Güney Ege’den Akdeniz’in lacivert sularına doğru kesif bir duman. Alacalar, ağaçkakanlar, petekteki arılar boğulyor.
Martılar şaşkın. Güneş batarken kuyruklarıyla köpüklü dalgalar çizen yunuslar Gökova’ya kaçıyor...
Okluk’ta denizin kurdu Sadun Boro yine kızgın...
Peki ne oluyor? Sabotaj mı var? İhmal mi? Cevaplar Orman Bakanı
Osman Pepe’den:
-
Bu defa da ben sormak istiyorum: Acaba bu güne kadar, orman yaktığı için mahkemeye gönderilmiş kaç kişi var, ne ceza almış?
Evet, Orman Bakanı soruyor. Anlıyoruz ki; Yangını çıkarttığı tespit edilen kişi mahkemeye gidiyor ve
"Ben yakmadım" diyor. Bu defa hákim, jandarmaya dönüp,
"deliliniz var mı?" diye soruyor...
Yani yakarken gördünüz mü? Oysa yangının çıkış yeri helikopterden hava fotoğraflarıyla tespit edilmiş. Ancak yakarken gören kimse yok!
..
"Efendim, biz yakarken gördük. Bıraktık suçu iyice işlesin ormanlar iyice bir yansın" demek mümkün olmadığı için Bakan
Pepe ceza alanları soruyor.
Sonra devam ediyor:
-
Bazı köylerde, yangın çıkaran yakalanınca ne yapıyorlar biliyor musunuz?
Hemen köyün delisini alıp, işte bu yaktı, diye jandarmaya teslim ediyorlar. Cezai ehliyeti olmadığı için de serbest kalıyor. İnanın bazı köylerde böyle kadrolu deliler var. Her yangında karşımıza çıkartıyorlar.
Ben bu kadrolu deli meselesine taktım...
Çünkü bütün bunları duyunca insan birinci dereceden
kadrosuz deliriyor...Askeri yetkili ile görüşelimANKARA ’da kritik saatlerin yaşandığı gün, Kuzey Irak’tan başkente çok özel bir mesaj geliyor...
Ben bu mesajı getirene
"özel kurye" demeyi tercih ediyorum. Çünkü resmi bir karşılığı yok...
Söz konusu mesaj,
Neçirvan Barzani’den... Başkan
Bush’un
Mesud Barzani’yle görüşmesinden hemen sonra gelmesi dikkat çekici...
Belki de
"Biz bir adım atıyoruz" demek isteyen bir mesaj... Mesajı getiren kişi
Tabalani ve
Barzani’ye çok yakın bir isim. Şu anda Kuzey Irak’ta iş yapan bir gazeteci...
İlnur Çevik...
Soruyorum:
-
Sayın Çevik, bir mesaj getirdiğiniz doğru mu?"Evet" diyor ve devam ediyor:
"Neçirvan Barzani Türkiye ile temas etmek istiyor. Hem de askeri bir yetkiliyle görüşmek istiyor."- Yani Genelkurmay’la mı temas etmek istiyor?
-
Evet, belirlenen bir isim olabilir. Çok üst düzey olması gerekmez. Yeri de önemli değil. Nerede istenirse, olabilir, diyor...
Doğrusu bu sözlere şaşırıyorum. Acaba neden koordinatörlük makamıyla temas edilmek istenmiyor?
İlnur Çevik devam ediyor:
"Neçirvan Barzani çok önemli şeyler söyledi. Bunları iletmemi istedi, iletmeye çalışacağım."
40 TANKA HİÇBİR ŞEY DEMİYORUZ
İlnur Çevik, Kuzey Irak’tan cuma günü geldi ve devam ediyoruz.
-
Barzani askere ne diyecek?
-
Birlikte PKK’ya karşı mücadele edebileceklerini; ancak kendilerinin muhatap alınmamasından üzüntü duyduklarını söylüyor.
-
Yani işbirliği istiyorlar?- Evet;
"Birlikte her şeyi yapabiliriz. Bakın, biz Kuzey Irak’taki 1.300 Türk askerine, aramızdaki anlaşmalar bitti; buradaki 40 tankınızı da alın gidin diyor muyuz? Birlikte çalışabiliriz, diyoruz.
Diledikleri yerde görüşmeye hazırız" diyor...
Evet, Türkiye bir süredir
Talabani ve
Barzani ile görüşmeme kararındaydı. Ancak ABD, Türkiye’nin bu ikiliyi muhatap almasını istiyor. Irak Başbakanı
Maliki’nin buraya gelmesi önemli. Ancak
Maliki o kadar etkili bir isim değil. Yani en azından
Barzani’ye rağmen Irak’ta bir karar uygulayamaz. Bu nedenle
Maliki gelmeden önce
Barzani’nin özellikle askerle temas araması dikkat çekici...
Acaba potansiyel bir operasyondan önce
"İşbirliğine hazırız" diyerek öncelik mi almak istiyorlar?
Alt alta dizersek. Genelkurmay Başkanı Org.
