Kim kime karşı... Fena karıştı çarşı

“Çarşı” dediğim de dünya devletlerinin “menfaat alanı”dır.

Afrin harekâtına gelince...

Önce şunu söylemeliyim:

1) Artık, Marshall yardımını alıp düdüğü çalınca Kore’ye, Somali’ye, Afganistan’a gidip...

Kendisi ihtiyaç duyunca kazık yiyen o eski Türkiye yoktur.

2) Türkiye Afrin harekâtında haklıdır. Çünkü sınırının dibinde Türkiye’nin bekasına yönelik bir tuzak kurulmaktadır. Buna dünyada hiçbir bağımsız devlet göz yummaz.

3) ABD, her istediğinde İncirlik’i açan, muhtemel İran harekâtında İncirlik’i açacak bir Türkiye olmayacağı endişesiyle, gözünü Suriye’nin kuzeyinde kendisine bağlı bir kukla yapıya dikmiştir. Afrin ve ötesi, ABD’nin İncirlik’e alternatif arayışıdır.

Peki, harekât öncesinde diplomatik durum nedir?

Bu soru çok önemli.

Çünkü Türkiye bu harekâtı haksız duruma düşmeden...

Müttefiklerine zarar vermeden yapmalıdır.

Yani...

Türk ordusu, sınırının ötesinde terörle mücadele ederken “kuyumcu titizliği” gösterecektir.

Siviller zarar görmemelidir. 

İşte bu nedenle inanılmaz bir diplomatik trafik yaşıyoruz.

Rusya ikna edilerek, bölgedeki unsurlarının koordinatları belirleniyor. 

Ve son haberler; Rus askerleri Afrin’den çekiliyor. Belli ki stratejik olarak anlaşılmış.

Rus askerlerinin çekilmesi, Rusya’nın Suriye yönetimine güvence verdiği anlamına gelir. 

Ama aynı zamanda ABD nedeniyle karışık bir tablo var.

- ABD Rusya ve İran’a ambargo uyguluyor.

- Türkiye, Suriye meselesinin çözümü için ABD’nin ambargo uyguladığı Rusya ve İran’la bir masaya oturuyor. ABD’ye rağmen...

- Türkiye, Rusya ve İran’la terörist ilan ettiği YPG/PYD için karşı karşıya geliyor. Yani tam bir işbirliği yok.

Bu nedenle Suriye’nin geleceğini etkileyecek olan toplantı için Soçi’de oluşturulan davetli listesi konusunda sıkıntı yaşanıyor. 

- Türkiye PYD’yi bir temsilci olarak orada görmek istemiyor. Rusya ise PYD’yi ABD’ye kaptırmak istemiyor. 

- ABD ise PYD’ye destek vererek Türkiye ile arasındaki krizi körüklemeye devam ediyor.

Çünküüüüü...

ABD İran’a karşı yapacağı bir harekâtta kara üssü olarak Suriye’nin kuzeyinde kendisine bağlı bir “Kürt bölgesi” istiyor. 

Biliyor ki, böyle bir harekâtta Türkiye İncirlik’i vermez.

ABD’nin PYD ve Afrin aşkının “tamamen duygusal” özeti budur.

Rusya’nın “tamamen duygusal aşkı” ise Esad’ın süresiz olarak kendisine tahsis ettiği Doğu Akdeniz’deki deniz ve hava üslerinedir...

Türkiye, “Esad’sız çözüm” derken, Putin, Esad’a sarıldığı görüntüleri dünyaya bu nedenle yayınlıyor...

Afrin’e dönersek...

Türkiye büyük bir devlet olarak, Afrin’de kurulan tuzağa karşı kararlılıkla hareket ediyor.

Umarım ABD, Türkiye’nin artık “vur ensesine al üsleri” dediği o eski Türkiye olmadığını anlar.

Umarım ABD...

Bölgede istikrar için Türkiye gibi bir müttefikin kaygılarına saygı gösterip birlikte hareket eder.

Alkışlıyorum, çünkü...

İstanbul Viaport’ta dünyanın en büyük ikinci denizcilik fuarı açılıyor.

75 bin metrekare bir alana... 

200 firma... 150’den fazla tekne... Dünya denizlerinin en büyük markaları geliyor.

Mega yatlar, yelkenliler... 

Yine aynı anda yine bir denizcilik fuarı CNR’da.

Dünyada aynı anda bir şehirde iki denizcilik fuarı görülmemiştir.

Dünya denizlerinde rekabet eden Türk denizciliği için bu çok önemli bir gelişmedir.

Tamam... Türkiye, karadan Afrin harekâtına hazırlanıyor.

Ama denizden de dünya rekabetine açılıyor.

Var mı böyle bir ülke arkadaş?