Paylaş
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’a en kritik sorular soruldu.
Hatta bizim Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu açıktan soruyu ortaya koydu:
“Adil Öksüz’ün ABD Konsolosluğu’ndan aranması meselesi... Biz de inanmak istiyoruz... Ama tabii inceleyeceğiz.”
Keskin bir soruydu bu sözler.
Derin kuşkuydu.
Sonra gazeteciler yüklendi:
“YPG ile işbirliğinizden Türkiye rahatsız. Ne diyorsunuz?”
Cevap: ... “Türkiye ile işbirliğine devam.”
“Halk Bank Genel Müdür yardımcısı tutuklandı...”
Cevap: ...
Siz her şeyi bilip de hiçbir şey söylemeyen birisini gördünüz mü?
İşte o ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’dur.
Siz bakmayın öyle, cevapsız ve sessiz hallere.
Tillerson dünyanın en güçlü adamlarından biridir.
Öyle diplomatça cevaplar da beklemeyin.
Çünkü gücün ne olduğunu iyi bilir. O yüzden böyle susar.
Rex Tillerson, dışişleri bakanı olmadan önce, dünyanın en büyük petrol devlerinden birinin CEO’suydu.
ExxonMobil...
Yıllık cirosu 250 milyar dolar.
PETROL SAVAŞLARI
Ama daha da önemlisi...
ExxonMobil, Körfez Savaşı’ndan sonra başta Kuveyt olmak üzere Körfez’deki ve Ortadoğu’daki devletlerle anlaşma yapan en büyük petrol şirketlerinden biridir.
Hatırlayın...
Saddam Kuveyt’i işgal edip de petrollerine el koyunca...
ABD doğrudan savaş ilan etmişti.
O savaşın aslında bir ‘petrol savaşı’ olduğunu bütün dünya biliyordu.
Teksaslı petrol dünyasından gelen baba ve oğul Bush’lar hemen harekete geçtiler.
İşte o hareketi başlatan şirketlerin başında gelir ExxonMobil.
Masaya yumruğu vurandır Exxon.
Yani Rex...
Basra Körfezi’nden yüklenen petroller... Körfez’deki petroller bu büyük dev petrol imparatorluklarınca paylaşılır.
Tillerson da 1975’te başladığı Exxon’da 2006 yılına gelince en tepe yönetici olmuştur.
Sözün özü:
Sustuğuna bakmayın. Rex, bırakın yerüstünü, bu bölgedeki bütün yeraltı kaynaklarını çok iyi bilir.
Özelliği de şudur: Çok konuşma. Sonuç al.
İşte şimdi, önceki gün Ankara’da bu Rex’e sordular o soruları:
MAKUL BİR KOMPLO TEORİSİ
Doğrusu ExxonMobil CEO’su Rex Tillerson’un bu sorulara diplomatik cevaplar vermesini hiç beklemiyordum.
O da cevap vermedi zaten.
Çünkü diplomatik olmaktan çok petrole ayarlı bir bakış var ortada.
Nasıl Rusya Akdeniz’de askeri liman için Esad’la ‘sonsuza kadar’ şartıyla bir anlaşma yaptıysa...
Rex de benzeri bir bakışta olabilir.
Diyelim ki...
Irak’ın kuzeyindeki otonom Kürt bölgesinden...
Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak yeni otonom Kürt bölgesinden...
Suriye’nin bir limanına hat çekilse...
Oradan Akdeniz’e açılan bir boru hattı...
Öyle ya...
Atlantik’in öteki yakasından milyarlarca dolar harcayıp asker getireceksin...
Savaşacaksın...
Memlekete tabutlar gidecek...
Risk alacaksın...
Kuzey Irak’taki Peşmerge’yi eğiteceksin...
Zamanla Kuzey Irak’ta senin yetiştirdiğin Kürt yönetimi otonomi kazanacak...
Şimdi sıra Suriye’ye gelecek...
Ve bunu bölgede insan hakları ve demokrasi gelişsin diye anlatacaksın.
Rex Tillerson’un bayındırlık bakanı olmasını beklemek gibi bir şey bu.
Niye dışişleri bakanı oldu sanıyoruz ki...
Petrol devinden gelen bir dışişleri bakanıdır o.
Yeraltını, yerüstünden daha iyi bilir.
Özetlersek...
Ortadoğu ve Körfez’deki durum şudur:
‘Rexxon mobile’
Paylaş