Kıbrıs’tan dünyaya en güzel demokrasi mesajı

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’la birlikte Kıbrıs’a indiğimizde hava sıcaklığı 52 dereceyi gösteriyordu.

Haberin Devamı

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yılını kutlamak için oradayız.

Türkiye devleti neredeyse tam kadro oradaydı. Görkemli bir gündü...

Televizyonlardan, gazetelerden zaten gün boyu bu heyecanı ve görkemi izlediniz.

Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’la dönüş yolunda yaptığımız sohbetin satır aralarında gördüklerimi aktarmak istiyorum.

İlk keskin ve stratejik soruyu CNN Türk’ten Dicle sordu.

Özeti şuydu:

Rum tarafının ABD ve bazı AB üyesi ülkelerle bir deniz üssü kuracağı iddiaları var. İsrail’in de lojistik üs peşinde olduğu iddiaları. Bu konuda ne dersiniz?

Dicle bu soruyu sorarken “Biz de kuracak mıyız?” ihtimalini de hissettirmişti.

Doğrusu Erdoğan’dan bu soru üzerine Rum tarafı ve Atina’ya doğru askeri içeriği güçlü, çok keskin bir cevap bekliyordum.

Ama hayır.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı uçağa gelmeden yaptığı bir ziyareti anlatmaya başladı.

Şu anda Ada’da, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatı yapıyoruz. ‘Onları bir göreyim, durum nedir?’ dedim. Her ikisi de muhteşem birer bina oluyor. Allah nasip ederse en geç kasım ayı ortalarında bitecek.

Cumhurbaşkanı konuşurken hepimiz, ‘acaba konu nereye gelecek’ diye bekliyoruz.

Öyle ya...

Rumların kuracağı deniz üssüyle yeni parlamento binasının ne ilgisi var?

Derken;

Cumhurbaşkanı devam ediyor:

Bu iki bina, başkanlık binasıyla parlamento binası bittiği zaman, yanında da oraya hizmet verecek gayet güzel bir mescit yapılıyor. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz. Çalışmayı en güzel şekilde devam ettireceğiz.

Erdoğan cümlesini tamamladığında önüme bir not alıyorum:

Onlar askeri üs peşinde, biz Ada’ya demokrasi üsleri kuruyoruz.

Türkiye’ye işgalci diyen Yunan Bakan Dendias’ın bu densizliğine, Ada’daki barışı bozmak isteyen bütün edepsizliklere karşı bundan güzel ve içeriği dolu bir cevap olabilir miydi?

Türkiye zaten Ada’daki Türklerin kurtuluşunun 50’nci yılında, karadan, havadan, denizden öyle bir güç gösterisi yapmıştı ki...

Cumhurbaşkanı tahrik edici konuşmalar yerine, büyük bir olgunlukla onlara barışı ve demokrasiyi hatırlatıyordu.

Haberin Devamı

MEDENİYET ÜSSÜ GELİYOR

Dahası var.

Biz ‘demokrasi üssü’nü dinlerken, Cumhurbaşkanı hemen yanımızdaki Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’a dönerek şöyle diyor:

Mesela yeni bir doğalgaz gemisi alıyoruz. Sakarya Gaz Sahası’ndaki gaz üretiminde kullanılacak; yüzer gaz işletme platformu gemisi. Yaklaşık 2 ay sonra Türkiye’de olacak. 300 metre boyunda, 58 metre genişliğinde. 5 milyon hane halkına yetecek kadar doğalgazı üretecek bu platform belki orada 15-20 yıl kalacak. Adeta bir üs gibi. Önümüzdeki hafta yola çıkıyor ve Türkiye’ye gelecek. Zaten o üssü gördükleri zaman yeter onlara...

Düşünüyorum;

300 metre boyunda, 58 metre genişliğinde devasa bir platform.

Ve şu cümle;

Haberin Devamı

Zaten o üssü gördüklerinde yeter onlara...

Nedir bu üs...

Bir ‘medeniyet üssü’.

Kıbrıs Adası’nı yalnız bir askeri üs, başka devletlerin askeri stratejilerine uygun bir ada gibi görmek isteyenlere verilen cevabın özeti şuydu:

Biz demokrasi ve medeniyet üssü peşindeyiz...

Türkiye’nin Kıbrıs’ta, Karadeniz’de, Doğu Akdeniz’de, Gazze’de, Suriye’de, Kafkasya’da niyetlerini gösteren bu iki kavramı Kıbrıs’tan dönerken not ediyorum:

Demokrasi ve medeniyet üsleri...

Umarım dünya da anlar...

Yazarın Tüm Yazıları