Paylaş
- Biz ne yapalım? Adam gitmiş Ankara’ya şikâyet etmiş. Oradaki bürokrat ‘inceleyin’ diye yazıyı yazmış. Buradaki görevli de ‘Yahu ileride başıma dert olmasın, ben cezayı keseyim de kurtulayım’ demiş... Yani sonradan savcılıktan gelen ‘Kardeşim, sen neden ceza kesmedin. Sen de suçlusun” yazısından korkuyor...
Ne yazık ki Ankara’yla ‘taşra’ arasındaki uçurumun sonucu ve tarifi işte budur.
‘Aman başıma bir şey gelmesin’ diyen bürokrasinin ‘aç soruşturmayı, at sorumluluğu üstünden’ hali...
Örnek mi?
Bugün Türkiye’nin en büyük turizm gelirini sağlayan Marmaris’ten Antalya’ya kadar uzanan sahillerdeki turizm yatırımcılarını dinleyin.
O haritada işaret parmağınızı rasgele bir yere koyun...
Bugünlerde ‘Yandık, bir de devlet vurmasın’ sesinden başkasını duymazsınız.
İşte Ortaca, Dalyan, Fethiye...
- Zaten otelini yenilemek için kredi borcu alan yatırımcı sıkıntıya girmiş...
- Zaten acente iptalleri peş peşe geliyor...
- Zaten umutlar son dakika rezervasyonuna kalmış...
- Zaten birçok otel gecikmeli açılış yapma noktasında...
Şimdi bir de sezon öncesi ‘teftiş ve şikâyet’ adı altında ceza kesiliyor...
Neymiş, sahildeki lokanta mutfak bacası yanlış yere konmuş...
Neymiş, falanca otel, bahçesine sundurma yapmış...
Falanca otel, havuzunun kenarına bar yapmış...Bir başkası ‘animasyon sahnesi’ni büyütmüş...
Ruhsata aykırı... Kes cezayı...
Ankara’daki bürokrasiden gelen bu basınç, otelcileri, lokantacıları, kıyı işleticilerini isyan noktasına getiriyor.
Zaten Rusya krizi, mülteci akını, terör derken tıkanan yatırımcı bir de bu gereksiz baskıyla eziliyor.
Otelci tıkanınca, ona sebze-meyve veren çiftçi boğuluyor. O yatırımda çalışan yöre insanı işinden oluyor.
Yani turizm bölgesinde halk, esnaf, çiftçi tıkanıyor.
Elbette haksız kazanç varsa yakasına yapışsınlar. Ama haklı-haksız nasıl ayrılacak?
AK Partilisinden CHP’lisine kadar herkes, her siyasetçi, yöre milletvekili şikâyetçi.
Ama bürokrasi basınca devam ediyor.
Soruyorlar:
- Yahu arkadaş, sen her bahar evinde ufak tefek değişiklik yapmaz mısın? Kanepeleri yer değiştirmez misin? Otelin içinde yapılan bu ufak değişikliklerden ne istiyorsun da ceza yağdırıp savcılıkları harekete geçiriyorsun?
Umarım Kültür ve Turizm Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı bu konuyu dinler...
ÖNERİLERE GELİNCE
Kısa vadeli olarak...
- Kredi borcu olan otelci ve yatırımcılara BDDK’nın yeniden yapılandırma kararı alması çok olumlu bir adımdır..
Ancak buna ek olarak otelcilerin bu kriz döneminde işletmelerinde yaptıkları değişikliklerden dolayı kesilen cezalara ve açılan savcılık soruşturmalarına da bir çözüm bulmak gerekiyor.
- Bir yasa ya da yönetmelik değişikliği yapılabilir.
- Bunun için, ilgili bakanlıkların belediye başkanlarını, muhtarları, bölge turizm birliklerini dinlemesi uygun olur.
Uzun vadede...
- Yerelde seçilmişlerle atanmışlar arasındaki yetki karmaşasına bir son verilmeli...
Ankara’daki bürokratın kilometrelerce uzaktaki meseleyi görüp çözmesi mümkün değildir.
- Bir mahallenin meselesini muhtardan daha iyi bilebilir misiniz?
Atanmış doğal olarak kendisini atayanı önceler. Seçilmiş de doğal olarak kendisini seçen halkı önceler.
Türkiye turizminin kapılarının açılacağı bugünlerde, zaten zorda olan sektöre ilgi gerekiyor...
Eğer Ankara’daki seçilmişler, atadıkları kişileri değil, o yörelerde halkın seçtiklerini ve yatırımcıları dinlerse, mesele büyük oranda rahatlar...
Not: Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, kıyı turizmi, doğal yapılar ve denizcilik üzerine önemli toplantılar yapıyor. Umarım olumlu sonuçlar duyarız...
Paylaş