Paylaş
Daha savcımız rehin alındığı dakikalarda sormuştum:
-Savcının odasında yalnız olduğunu nereden biliyorlardı?
Uğur Mumcu suikastı... Bahriye Üçok... Sabancı suikastı...
Yargıtay baskını...
Hrant Dink cinayeti...
Hepsinin arkasından karmakarışık hikâyeler çıkmıştı...
Bugün hâlâ Dink suikastının bağlantıları çözülmeye çalışılıyor.
Yani suikastlar tarihimiz çok çetrefilli. Devam edelim...
Cumhuriyet’e ve adalete yapılan bu saldırının ve arkasındaki niyetin çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. İşte bu analize bir katkı olsun diye soruyorum:
-30 yıl boyunca akan kanın durma noktasına geldiği bir dönemde...
-PKK lideri Öcalan’ın silahları bırakma çağrısını yaptığı bir dönemde...
-Devletin barış sürecini oluşturup her şeye rağmen sürdürdüğü bir seçim döneminde...
-Toplumsal barışın demokrasi ile eşleştiği bir takvimde...
-Ülkeyi kana bulayan bir terörden, “silah değil siyaset” diyen bir yapıya geçerken...
30 yıllık kanlı terörün son sahnesine gelmişken...
Bu yeni taşeron senaryosunu kim yazıyor?
O GARİP TESADÜF
Ne garip tesadüftür ki...
Türkiye’yi kana bulayan bir terör sonlanırken, şehirlerin arka sokaklarında, varoşlarında bir taşeron hazırlık görülüyor.
İşte o yüzden soruyorum:
Son bir yıldır başta Gazi Mahallesi olmak üzere Türkiye’nin büyükşehirlerinde ‘kurtarılmış sokaklar’ yaratılıp her gece çatışmalar yaşanırken, bu durum hiç analiz edildi mi?
O eylemciler o mahallelerde yaşıyor. Ve muhtemelen biliniyor, hatta isim isim raporlanıyordu.
İstanbul Emniyeti bu olayı soruştururken varoşlardaki bu gelişmeleri analiz edecek mi?
Elbette şunu bilemiyoruz:
Belki analiz ediliyordu da ciddiye alınmıyordu.
Tıpkı rahip Santori saldırısını yapanların bazı sokaklarda ve kahvehanelerde faşizan bir ırkçılıkla gruplaştıkları gibi...
Ve buna göz yumulması gibi...
Ogün Samats’lar o ırkçı kahvehanelerde yetişmişti.
Onlar, göz yumulan bir psikolojik ortamda tohumlanmıştı.
Zamanı geldiğinde kullanıldılar.
Şimdi benzeri bir olayı karşı kamplarda gözlüyoruz.
İşte o noktada soruyorum:
-İki terörist, Cumhuriyet Savcısı Kiraz’ın o saatte odasında olduğunu nereden biliyordu?
-Odasında bir polis ya da herhangi birinin olmadığını nereden biliyordu?
-Gözcüler mi vardı?
Savcı bu hassas soruşturmayı yürütürken korunuyor muydu?
Bunlar olayın kriminal sorularıdır...
Ama ben daha çok olayın sosyolojik yapısını sorguluyorum.
Ve işte o yüzden soruyorum:
-Türkiye 30 yıllık kanlı bir beladan kurtulurken birileri yeni bir terör sarmalının psikolojik hazırlığını mı yapıyor?
Bu iğrenç saldırıyı ve devletin adalet sistemini küçük düşürmeye çalışan, hepimizin moral değerlerini çürütüp teslim almaya çalışan bu organizasyonu lanetliyorum.
Cumhuriyet Savcısı Kiraz, kısa sürede Berkin Elvan soruşturmasında çok önemli ipuçlarına ulaşmıştı. Onun yarım kalan soruşturması, artık bütün adalet sistemimize bıraktığı bir vasiyettir.
Ve o vasiyetin sorumluluğu, demokrasi ve hukukunun üstünlüğüne inan herkesin üzerindedir.
Paylaş