediye Meclisleri’nde gençlere daha fazla yer verilmesi gerekir. Mesela Cumhuriyet Halk Partisi’nde genç yok. Bu sayının dengeli olarak artmasını bir genç olarak isterim.
SOKAKTA ÇATIŞMA MASADA TARTIŞ
* Peki biraz da gençlerin siyasette izledikleri yol ve görüş farklılıkları üzerinden konuşursak, zaman zaman üzücü olaylar da yaşanıyor. Ne tür tavsiyelerde bulunursun?
İdeolojik yaklaşımlı siyaset, iyi sonuçlar doğurabildiği gibi maalesef bazen kötü sonuçlara da sebebiyet verebiliyor. Yani ideolojik gruplar arasında bir kalıp içine giriyor ve farklı fikirlere kapalı oluyorsunuz. İşte burada demokrasiden ya da özgürlükten söz edemezsiniz. Hiçbir taraf çatışmadan yana değildir, ama maalesef oluyor. Bu yüzden sokakta çatışmak yerine aynı masada tartışmak gerekir. Aksi takdirde bir kısmı çıkar dağda silah alır, bir kısmı taş, molotof alır. Bu yüzyılda olmaması gereken görüntüler. Aykırı olan ya da iktidar yanlısı arkadaşlar, bu ülke için fikirleri varsa, bunları siyasi mecralarda demokratik bir şekilde dile getirme gayreti içinde olmalılar. İnsanların muhakkak demokratik bir şekilde eylem yapma ve seslerini duyurma hakları var. Ama Türkiye’deki gençler siyasallaşmaktan uzaklaştırılmış. Bunda en büyük etki ise darbe.
* AK Parti’li bir genç siyasetçi olarak, muhalefeti nasıl değerlendirirsin?
Bu soruya AK Parti’li olarak değil de, Türkiye’de siyaset yapma hayali kuran ve küçük de olsa adım atmış bir genç olarak cevap vermek isterim. Mualefetin tavrı iki kelime; İstemem, Yaptırmam. ‘Peki ne yapalım’ dendiğinde ortaya bir şey konulması gerekiyor. Yani güçlü muhalefet yapıcı olmaktan geçiyor. Biz gençler olarak bunu görüyoruz, daha üretken bir iktidar ve muhalefet olmak için Sağ ya da Sol görüş fark etmez, bu konuda çalışması lazım.
MELİH AMCA BANA TOP AT
* Yeniden Ankara’ya dönersek, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin en yaşlı üyesi Niyazi Oğultürk ile aranızda 41 yaş fark var. Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ise 19 yıldır aynı koltukta. Genç yaşta bu isimlerle siyaset yapmak nasıl bir duygu?
Rahmetli Erbakan Hoca ile Melih Bey, Kızılay’da Ankaray açılışını yaptıkları zaman ben çocuktum. ‘Melih Amca bana top at’ diye bağırırdım. Bir de çok dönerini yedim, o dönerlerle büyüdük. Ve gün geliyor beraber siyaset yapıyorsunuz. Onlara baktığımda, çocukluk hayalimin gerçek olmaya başladığını görüyorum.
* Meclis Salonu’nda seni daha çok ön sıralarda görüyorum. Bir nedeni var mı?
Bazen arkada da oluyorum. Ama önde oturduğunuzda konuya yakın, olaylara da daha hakim oluyorsunuz. Başkan ve Grup Başkan Vekili’ne yakınsınız. Muhalif gruplardan gelen sataşmalar olduğunda, bire bir yaşıyorsunuz. Bu da tecrübenizi artırıyor. Yani Meclis hakimiyetiniz artıyor. Çünkü siyasetin kurdu olmuş Meclis Üyeleri arasında, diyalogları yakalamak ve anlamak kolay olmuyor.
* Yaşça büyük Meclis üyeleri ile muhalif grupların yaklaşımı nasıl?
Bazı Meclis üyeleri, ‘Ah sendeki yaş ben de olsaydı, şu koltukta senin yaşındayken otursaydım’ diyor ve bir çoğundan destek alıyorsun. Muhalif olan CHP ve MHP grubundan ise sevgi dolu sözler duyuyorum. Hatta 2010’da Belediye Encümen Üyesi seçildiğimde muhalif iki gruptan da oy almıştım.
* 2014 Yerel Seçimi’ne çok da fazla bir süre kalmadı. Ankara’yı nasıl bir dönem bekliyor, siyasette nasıl bir hedef belirledin?
2014 Yerel Seçimleri, Türkiye tarihinin en ilginç yerel seçimlerinden biri olacak. Özellikle Ankara’daki seçimlerin bir tez çalışması olabilecek nitelikte sonuçlanacağını düşünüyorum. Uzun vadede yerelde bir siyasetçi olmak istiyorum. Halkla iç içe olmayı seviyorum.
* Büyükşehir Belediye Başkanı olsaydın, Ankara’ya yapmak istediğin ilk icraat ne olurdu?
İkinci bir teknik üniversite isterdim.
* Son olarak bir Altındağ Meclis Üyesi olarak, ilçenin gelişimini nasıl değerlendiriyorsun?
Altındağ denildiğinde insanların aklına eskiden, Çinçin’i ile anılan varoş, gecokundu geliyordu. Şimdi kentsel dönüşümüyle tanınan bir yer haline geldi, insanlar ev yapmak için yer alıyor. Bunda Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin büyük katkısı var. İleride imar ve yeşillik açısından daha büyük farklar yaratacaktır.
MAKAMDA İLK VE TEK NİKAH
Alper Küçük, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in makam odasında ‘evet’ diyerek dünya evine girdi. Bu nikah aynı zamanda Gökçek’in 19 yılda makam odasında kıydığı ilk ve tek nikah olma özelliği taşıyor.
Paylaş