Paylaş
Şimdi detaya girelim:
Güneş, kızıl bir şemsiye gibi Suriye sınırına doğru kapanırken sormuştum Ebru’ya:
- Nasıl geldin buralara? Bu Mardin yemeklerini, bu Süryani şaraplarını nasıl buldun, büyüttün...
Cercis Murat Konağı’ndaki lokantasında konuşmuştuk Ebru Baybara’yla...
Şu kısa cevabı vermişti:
“Çok sevdim buraları. Atladım geldim İstanbul’dan. Biz o lezzeti kendi toprağımızdan, kendi halkımızdan aldık, büyüttük.”
Peki ben şimdi İstanbul’dan kalkıp Mardin’e yerleşen ve orada ev içlerine mahkûm olmuş kadınları “yöresel yemek atölyesi”ne çağıran Ebru’yu neden hatırladım?
O kadın haklarının uzak misyoneri nereden geldi aklıma?
VALİYE SALDIRI
Mardin Milletvekili Mehmet Halit Demir yüzünden...
Demir’in Mardin Valisi’ne karşı kullandığı ağır sözler yüzünden...
Olay şu: Mardin Valiliği Artuklu Üniversitesi’nde “Türkiye ve Avrupa Birliği” adı altında bir forum düzenliyor...
Foruma AB üyesi bazı büyükelçiler ve yabancı misyon katılıyor...
Ve açılış kokteylinde Ebru’nun organizasyonuyla yerel lezzetler sunuluyor.
Bunlardan birisi de yörenin “Süryani şarabı”.
Ne zaman gitseniz Süryanilerin şarabı bir Mardin kültürü olarak size sunulur.
Bir Mardin klasiği... Bir yöresel lezzet gösterisi...
Ama milletvekili AB temsilcilerine sunulan Mardin’in Süryani şarabına tahammül edemiyor...
Bu yüzden de Mardin Valisi’ni açıktan suçluyor:
“Gençlerin eğitim yuvasında içki servisi olur mu?”
Ve daha ağır sözler...
İşte ben bunu anlamıyorum...
Mardin’e ne zaman gitsem Süryani kültürünün bir kuyumcu titizliğiyle o kenti nasıl işlediğini görürüm. Biraz Arap, biraz Kürt, biraz Süryani...
Budur işte desteklediğim o açılımın zenginliği...
Budur, Van’daki Akdamar Kilisesi’nin ibadete açılması talebi...
Budur Ermeni kardeşimin duvarlara çizdiği umutlar... Budur Büyükada’da Fıstık Ahmet’in aradığı kayıp kuşak... Budur Fedon’un Sedef Adası’nda yankılanan Rumca ezgileri...
AÇILIM NEREDE?
Şimdi Mardin Milletvekili Demir’in, valiye yaptığı ağır saldırıyı görünce sormadan edemedim:
- Hükümetin açılım dediği şey nedir?
- Yalnızca PKK’nın elinden silahı almak için verilen bazı sözler midir?
Yoksa bu ülkedeki insan ve kültür zenginliğini özgür ve demokratik bir ortamda yeşertebilmek midir?
Eğer böyleyse, Mardin milletvekilinin bu sözlerini ne yapacağız?
Zaten bu kafa yüzünden Mardin’de Süryani şarabı bırakmadılar. Şarap servisi yapan lokantalar yavaş yavaş kapandı...
Sineması durdu. Tiyatrosu kesildi. İçine kapandı şehir...
Neyse ki Ebru orada...
Neyse ki, bin yıllık tarihiyle Mardin, kendi zenginliğini içinde tutuyor hâlâ.
Neyse ki, şaraba bir kültür değil, yalnızca bir “alkol” olarak bakan milletvekiline rağmen, üniversite duruyor orada...
Üzülme sayın vali...
Bazen zor oluyor hayatı renklendirmek...
Zor oluyor zenginlikleri yaşatmak...
(Bu arada son dönemde “Bizi halk seçti, milli irade” diye önüne gelen valiyi, polisi, bürokratı fırçalamaya kalkan “zihniyeti” İçişleri Bakanı Atalay’a hatırlatıyor ve Mardin Valisi’ne nasıl sahip çıkacağını merak ediyorum...)
Paylaş