Paylaş
Mesajlar veriyor.
Başbakan Binali Yıldırım yine öyle.
Halka verilecek mesajların neredeyse alfabesi tekrar tekrar yazılıyor.
Önceki gün tecrübesine güvendiğim bazı siyasetçilere sordum:
“AK Parti’nin 2019 seçimleri için başlattığı çalışmayı nasıl tarif ederiz?”
Çok kısa ve kesin bir cevap geldi:
“Mahalle mahalle, kapı kapı, tam saha çalışma.”
İşte “metal yorgunluğu” sözü burada devreye giriyor.
Çünkü AK Parti özellikle belediyelerde, her seçimde oylarını yükseltmişti.
Ama“kapı kapı, mahalle mahalle” gezmek metal yorgunluğuyla mümkün olamıyor.
Yaptığım sohbetlerden aldığım izlenim şöyle:
1) Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 seçimlerine tarihi bir önem veriyor. Çünkü:
AK Parti’nin iktidar olduğu süre boyunca yaptığı dev yatırımların büyük bölümü 2019 ve 2023 döneminde devreye girecek.
100’üncü yıl bir anlamda yatırımların taçlandırılacağı bir dönem olarak görülüyor. Bu nedenle en küçük kayba tahammül yok.
2) 2019 seçimleri Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılındaki iktidarı da belirleyecek. Erdoğan her konuşmasında 100’üncü yılın altını çiziyor. Cumhuriyet’in 100’üncü yılı törenleri bile buna göre hazırlanıyor. Şimdiden bir kurul bile oluştu. Görkemli bir hazırlık var.
Örnek mi? O kadar çok ki...
Dünyanın en büyüğü olan 3. havalimanı...
Çanakkale köprüsü...
Çılgın kanal projesi...
Milli savaş uçağı projesi...
Milli tank projesi...
Nükleer santrallar...
Milli uçak gemisi...
Şehir hastaneleri...
Ve daha benzeri birçok dev proje 100’üncü yıla göre takvimleniyor.
AK Parti’nin “Mahalle mahalle, kapı kapı, tam saha” seçim hazırlığının ardında yatan takvim işte budur.
Dahası...
Tayyip Erdoğan bunca mücadeleden, darbe girişiminden sonra, hedeflediği 100’üncü yıl Türkiye’si için yaptığı dünya devleti olma hazırlığını şansa bırakmak istemiyor.
Elbette bu AK Parti cenahı.
Tabii ki muhalefetin de hazırlıkları var. Onlara da bakacağız.
YENİ TÜR SAVAŞ: ‘ORGANİZE STRES’
YENİ bir savaş türüyle tanışıyoruz. Cephe yok. Silah yok.
Görünen düşman yok.
Ateş, füze, tank, top yok.
Pusu... Canlı bomba... Şarbonlu zarf yok.
Peki ne var?
“Organize stres” var.
Yani...
Hedef alınan bir ülke düşünün...
- Sürekli bir gerilim.
- Ekonomik veri çılgınlığı.
- Hiçbir dolar borcu olmayan sokaktaki adamı bile “mermi manyağı” gibi “kur manyağı” haline getiren bir bilgi kirliliği.
- Battık batıyoruz dedikodusunu her ortam ve kanaldan üflemek.
Arkadaşlar, sözünü ettiğim “yeni nesil savaş” işte budur.
Daha doğrusu “siber saldırı”dan sonra gördüğümüz, yeni nesil “stres kuşatması”nı böyle anlayabiliyoruz.
Her sabah gazetesine bir korku filminin afişine bakar gibi korkuyla bakan bir toplum düşünün.
Sürekli negatif bir bombardıman.
Ben bundan sıkıldım arkadaşlar.
Yahu biz birbirimizi seviyoruz.
Birlikte savaştık... Birlikte kurduk bu ülkeyi.
Bunu bir tekrarlayalım.
“Önce sevmeyi hatırlayalım.
Sonra seçeriz zaten.”
Paylaş