Paylaş
Bu bayram o şehrin çocuklarına bir sevgi olsun diye...
Bu bayram o şehrin aydınlarına...
Alnı kırışmış bilgelerine...
Şiddete kurban giden kadınlarına...
Şiddete kaçırılan gençlerine bir yeni rüya olsun diye...
Bu bayram, öfkeye ve nefrete inat olsun diye...
Sokaklarında dolaşırken birlikte İsmet Özel okuduğumuz bir bakanın şiirini alıyorum...
Buyurun:
DÖRT KAPILI HÜZÜN
“Kaç ay şafağının tanığıydı Dicle
Kaç dolunayda aydınlandı Sur’lar
Kaç gökkuşağının rengiydi Hevsel
Gönlün kaç yıldız burcunu dolaştı aysız gecelerde
Anlat onlara... Anlat Diyarbakır...
*
Etrak ve Ekrad
Ermeni ve Süryan
Arap ve Acem
Ve kim varsa geriye kalan
Kimler su içtiyse kuyularından
Güvercin beslenirdi bakışlarından...
*
Ey mahzun Amida
Kadim ve dar sokaklarında
Barışın ikizi
Kalbinin eyvanlarında
Bir hüzün dolanıyor şimdi
Benüsen’den, Yedikardeş’ten Hevsel’e doğru
Karpuz şenliğinin çıraları değil Dicle’de yanan
Kasideler değil gecede yankılanan
Kimliğindir inleyen
Issız sokaklarında
Amida...
Aah Amida...”
Ah benim sevgili dostum...
Siyasetin bilek güreşi değil bir halkı sevmek olduğunu...
Bir şiirin şehre girişi gibi...
Bir kalbin atışını bir sokağa verir gibi...
Siyasetin insan için olduğunu hatırlattın ya...
Kalemi kalbine yakın olanlar adına...
Herkesin bayramı kutlu olsun.
NOT: Şiir daha uzundur ve Dergâh dergisinde yayınlanmıştır.
NOT: Ayrıca yazarı bakan da olsa... Şairlik makamı bizce yeterlidir...
NOT: Dizeleri kurşun gibi şairler de gördük.
Hiçbirinin elinde silah yoktu.
Duygularımız bütün silahların üzerindedir...
Paylaş