Yaşar Büyükanıt, bir süre önce,
"teröriste yataklık edenler de terörist muamelesi görecek" demişti. Bu sözlerin Kuzey Irak’ta PKK’ya destek veren
Barzani’ye yönelik olduğu yorumları yapıldı.Sonra Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı Barzani hakkında soruşturma açtı. Yani
Barzani hakkında soruşturma var. Ya şimdi Diyarbakır Savcısı
Barzani’yi isterse..
Ortada çok sık dolaşan
"Barzani’yi gözaltına alıp getirme operasyonu" senaryosu da var.
Ve şimdi böyle bir mesaj geliyor... Çok ilginç hamleler yaşıyoruz.
SEÇİM ANALİZLiderlerin çoğu için son sandıkASLINDA seçimlere bir başka açıdan bakınca büyük bölümü için "son sandık" niteliği taşıyor...
Nasıl mı? Sırayla anlatalım...
Deniz Baykal: Eğer 4 yıllık bir süre için geliyorsa, alacağı oy ne olursa olsun, bundan sonraki seçime girmeyeceğini biliyorum. Belki de siyasete girdiğinden bu yana en tarihi seçimini yaşıyor. Başbakan olarak "son hizmeti" vermek istiyor. Baykal’ın içindeki sesi duyabiliyorum. Şöyle diyor: Genç yaşta bakan oldun. Darbeler gördün. Mahkumiyetler. Ecevit’le, İnönü’yle mücadele ettin. Sert kurultaylar. Seçim yenilgileri. Bıraktın. Sonra yine sana geldiler. Şimdi herkesle barıştın. Ecevit’le helalleştin. Seni hiç istemeyen Rahşan Hanım bile oyunu sana veriyor. Demirel’le el sıkıştın. Güvercini okşadın. Barıştın. Bütün bu mücadele bugünler için. Türkiye’ye son bir hizmet için... İşte bu yüzden başbakan da olsa bu son seçimdir Baykal için...
Mehmet Ağar: Erkan Mumcu ile hiç istemeden bir araya geldi.
Zorlamaydı olmadı. İlk kez lider olarak seçime giriyor. Eğer barajı geçemezse, hem Mumcu’yu yani ANAP’ı hem de kendisini harcamış olacak. Eğer barajı geçemezse liderliği bırakacak. Geçerse sağın liderliği de açılmış olacak..
Devlet Bahçeli: Lider olarak girdiği seçimlerden büyük bir sürpriz yaparak başarıyla çıkmıştı. Başbakan Yardımcılığı yaptı. Ağır eleştiriler aldı. Ve son seçimlerde hüsrana uğradı, barajı aşamadı. Şimdi bir kez daha deniyor. Eğer barajı aşamazsa bırakması istenecek. Ama aşar ya da daha fazla bir oy alırsa çok keskin kararlar alacak. Geçmiş hükümetteki hatalarını biliyor.
Mesut Yılmaz: Bağımsız aday. AKP dışında kimseye saldırmıyor, eleştirmiyor. Barışçı, toparlayıcı görüntü veriyor. Senaryo şu: Ağar barajı aşamazsa ve kendisi bağımsız seçilirse bütün gücüyle merkez sağın liderliğini örmeye başlayacak. TBMM’de grup kurma hedefi var. Koalisyon hükümetlerinde denge faktörü olmayı planlayıp erken seçimi merkez sağın lideri olarak zorlamak.
Cem Uzan: Son kozunu oynuyor. Bütün gücüyle barajı aşmayı hedefliyor. Eğer aşarsa kendisi için yeni bir dönem başlatacak. Ama aşamazsa bu da son seçimi olacak.
DTP (Ahmet Türk) Bütün amacı yıllar önce dışında kaldıkları TBMM’ye girebilmek. Bağımsız katılıyorlar. Hesaplarına göre 30 civarında bağımsız milletvekiliyle Meclis’e girecekler. AKP eğer 276’yı bulamazsa hükümetin kuruluşunda kilit parti olmayı planlıyorlar. Elbette cumhurbaşkanı seçiminde de...
TAYYİP ERDOĞAN HARİÇ
Tayyip Erdoğan için
son seçimi ifadesi kullanmak yanlış olur. Lider olarak girdiği ilk seçimde ezici bir milletvekili çoğunluğu yakalamıştı. Muhalefette bile kalsa yeniden iktidar için bir seçimi daha bekleme hakkı var.
Zeki Sezer: Birleşme için fedakárlık yapmış bir isim olarak hem seçimlere katılmıyor hem de seçim sonrası liderlik beklentisini sürdürüyor. Tabii Baykal büyük bir oy patlaması yaparsa, gelip bir bakanlık almaktan ve liderliği Baykal’ın inisiyatifine bırakmaktan başka şansı yok.
Diğerlerine gelince
Erkan Mumcu zaten çekildi
. Muhsin Yazıcıoğlu sürekli baraj altı kalan bir lider olarak bağımsız adaylığa çekildi.
Yaşar Nuri Öztürk bırakır.
Evet, 22 Temmuz sonrası Meclis’e bu gözle bakınca, liderler açısından ne kadar ilginç bir seçimle karşı karşıya olduğumuz daha da net ortaya çıkıyor.