Paylaş
Hatta kedim Sea’nin fotoğrafını etiketleyip; “Fatih Bey neden bu yasaya karşı suskunsunuz?” diye soranlar oldu.
Evet işte yazıyorum arkadaşlar. Miço için... Maya için... Ponçik için... Zeytin için yazıyorum.
Küçük kedilerimiz Sea ve Myra için yazıyorum... Ve daha adını bilmediğim... Bir adı bile olmayan hayvanlarımız için yazıyorum.
TBMM’de Çevre Komisyonu’na gelen yasadaki “uyutma”, “ötanazi” yani “öldürme” maddesine karşı yazıyorum.
Ve diyorum ki; “Onları uyutmak yerine insanları uyandırın...”
Hayvan sevgisi için uyandırın. Yasada canımı sıkan, içimi bulandıran 2 madde var:
1- Sahipsiz hayvan popülasyonunun kamu güvenliği açısından tehlike oluşturması veya hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalıkların görülmesi, su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde belediyeler ötanazi yapabilecek.
2- Hayvanları koruma yasasında yer alan tıbbi gerekçeler hariç, hayvanlara ya da onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç, yumurtalarına zarar verebilecek suni müdahaleler yapma, yabancı madde verme yasağı kaldırılıyor.
Bu yasağın kalkması ne demek?
Hayvan popülasyonunu azaltmak için sağlıklı hayvanlara da ötanazi yapılmasının yolu açılıyor. İnanılır gibi değil.
Doğmadan öldürme hakkı gibi bir şey bu.
SAYIN MİLLETVEKİLLERİ
Bu yasayı komisyonda ve Genel Kurul’da görüşürken lütfen bir kez daha düşünün.
Başka bir yol olmalı. Ölümden, öldürmekten geçmeyen bir yol.
Unutmayalım ki; Eşref’i mahlukat olarak; bilinci ve kavrama yeteneği bizden geri; ama sevgisi bizden çok ileride canlılardan söz ediyoruz.
Susarak anlatmayı; Konuşmadan sevmeyi bilen canlılar.
Bir kez daha düşünün lütfen.
8 KİŞİLİK TEKNEYE 83 KİŞİYİ SIĞDIRDILAR
Bodrum’dan Leros Adası açıklarına doğru giden yelkenli tekne için bir ihbar:
“Kaçak olabilir...”
Oysa yelkenli tekneler genellikle amatör denizciler ya da kiralama yoluyla kullanılır. Bu nedenle de pek dikkat çekmezler.
Sahil Güvenlik önlem olarak tekneye biraz yaklaşıp “termal tarama” yapıyor.
Olacak şey değil.
Ekranda ciddi bir ısı yoğunluğu var.
Hemen teknenin önü kesiliyor.
Anonslar ve tekneye bordalanıyor.
İnanılır gibi değil. 47 feet bir yelkenli tekne 8-10 kişi alır diyelim.
Ama teknenin içinden 1’i çocuk tam 82 kaçak göçmen çıkıyor. Yukarıda da 3 göçmen kaçakçısı.
13 metrelik yelkenli bir tekneye 86 kişinin bindirildiği dünyada görülmemiştir.
Bu bir işkencedir. İnsanlık dışıdır. Cinayettir.
İnsan kaçakçılığının geldiği iğrenç noktayı göstermesi açısından ibretliktir.
Son zamanlarda yelkenli tekne hırsızlığı çoğaldı. Kaçakçılar yelkenli tekneleri böyle “kamuflaj” olarak kullanmaya başladı.
Alaçatı’dan yine yelkenli tekneyle kaçmaya çalışan FETÖ’cüler de bu yöntemi denediler ama yakalandılar.
Sahil Güvenlik, denizlerimizdeki göçmen kaçakçılığına karşı amansız bir mücadele veriyor.
Başarılı da oluyor.
15 TEMMUZLAR OLMASIN
Gelecek nesillere bırakabileceğimiz en güzel miras demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür. 15 Temmuz günü hain darbe girişimine karşı en güzel cevap milletin demokrasi direnişi olmuştur. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kutlu olsun...
Paylaş