Paylaş
Yaşanan bütün çirkinliklere rağmen, 2543 metre yüksekte Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde bir umut bulabilir miyiz?
Türkiye’nin birbirine girdiği, hukukun, adaletin, ahlaki kavramların, siyaset poligonunda delik deşik olduğu bir Türkiye konuşulurken, böyle bir zirvede nasıl bir umut bulunabilir?
Belki de o umuda sığınmak istiyorum.
Türkiye’nin önde gelen bankacıları, CEO’ları, işadamları burada.
İlk konuşmayı Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan Boyner yapıyor.
O konuşmadan bir kavram yükseliyor:
“Hukuk Güvenliği”...
Ve “Ahlak”...
Diyor ki:
“Eğer ahlak olmazsa, hukukun güvenliği olmazsa, istediğiniz kadar kanun koyun. Adalete ve demokrasiye ahlak olmadan ulaşamazsınız. Ahlak bir eğitimdir.”
Toplantı arasında sohbet ederken biraz daha açıyor sözlerini:
“Herkese bir soru sorsak. Desek ki, senin ahlaki değer sıralaman nedir?
- Okullardaki ahlaki eğitim nasıldır?
- Suç nedir?
- Mesela okullarda kopya çekmek bir suç mudur?
- Kırmızı ışıkta geçebilmek...
- Kuyruğa girmemek...
- Yalan söylemek nasıl bir suçtur?”
Acaba böyle bir anket yapsak...
Kim bilir ne tür cevaplar alırız.
Elbette bir de şu var.
Türkiye’de bir “anket gerçeği” var.
Bir sapma, bir “sahte cevap” faktörü var.
Yani bir soru sorarsınız..
Mesela, “Sizce çevre duyarlığı ne kadar değerlidir?” diye sorsanız...
Müthiş güzel cevaplar alırsınız. “Çevre her şeyden önemlidir” diye cevap veren kişi, üstelik buna inanır da...
Ama yazın gittiği denizde, teknesinden sintineyi basıverir.
Elindeki şişeyi denize fırlatıverir.
Kadına saygıdan söz eder. “Cennet anaların ayakları altındadır” diye inanır.
Anket sorularını böyle cevaplar. Ama evde karısını döver.
Böyle bir “anket gerçeğimiz” de var ki...
Ahlak da zaten tam işte burada çatlar.
Hanzade Doğan Boyner’in bu sorusu belki de içinde bulunduğumuz şu garabet tartışmanın röntgenini çekebilmek açısından çok önemlidir.
Nitekim benzeri bir konu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın konuşmasından geldi.
Doğrusu Babacan’ı dinlemek bana biraz moral oldu.
Böyle bir bakışın, böyle bir zihniyetin siyasette olduğunu bilmek...
Bunca çatışma ve çirkinliklere rağmen, böyle bir vizyonun olduğunu bilmek biraz olsun umut oldu.
Babacan “medeniyet” şartlarını sıraladı:
- Tam demokrasi.
- Avrupa Birliği hedefi.
- Adalet ve evrensel hukuk ilkelerine kavuşmak.
- Hukuk güvenliği, demokrasi ve ekonomi için şarttır.
- Rekabete açık ekonomi.
Dikkat ettim, dışarıda Twitter’ın kapatıldığı saatlerde, içeride tam demokrasi ve hukuk bir medeniyet ufku olarak gösteriliyordu.
Şaşırtıcı ve sarsıcı günlerden geçiyoruz.
Türkiye kanunlardan öte, bir ahlaki sorgulama yaşamak zorundadır artık...
Hukuk güvenliği içinde bir ahlaki sorgulama.
Bir büyük vicdan mahkemesi...
Yapabilir miyiz bunu?
Bal gibi yaparız...
ULUDAĞ’DAN KISA İZLENİMLER
KAR YOK: Bursa’da olup da İskender kebabı yemeden geçilir mi?
Ömer ve Levent Kızıl tam bir ev sahipliği yapıyor.
Fatih Terim’le birlikte dağlara karşı kebap yiyoruz. Bir de kötü haber var. Ne yazık ki bu yıl Bursa’da son dönemlerin en büyük kuraklığı yaşanıyor. Kar yok.
Doğrusu bu beni korkutuyor. Önümüzde büyük bir kuraklık olabilir.
ORGANİZASYONA TAM PUAN: Kapital ve Ekonomist dergilerinin yönetimlerini tebrik etmek gerekiyor. Uludağ ekonomi zirvesi katılımcılarıyla, konularıyla, markalarıyla, önerileriyle, Bursa’nın zirvelerinden Türkiye’ye bir umut oluyor.
Paylaş