Suikast listesindeki karanlık finansör

İsrail’in 3’lü suikast zincirinin ilk halkası...

15 Temmuz 2024.

Buyrun...

Kavurucu sıcakta 6 araçlık bir konvoy Suriye’den Lübnan’a geçiyor.

Konvoy El Sabura mıntıkasına gelirken havada aniden bir ıslık sesi duyuluyor.

Ve konvoydaki ikinci araç havaya uçuyor.

Muazzam bir patlama.

Araçtaki isim; Muhammed Beraa El Katırcı... Peki kimdir bu Beraa?

Bu sorunun cevabını bulmak için biraz geri gidelim.

17 Mayıs 2020’de şöyle yazmışım: “Dağdan aşağı doğru kıvrılan yoldan toz duman içinde bir konvoy yaklaşıyor.

Son model siyah cip arkasında onlarca araçla gelip eski taş binanın önünde duruyor.

İki asker koşturup siyah cipin kapısını açıyor. İçinden siyah gözlüklü, askeri kıyafetli genç bir adam iniyor.

Arkasında onlarca gerilla kıyafetli koruma. Ellerinde son model silahlar.

Genç adamı taş binanın önünde yine gerilla kıyafetli 4 kişi karşılıyor.

Sarılıyorlar.

Hepsinin göğüslerinde armalar var.

Burası Suriye’de Deyrizor bölgesi.

ABD’nin PKK/YPG’ye teslim ettiği petrol bölgesi.

Siyah cipten inen siyah gözlüklü adam Katerji Group’un sahibi Hüsam Katerji (Katırcı).

Onu karşılayanlar ise PKK/YPG’nin üst düzey yöneticileri. Katerji Group...

Öyle para kazanıyor ki...

Kendi “ordusunu” bile kurmuş...

Esad’a yakın olan bu şirket, PKK/YPG bölgesinden petrolü alıp Esad’a satıyor...

Arada kim bilir ne komisyonlar dönüyor?

Katerji, Wall Street Journal’a göre ABD ve AB’nin yaptırım listesinde...

YPG/PKK bölgesinden her gün 60 bin varil petrolü alıp Esad’a satıyor...”

Muhammed Beraa El Katırcı - Beşar Esad

2- İKİ KARDEŞ BİR ARADA VE ESAD’IN HİMAYESİ

Şimdi şu fotoğrafa bakıyoruz.

Hüsam Katırcı’nın yanındaki kişi, kardeşi Muhammed Beraa El Katırcı...

Beraa, Suriye’den Lübnan’a geçerken vurulan araçtaki kişi. Yani Katırcı ailesinin çok önemli bir ismi.

Lübnan’daki şirketleri üzerinden Esad himayesinde ticaret yapıyor. Petrol, silah... Ve elbette bu ticareti yaparken İsrail’in iddiaları var.

Hizbullah’a para yardımı...

Arkadaşlar; Yasadışı silah ticareti öylesine bir ticarettir ki; İnancı, ahlakı, düzeyi yoktur.

Bir dönem ABD himayesindeki PKK/YPG ile petrol ticareti yapan aile için Financial Times’a konuşan bir İsrailli yetkili bakın ne diyor: “Katırcı, son yıllarda Hizbullah (Lübnan), Kudüs Gücü (Tugayı) ve Devrim Muhafızları (İran) gibi üç büyük askeri örgütün üst düzey sorumlularıyla ilişkilerini geliştirmiştir. Katırcı, bu örgütlere yüz milyonlarca dolar gönderiyordu.”

Katırcı ailesiyle ilgili olarak kısa bir “google araştırması” yaparsanız; Benzeri birçok yazı bulacaksınız.

Örneğin; “ABD Hazine Bakanlığı, Bera Katırcı’nın İran’dan Suriye’ye petrol ithal eden Lübnanlı bir şirketi elinde bulundurduğunu ifade ederken, Katırcı kardeşlerin Suriye’deki yasadışı petrol ticaretinin bir numaralı ismi olduklarını öne sürüyor.”

İsrail SİHA aracı tarafından vurulan Katırcılara ait araba yandı.
Hüsam Katırcı
Hüsam Katırcı - Muhammed Beraa El Katırcı

3- KARA FİNANS GRUPLARI

Aslında demokrasinin ve denetimin olmadığı Suriye’deki savaş hali, petrol ve silah ticareti üzerine çalışan başka zenginleri de yaratmış durumda.

Bir başka deyişle; Yasadışı yöntemler, terör örgütleri ve kara finans grupları ülkeye hâkim olmuş durumda.

Bu bilgilerden sonra yazının başına dönebiliriz.

İsrail bir dizi suikast listesi hazırlamış. Ve belli ki bu listedeki isimlerin boş anları kollanıyor.

Sağlam bir istihbarat da var. En azından “içeriden” bilgi alınıyor.

İlk suikast Hizbullah’a mali yardım yaptığı iddia edilen Katırcı ailesinin çok önemli bir ismine yapılıyor. Muhammed Beraa Katırcı.

Suriye-Lübnan sınırında konvoydaki aracı havaya uçuruluyor.

4- 30 TEMMUZ

15 Temmuz’da vurulan Katırcı suikastından 15 gün sonra; 30 Temmuz günü Hizbullah Lideri Nasrallah’ın “sağ kolu” diye bilinen komutanlardan Fuad Şükür, Beyrut’ta öldürülüyor.

İsrail basınında Şükür’ün Hizbullah’ın “hassas füze projesi” komutanı olduğu iddia ediliyor.

Hizbullah komutanı Fuad Şükür, ABD’nin başına ödül koyduğu isimler arasındaydı.

Bu bilgiler ışığında bazı şeyler biraz daha netleşiyor.

En azından bu suikastlarda İsrail ile ABD’nin istihbarat ve operasyon işbirliğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Dolayısıyla arkadaşlar; Taraflar iyiden iyiye netleşmektedir.

Bir tarafta ABD-İsrail işbirliği ve suikast zincirleri, Esad’ın Rusya ile “varoluş anlaşması”...

Esad’ın çevresindeki “kara finans” grupları.

ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde kendisine bağlı bir “PKK/YPG koridoru” oluşturma gayreti.

Diğer tarafta “sessiz Rusya ve Asya...”

Karşı tarafta tam olarak kenetlenmemiş bir İslam dünyası.

Ve bütün bu karanlık ve emperyal oyunlar karşısında bekasını koruma refleksindeki Türkiye Cumhuriyeti.

İsrail’in üçlü suikast zincirinin son halkası Haniye’nin Tahran’da öldürülmesi; Olayın boyutlarını çok daha keskin bir noktaya taşıyor.

Evet arkadaşlar; Buradan sonrası artık kestirilemez.

Kim “şöyle olacak” diye bir konuşma yaparsa inanmayın. Çünkü kimse böylesine karanlık bir coğrafyada;

Bütün ışıkları yakamaz.

İyi pazarlar efendim.