Paylaş
Evde bir heyecan.
Dr. Kathleen, önce çocukları öptü.
Sonra eşine sarıldı:
“Uzun bir seyahat olacak. Ama ne yapalım iş bu...”
Elinde bavul kendisini almaya gelen araca bindi.
Gece geç saatlerde uçağının kalkmasını bekliyordu. Az sonra havalandılar.
Uyuması lazımdı. Kapattı gözlerini.
Ertesi sabah Kazakistan’daydı... Baktı Sergey onu bekliyor.
Sarıldılar...
Bir erken akşam yemeği... Güzel bir sohbet...
Ertesi gün öğleye doğru yine alandaydılar...
Ve bu defa bir MS-17’ye bindiler.
Tam 3 saat sonra 6 ay boyunca onları ağırlayacak evlerine gelmişlerdi.
Nereye mi?
Yeryüzünden 400 kilometre yukarıda Uluslararası Uzay İstasyonu burası.
Pencereden bakıyorlar...
Aşağıda masmavi gezegenimiz parlıyor...
EVİMİZE İYİ BAKIN DÜNYA’DA GÖRÜŞÜRÜZ
- Kate ve Sergey’ler “yörünge evlerine” geldikten sonra 6 aydır orada olan arkadaşlarını uğurluyorlar. Nöbet değişimi yani. Turizm dilinde “devre mülk” gibi.
Kud-Sverchkov o anı biz dünyadaki dostlarına şöyle anlatıyor:
“Bugün biz de onları onurlandırıyoruz ve evdeyiz, istasyonda altı aylık çalışma bitti, mürettebat için en önemli anlardan biri Dünya’ya geri dönmek. Size iyi şanslar ve yumuşak inişler. Dünya’da görüşürüz...”
Arkadaşlar şu “Dünya’da görüşürüz” lafı beni öylesine etkiledi ki...
VE MESAJLAR…
- Şu an istasyonda 7 astronot var. 4 ABD’li, 2 Rus ve bir Japon.
Ben bir süredir içlerinden Sergey Kud-Sverchkov’u takip ediyorum.
Sergey sosyal medyada çok aktif ve muhteşem fotoğraflar gönderiyor.
Biz de ona yazıyoruz. Dünyanın değişik bölgelerinden mesajlar alıyor.
Geçenlerde peş peşe mesajlar aldık:
“Ayda günbatımı... Ve gündoğumu... İlk kez dışarı çıktık. İstasyon dışında bir sonsuzluk içinde çalışıyorsunuz. İlk olarak, çıkış kapağı açıldığında, çıkmaya başlarsınız ve sonsuzluğun tam anlamıyla önünüzde açıldığını görürsünüz.
İstasyona bağlısınız ama sonrası sonsuzluk. Kendimi sarp dağlara tırmanan mağaralara inen bir dağcı gibi hissettim, iplere bağlısınız. 120 kiloluk giysinizle yavaş ve adım adım hareket ediyorsunuz.”
Sanıyorum, Sergey ülkelerden gelen mesajlara göre o ülkenin bir fotoğrafını yayınlıyor. Biz ona yazıyoruz, o ne kadar bizim isimlerimize yazıyor onu bilemem. Ama bildiğim biz ona, o bizlere yazıyor. Biz uzaya gönderiyoruz, o dünyaya cevap veriyor. O yüzden uzaydaki tek dostumdur.
Bu defa ben şöyle birkaç mesaj attım:
“Uzaydaki sevgili dostum, Türkiye’den Ağrı Dağı fotoğrafını aldım. Çok teşekkür ederim. Şimdi bir İstanbul fotoğrafı bekliyorum. Ben de bir yelkenci olduğum için rüzgâr ve denizde süzülmeyi biliyorum. O nedenle sonsuzluktaki süzülüşünü biraz olsun hissedebiliyorum.”
