Paylaş
5 Ekim 2023 tarihinde duran Birleşik Kara Devriyesi (BKD) yeniden başlatılıyor.
Türk ve Rus askerlerinden oluşan birlik, Barış Pınarı Harekâtı bölgesinin doğusunda yeniden devriye görevine başlıyor. Pars ve Kirpi araçlarıyla birlikte 24 personel görev yapıyor.
Peki bu ne anlama geliyor?
Esad her ne kadar görüşme için “Şart koşmuyoruz” dese de sonuçta Türk askerinin Suriye’nin kuzeyinde bulunmasını bir şekilde gündemde tutuyor.
Ancak Soçi mutabakatıyla Türk ve Rus askerlerinin birlikte yeniden devriye görevine başlaması, Türkiye’nin ‘işgal amaçlı’ değil terörle mücadele ve istikrar için orada olduğunun Rusya ile birlikte tescili anlamına geliyor.
Putin’in Esad üzerindeki etkisini de düşünürsek;
Rusya ile bu ortak kara devriyesini Ankara ile Şam arasındaki normalleşme aşaması açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilebiliriz.
LAVROV: TÜRKİYE ASKER ÇEKEBİLİR
Bu noktada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Rusya Today kanalına yaptığı yorumu hatırlatmak gerekiyor.
Lavrov özetle şöyle diyor:
“Türkler Suriye’den asker çekmeye hazır ama ayrıntılı parametreler üzerinde henüz uzlaşma sağlanmadı. Sığınmacıların dönüşü, terör tehdidini bastırmak için gerekli önlemler -ki bu, Türk birliklerinin varlığını gereksiz hale getirecek- bunlar üzerinde konuşuyoruz. Tüm bunlar görüşmeler kapsamında.”
Lavrov’un bu sözlerinden anlıyoruz ki; Türkiye ile Rusya’nın Birleşik Kara Devriyesi’nin başlaması tesadüf değildir.
Rusya, Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme süreci için yoğun çaba harcıyor.
YENİ BİR TOPLANTI GELİYOR
Nitekim Lavrov şu bilgiyi de veriyor: “Geçen sene savunma ve dışişleri bakanlıkları ile özel kurumların katılımıyla toplantılar düzenlemek için büyük çaba sarf ettik. Bu toplantıları Suriye Arap Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yol açabilecek koşulları ele almak için kullandık. Bu toplantılara Suriye, Türkiye, Rusya ve İran’ın temsilcileri katıldı. Şimdi yeni bir toplantı hazırlamanın mantıklı olacağına inanıyoruz. Öngörülebilir bir gelecekte bunun gerçekleşeceğinden eminim.”
ÖNGÖRÜLEBİLİR GELECEK
Bakan Lavrov’un bu ‘öngörülebilir gelecek’ sözünün altını çizmek gerekiyor.
Demek ki yakın bir zaman diliminden söz ediyoruz.
Bir muhtemel takvimden.
Aslında Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmek için gerekli olan ortamı en üst düzeydeki açıklamalarla tanımlamıştı.
Son olarak Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, başta PKK/YPG ve DEAŞ olmak üzere bölgenin terörden arındırılması gerektiğini net olarak ifade etmişti.
Bu açıdan da bakınca Rusya ile Birleşik Kara Devriyesi’nin başlaması bir dizi yeni gelişmenin ilk işareti gibi duruyor.
Suriye’de Türkiye’nin desteklediği muhalif güçleri ve ABD’nin PKK/YPG’ye verdiği destek ile diğer faktörleri düşünürsek, normalleşme sürecinin o kadar kolay olmadığını elbette biliyoruz.
Ancak sahadaki bu pratik gelişme (BKD’nin yeniden başlaması) iyi niyet açısından önemli bir mesajdır.
Irak’tan sonra toprak bütünlüğüne saygı duyulan bir Suriye ile normalleşme, bölgenin istikrarı ve terörden arındırılması açısından umut verici olacaktır.
Önümüzdeki günlerde Moskova, Tahran, Ankara ve Şam arasında pozitif gelişmeler bekleyebiliriz.
KURTULMUŞ’UN TARTIŞMAYI BİTİREN ‘İLK 4 MADDE’ CEVABI
TBMM Başkanı Başkanlık Divanı toplantısında parti temsilcilerinden biri şöyle diyor: “Sayın Başkan, biliyorsunuz yeni anayasa için ilk 4 madde tartışılıyor. Bu konu ne olacak?”
Numan Bey bu hatırlatma üzerine Başkanlık Divanı üyelerine doğrudan soruyor: “İlk 4 maddenin değişmemesi yönünde farklı düşünen arkadaşımız var mı?”
Ve sorunun cevabını Numan Kurtulmuş şöyle aktarıyor: “Hepsinin cevabı ‘hayır’ oldu. Yani ilk 4 madde tartışması kadar lüzumsuz bir tartışma yoktur. Parlamentoyu oluşturan partilerin çoğunluğu ilk 4 madde ile ilgili bu kadar netler. Böyle bir ihtiyacın olmadığını dile getiriyorlar. Meclis’in büyük çoğunluğunu oluşturanlar bu konuda çok net durduklarına göre ilk 4 madde tartışmasını yapmanın bir zaman kaybı olduğuna inanıyorum.”
Meclis’in açılmasıyla birlikte yeni anayasa yine gündem olacağı için bu gelişmenin altını özellikle çizmek istedim.
Yani; Birkaç ‘aykırı ses’ dışında ‘ilk 4 madde’ üzerine gereksiz bir tartışmanın şimdiden önü alınmış oluyor.
Yani; Numan Kurtulmuş bu sözlerle tartışmaya noktayı koymuş oluyor.
Ayrıca; Numan Bey’in ‘kriz yaratan’ değil, ‘kriz çözen’ yapısı nedeniyle TBMM Başkanlığı döneminde yeni anayasa çalışması hız kazanacaktır.
Paylaş