Putin ‘Kandil maşası’yla oynuyor

“Türkiye’ye saldırmayacağız. Ama Türkiye cezasını çekecek.”

Bu söz bana diyor ki...

Putin, Kandil’e silah verir mi?

Mesela ‘hafif menzilli füzeler’ falan verir mi?

Ya da bizim bilmediğimiz bilmem ne kalibreli silahlar...

Yeter ki bir uçağımızı düşürsünler...

Yapar mı?

Rusya daha önce yapmadı mı?

Osmanlı’da yaptı... Cumhuriyet’te yaptı...

Kars’ta yaptı... Erzurum’da yaptı...

“Türkiye cezasını çekecek. Domates ambargosu yetmez” diyen Putin’den beklenir.

‘Kullan-at maşası Kandil’e gelince...

Kanlı ellerini açmış bekliyor. �

Arayıp da bulamadığı bir ‘maşa hali’dir bu.

Putin eğer şu aralar bunu kurmuyorsa, ben bir şey bilmiyorum.

Bunu bilmek için de öyle derin istihbarata gerek yok.

Gün gibi ortada.

O silahlar Suriye üzerinden, PYD üzerinden PKK’ya giderse...

Bunu kim gözleyecek?

Kim denetleyecek?

İşte iki gündür yazıyorum.

Bunu gözleyecek olan NATO gücü nerede?

Öyle İncirlik’e gelip uçak park etmekle olmuyor.

Adam açık açık söylüyor:

“Elbette Türkiye’ye cepheden bir saldırı yapmayız. Ama öyle domates ambargosuyla da yetinmeyeceğiz...”

Ne demek bu?

Açık değil mi?

Putin teröre silah verecek...

PYD’ye verecek... Oradan PKK’ya...

Bir NATO ülkesi olarak Türkiye, böyle bir tehditle karşı karşıyadır.

Bakın şu Kandil’e...

Demokrasi diyen Kürtlere karşı hendek ve şehir direnişi gösteriyor.

Şimdi Rus silahlarıyla saldıracak. Öcalan’a bile karşı çıkacak.

Dünya Rusya’nın bu tehlikeli oyununu görmelidir.

NATO’nun yeni konsepti artık devlet destekli terörle mücadeleyi de kapsamalıdır.

Vize palavrası

ANKARA büromuzdan Uğur Ergan Brüksel’de.

Dün bir telefon konuşması yaptık. Uğur aynen şöyle dedi:

“Abi burayı görsen... Sanki savaş hali var... Sokaklar asker kaynıyor...”

Önceki hafta İtalya’daydım. Havaalanları, sokaklar polis kuşatmasında...

IŞİD korkusu...

Mülteci paniği... Eyvah geliyorlar endişesi...

Özeti budur bu aniden başlayan ‘AB Baharı’nın...

Şimdi bu Avrupa bize “2016’da vizeyi kaldıracağım” diyor ya...

Kesinlikle inanmıyorum.

Ayrıca bu ‘çürümüş vize havucundan’ da bıktım.

Kıbrıs’ı verin...

‘AB’ değil her gün ‘ABİ’ deyin..

Yine vizeyi kaldırmayacak.