Koca bir bot geldi koca dalgalar yaptı o kadar korktum ki...

Türk karasularında bir Yunan sahil güvenlik botu...

Bir “mülteci botu”nun önünü kesiyor.

İşte tam bu anı, 9 yaşındaki Sedil şöyle anlatıyor:

“Yunan botları yanımıza geldi, ‘Türkiye’ye dönün’ dedi. Sonra ateş açmaya başladılar. Büyük botları dalga yapmaya başladı. Ben çok korktum. Hayatımda böyle bir şey yaşamadım.” 

Yunan botunun amacı, mültecileri Türk karasularında batırmaktı. 

Böylece sorumluluk Türkiye’de olacaktı.

Ama neyse ki bir Türk sahil güvenlik botu gelip hem mültecileri kurtardı, hem de Yunan botunu sınır dışına kadar kovaladı.

Küçük Sedil’in küçücük hayatında yaşadığı bu olay, öyle bir haberle geçiştirilecek gibi değildir...

Bu olay...

Bir devletin, “haydutluk” sayılabilecek bir tavırla insanları ölüme itmesidir.

Ege’deki bu mülteci meselesinin artık hangi insanlık dışı boyutlara geldiğini göstermesi açısından da ibret vericidir.

Dahası, Yunan polisinin Türk karasularında mülteci botu batıracak kadar gözü dönmüş bir halde olduğunun da göstergesidir.

AB liderlerinin Yunanistan’ı uyarması gerekmiyor mu?


BÖYLE GİDERSE BU SENE EGE ADALARI KAN AĞLAR

EGE adalarındaki turizm potansiyelini bilenler, Türk turistlerin oralardaki etkisini de iyi bilir.

Hele Simi’den Kalimnos, Leros hattına...

Daha aşağıda, Rodos, Halki, Nisiros hattındaki yakın adalara en çok Türk turistlerin geldiğini en iyi o adaların esnafı bilir.

Bütün bu adalarda en çok görülen yabancı bayraklı özel ve ticari yatlar, Türk bayraklıdır.

Uzun bir bayram tatilinde bakın bu adalara, limanlar Türk bayraklı teknelerle dolar.

Ama şimdi bir yandan mülteci krizi ve gerilim...

Bir yandan Yunan sahil güvenliğinin “ölçüsüz tavrı”...

Ege’nin iki yakasında artan gerilim...

Diğer yandan koronavirüs...

Belli ki bu sene, Ege’nin iki yakasında da yat turizmi çok sıkıntılı olacak.

Denizcilerin deyişiyle, Ege turizminde bu sene “perfect storm” (mükemmel fırtına) kopacak...

Yat turizminde daha şimdiden çok sayıda iptaller duyuyorum.

Umarım, mülteci konusunda Yunanistan müzakereye açık ve daha insani bir tavır takınır da bu gerilim biraz olsun düşer.

Umarım, AB liderleri mülteci meselesinin bir insanlık meselesi olduğunu kavrarlar.

Böylece müzakereyle çözüm aşamasına gelinir.


GALATAPORT HAZIR AMA VİRÜS BELASI VAR

DÜN güzel bir haber okudum. 

Galataport nisan ayına yetişiyor. Ve ilk cruise yolcu gemisi bekleniyor.

Denizlerin yüzen şehirleri diye bilinen cruise gemileri, muazzam bir turizm potansiyeli taşır...

Ama acaba nisanda gelecekler mi?

Bu koronavirüs yüzünden zor görünüyor...

TUİ gibi Türkiye’yle iş yapan dev turizm operatörlerinden de sıkıntılı haberler alıyorum.

Türkiye’de personel alımlarını durdurmuşlar. 

İskandinav ülkeleri şimdiden pes etmiş durumda...

Bu korku yalnızca Türkiye için değil, dünya turizmi için de çok ciddi bir hale geldi. 

Oysa...

Türkiye’de turizm potansiyeli son iki yılda çok ciddi arttı.

Turizm Bakanı Ersoy, var gücüyle çalışıyor.

Ama “korona korkusu” insanlarda gezme isteğini de öldürüyor.

Neyse ki sıcakların artmasıyla birlikte bu “korona belası”nın da biteceği söyleniyor.

Tek beklentimiz, aşının bulunması ve sıcaklıkların artmasıdır...