Paylaş
Dün Hamburg’da işte onun keyfini yaşadık.
Almanya Dışişleri Bakanlığı, Hürriyet’in ısrarlı yayınları ve manşetleri üzerine Bulgaristan’a sorunun çözümü için ricada bulunuyor.
Elbette diplomasinin nezaket sınırları içinde bir girişim bu.
Amaç, meselenin çözülmesi ve o çilenin bir daha yaşanmaması.
Hangi çile mi?
İşte haber takibi dediğim de bu.
Hatırlayacaksınız...
Avrupa’ya dönüşe geçen insanlar Bulgar sınırında tam bir işkence yaşamıştı.
Kilometrelerce uzayan bir çile kuyruğuydu. Bulgar gümrüğü geçiş sırasında o kadar çok soru soruyordu ki...
Araçlar Bulgar sınırında takılıp kalmıştı.
Yüzlerce telefon mesajı almıştık:
İnsanlar, “Hürriyet bu meselenin üstüne gitsin. Sesimizi duyursun” demişti.
Biz de gittik, günlerce süren manşetler attık.
Ve nihayet önceki gün o sesin duyulduğunu gördük.
Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle’ye çile kuyruğunun dosyasını verdik.
Bakan da aynen şöyle dedi:
“Evet ben o haberlerinizi takip ettim. Konuyu da biliyorum. Bulgar yetkililerle önümüzdeki hafta konuşacağız...”
İşte mesleğin keyifli tarafı dediğim de bu... Elbette takibi bırakmayacağız.
KELEBEĞİN RÜYASI İÇİN BİR KÜÇÜK UYARI
‘KELEBEĞİN Rüyası’ gerçekten güzel bir film.
ince ve titiz bir çalışma...
Ama önceki gün filmi izleyen dikkatli bir dostum aradı.
Filmin bir sahnesinde bir gemi İstanbul’a yanaşıyor. O yılların elbiseleri, o yılların dekoru çok güzel canlandırılmış.
Ama tam o sırada bir gazete satıcısı çocuk bağırıyor:
“Japonlar Amerikan donanmasına saldırdı. Yazıyor... Yazıyooooor...”
Film Oscar adayı olduğu için sanıyorum ABD izleyicisi bu tarihe dikkat edecektir.
Çocuğun “Yazıyoooor” dediği Japon saldırısı Pearl Harbor baskınıdır.
Ancak baskın 7 Aralık 1941’de yapılmıştı.
Yani kışın ortasında...
Ama o gemi sahnesi yazlık elbiseli insanların indiği bir dekor...
Oscar adayı olduğu için söylüyorum.
Ve eğer yanılmıyorsam, belki ufak bir rötuşla düzeltilir.
Bunu bir ukalalık olarak değil, güzel bir filme küçük bir katkı olsun diye yazıyorum.
Yanılıyorsam da hemen düzeltirim...
Paylaş