HER SABAH DÜNYA’DAN BİR YER
- Sergey, yaklaşık her sabah bize bir mesaj gönderiyor.
Örneğin dün Fransa Bordeaux’dan (Bordo) bir fotoğraf gönderip altına Fransızca şöyle yazdı:
“Günaydın bayanlar baylar. Tarihin ve kültürün ve mimarinin bu eşsiz şarap merkezine hoş geldiniz.”
UZAYDA YAŞAMIN 20’NCİ YILI
Uzayda kesintisiz yaşam tam 20 yıl olmuş.
Evet insanoğlu 20 yıldır uzayda yaşıyor.
Sergey bu defa bu kutlamayı şöyle anlatıyor:
“Uzaydaki evimiz bugün 20 yaşına giriyor, şu anda 64’üncü uzun süreli keşif gezisi yapılıyor. Bu 20 yıl bize çok şeyler öğretti. Ben buradan Ay’a bakınca çok değil önümüzdeki yıl bitmeden insanların geldiği yeni istasyonları görüyorum. Rus istasyonu (Ay 25’i) görüyorum.”
NASIL YETİŞİYORLAR
- Peki nasıl yetişiyorlar...
Arkadaşlar, tek tek bakınca muazzam insan hikâyeleri çıkıyor..
İşte Kathleen Rubins:
Dr. Rubins 1973 doğumlu bir bilim insanı. Biyolog.
Stanford Üniversitesi’nden doktorasını aldıktan sonra ABD Ordusu Bulaşıcı Hastalıklar Tıbbi Araştırma Enstitüsü ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne giriyor. (Böyle bir merkez varmış demek ki. Hmmmmm...) Hayvan modeli kullanarak “virüs ve konak” ilişkisini inceliyor. Yani şu anda dünyanın başına bela olan korona tipi virüsleri inceliyor.
Biraz daha geriye gidersek. Dr. Rubins MIT’nin baş araştırmacı pozisyonunu kabul edip Ebola virüsüyle mücadele için Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne gidiyor... Tabii o bir anne...
Ve şimdi uzayda bu çalışmalarına devam ediyor...
SERGEY VE CASSDY
Evet her birinin hayatı gerçekten bir öykü.
İşte Chris Cassidy.
Chris uzaya çıkmadan önce ABD donanmasından bir özel kuvvet komutanı.
Afganistan-Pakistan sınırındaki Zharwar Kili Mağarası’nda dokuz günlük bir operasyona öncülük etmiş. ABD Başkanı kendisine bronz yıldız madalyası vermiş.
VE SERGEY KUD-SVERCHKOV
Bir uçuş mühendisi. Fizikçi. Dağcı.
Tabii arkadaşlar astronot olmadan önce muazzam bir eğitim var. Sergey bunu anlatıyor.
ÜZERİMİZDEN NE ZAMAN GEÇİYORLAR
Onlar bize yukarıdan el salladığında. Onları göremesek de... Geceleri yıldız gibi parlayan bir ışığın üzerimizden geçtiğini görebiliyoruz.
Bunun için bir program da var. Hangi saat dünyanın neresinden geçtiği görülebiliyor. Siz de bulunduğunuz lokasyona göre görebilirsiniz.
Tabii görmek için önce bakmak gerekiyor.
Şehirlere, çok katlı apartmanlara, binalarla kuşatılmış sokaklara öylesine mahkûm edildik ki...
Gökyüzüne bakmak aklımıza bile gelmiyor.
Bari bu pazar. Her türlü belaya, krize, sıkıntıya, karantinaya, korkuya rağmen...
“Kaldırın başınızı, gökyüzüne bakın” demek için yazıyorum bunları.
Derin bir nefes alıp gökyüzünü çekin içinize.
Dünyaya gelmiş olmanın şansını hissedin.
Bir gezegenimiz var... Bir o kadar da umuda ihtiyacımız var.
İyi pazarlar...
Paylaş