MAYDAY... MAYDAY... MAYDAY... Amatör denizcilik ölüyor

Başka çare kalmadı artık.

Haberin Devamı

Denizcilerin dilinden alarm veriyorum.

Defalarca yazdım. Anlattım. Önceki cumartesi günü yine yazdım:

“Fahiş marina fiyatları tekne sattırıyor. Amatör denizciler can çekişiyor.”

Arkadaşlar...

Tekne denilince öyle lüks yatlardan, devasa yatlardan bahsetmiyorum.

10-15 metrelik yelkenliler.

Bizim gibi üç tarafı denizlerle çevrili ülkelerde.

Ege ve Akdeniz gibi deniz turizmi için Allah’ın bir lütfu olan cennet koyların yeraldığı körfezlerde.

İnsanlar denizcilik yapar. Balıkçılık yapar. Hobi geliştirir. Yelken tutkunu olur.

Kimisi bizdeki gibi gulet turizmiyle ailesini geçindirir.

Kimisi ufuklara yelken açar. Kimisi olimpiyatlara hazırlanır.

Yani hobiden geçim derdine kadar denizler bir yaşam zenginliğidir. Bir yaşam kültürüdür.

Bakın bu coğrafyanın 5 bin yıllık kültür tarihine, denizdir, topraktır. Denizciliktir.

Haberin Devamı

Ama gelin görün ki. Son yıllarda özellikle amatör denizcilerin canına ot tıkayacak hale gelen bir “marina fiyat politikası” başladı.

Marinada konaklama fiyatları öylesine artırıldı ki;

Birçok denizci dostum teknesini satmak zorunda kaldı.

Kimisi sattı, kimisi hâlâ direniyor, kimisi de yasadışı kiralama yapmaya başladı.

Yabancılar zaten Yunanistan’daki marinalara kaçtı.

Mesele öyle bir hale geldi ki...

Devasa yatlar fahiş fiyatlar yüzünden marinalara gitmek yerine körfezlerin ortasına demirlemeye başladı.

Gidin Göcek’e.. Gidin Marmaris’e... Gökova Hisarönü körfezlerine...

Gidin Bodrum’dan Fethiye’ye kadar bakın koylara.

Büyük yatları demirlemiş, kıçtan kara bir yere bağlanmış görürsünüz...

Niye?

Marinaya para vereceğine koya demirliyor.

Yaz gelince de oradan ayrılmıyor.

Böylece o tertemiz koylar, denizler aylarca orada kalan motor yatlar tarafından kirletiliyor.

GÖCEK’TE DEMİR ATAN KALIYOR

İşte yaz geliyor.

Dünyanın nadir körfezlerinden biri olan Göcek’te öyle bir düzen oluştu ki.

Bir tekne bir koya bağlanıyor, bir daha kıpırdamıyor.

Çünkü market zincirlerinin tekneleri servis yapıyor. Atık tekneleri atık alıyor. (Bu mavi kart saçmalığında kim ne kadar atık veriyorsa artık)

Kimse yerinden kıpırdamayınca, yaz ortasında o harika denizler kokmaya, bulanmaya başlıyor.

Haberin Devamı

Dünya denizlerinde böyle bir örnek yoktur arkadaşlar.

Biliyorsunuz.

Pandemi sırasında Marmaris’ten Adriyatik’e, Hırvatistan’a kadar bütün Ege adaları dahil, 1 yıl boyunca güney Yunanistan’ı (Mataban) dönüp yukarı çıktım.

Bizdeki gibi ne bir marina fiyatı, ne de bir demirleme rejimi (rejimsizliği) gördüm.

MUÇEV NE YAPIYOR

Gelelim MUÇEV meselesine.

Arkadaşlar Muçev Muğla Çevre Vakfı olarak kurulmuştur.

Kendisini şöyle tanımlar:

“MUÇEV Bilimsel, verimli ve etkili çalışma yöntemlerini kullanarak, çevre kalitesini arttırmak amacıyla 4 Nisan 2014 tarihinde, Muğla’ya Hizmet Vakfı ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı  ortaklığı ile kurulmuştur.”

Amacını da şöyle açıklar;

Haberin Devamı

“Amacımız; çevrenin korunma ve kullanma dengesinin gözetilmesi, çevrenin iyileştirilmesi, kirliliğinin önlenmesi, ülkemiz ve Muğla’da yer alan kıyı ve kentsel alanların ve tabii kaynakların korunması... Doğal yaşamın güçlendirilmesini sağlamaktır.”

Birçok denizci dostum arıyor:

“Fatih senin MUÇEV’de yönetimde olduğunu duyduk. Fiyatları çok pahalı yardımcı olabilir misin?”

Arkadaşlar...

Bir kez daha yazıyorum. Ben MUÇEV’in yönetiminde değilim.

MUÇEV kuruluş amacı doğru bir vakıftır.

Ancak son dönemde amacının dışına çıktı. O da elindeki iskeleleri başka şirketlere kiralamaya başladı. Kiralayan şirketler de yine marina fiyatlarıyla yarışır oldu.

O iskelede olan yerel gezi tekneleri, guletler fiyatlardan bunalınca dışarı kaçtılar. Koylara demirlediler.

Haberin Devamı

Ciddi bir rahatsızlık başladı. Amatör denizciler kaçtı.

Ne yazık ki hâlâ Göcek, Fethiye Körfezi gibi yorgun düşmüş, boğulmak üzere olan körfezlere marina yapma gayretinde olanlar var.

Bunlara izin verilirse o körfezler de ölecek.

Düşünün ki yalnızca Göcek gibi küçük bir iç denizde 7-8 marina var. Binlerce tekne demektir bu.

Defalarca yazdım.

LÜKS MARİNA İSTENMİYOR

Türk amatör denizciliği için istenen öyle lüks AVM tipi ve içinde pahalı restoranların, marka butiklerin olduğu marinalar değil;

Sade ve makul bağlanma yerleri olmalı. Duşu tuvaleti ve güvenliği olan makul barınaklar.

Balıkçı barınakları gibi barınaklar yeterlidir.

Parası olan gitsin istediği lüks marinaya bağlansın.

Haberin Devamı

Ama amatör denizciler için bir barınak olsun.

Kooperatif yöntemiyle barınaklar kurulabilir. Devlet buna öncülük edebilir.

Bakın Norveç’te bir amatör denizci dostumuz böyle bir kooperatif barınakta yıllık olarak 60 euro ödediklerini söylüyor.

Demek ki olabiliyormuş.

Bu amaçla, buradan Çevre Bakanlığı’na, Ulaştırma Bakanlığı ve Tarım Orman Bakanlığı’na çağrıda bulunuyorum.

Sayın bakanlarım;

Lütfen can çekişen Türk amatör denizciliğinden gelen bu “MAYDAY” çağrısına kulak verin..

Saygılarımla...

Yazarın Tüm Yazıları