Karşıdan bakınca yalnızca utandım

Bu fotoğrafı Kos açıklarından geçerken çektim... Karşımda Bodrum... İşte o an düşündüklerimi yazıyorum...

Haberin Devamı

- Hadi biz kendi içimizde bu betondan işgali ve rezaleti yaşayıp eleştiriyoruz... Peki ya karşıdan bakınca, dışarıdan nasıl görülüyoruz...

Karşıdan bakınca yalnızca utandım

- İşte o nedenle kimseyi suçlamak değil...

- Kimseye öfkelenmek değil...

-“Bak sen şu rantiyecilere” demek değil...

İçimden yalnızca “utanmak” geldi... Yabancılara karşı utandım.

Kendi adıma utandım.

Küçücük bir kasaba yazın 2 milyonu aşan nüfusa nasıl dayanır? Sular kesilir, altyapı çöker elbette.

Kos açıklarından Bodrum denilen bu beton yığınına doğru bakınca ağzımdan şu sözler çıktı:

Karşıdan bakınca yalnızca utandım

- 60 yılda ne hale getirmişiz Bodrum’u...

Haberin Devamı

- Duyarsız, zevksiz, estetik yoksunu bir manzara.

- Ah... Selim İleri’nin “her gece Bodrum”u...

- Ah Zeki Müren’in hatıraları...

- Ah Cevat Şakir...

- Ah Mazhar’ın “Bodrum Bodrum”u...

Öylesine gözü dönmüş bir rant ordusunun betondan işgaline uğradı ki...

Karşıdan böyle gözüküyor işte... Bu yüzden bende “çevreci isyanı”ndan çok...

“Utanma duygusu” yarattı...

UTANDIM YAHU...

İnsan “Neden bizde böyle?” diye sormadan edemiyor...

Ege’de, Akdeniz’de birçok kıyı ve ada, çevre dokusunu korurken... Kaçak yapı diye bir kavram yokken...

Hele bir de Rodos Halki Adası’nın yıllardır değişmeyen mimari dokusundan geliyorsanız.

Daha da bir içiniz acıyor... Daha bir utanıyorsunuz.

NE GARİPTİR Kİ...

Bodrum’a bu devasa betondan otelleri yapanlar, artık Bodrum’da tatil yapmıyor...

Bakın hepsi yatlarıyla Ege adalarına gidiyorlar... (Pandemi nedeniyle Yunanistan kapıları açmadığı için şimdi buradalar.)

Acaba niye!

Arkadaşlar. Gelin iğneyi kendimize batıralım.

Biliyorsunuz bu bayram Ege adalarında gezme fırsatı yakaladım.

Karşıdan bakınca yalnızca utandım
İşte dillerden düşmeyen o fotoğraflar... Yıllara göre rantın betondan işgali... Yok olan yeşil... Peki nerede bunun altyapısı? Denize verilen kimyasal atıklar... Müsilaj da nereden çıktı diyenlere...

Haberin Devamı

Rodos’tan Leros’a, Arki’den Naxos’a kadar bir dizi ada gezdim. Ve bir çevreci denizci olarak şuna dikkat ettim:

- Önüne gelen taverna arkasına pansiyon, motel yapabiliyor mu? Kıyıya iskele çıkabiliyor mu?

- Koruma altındaki kıyılara böyle büyük oteller yapılabiliyor mu?

Hayır arkadaşlar... Yapılmamış. Yapılamıyor...

Yanlış anlaşılmasın... Ben hiçbir şey yapılmasın, öylece kalsın demiyorum. Ama yapılacaksa bir mimari estetik ve disiplin altında yapılmalı. Geleneksel yapı korunmalı diyorum...

İşte Bodrum’a otelleri dikenlerin devasa motor yatlarıyla en çok gittiği Arki Adası... Onların en sevdiği Pandelis lokantası...

BAKIN BAKALIM...

Skhinousa Adası yat turizmi için önemli bir ada...

Haberin Devamı

Dünyanın sayılı zenginlerinin geldiği bir otel de var...

Ama baksanız öyle büyük bir bina yok. Çünkü doğaya ve ada mimarisine uygun, tek katlı, önünde küçük bir bahçesi olan odalar var...

Orada aldığım bilgi:

“Burada bir plaj var. Deniz dibi çok değerli. Onu korumak için iskeleye izin yok. Yoksa buraya demir atılıyor... Flora bozuluyor. Demiri uzağa atacaksınız.”

NE DİYELİM ŞİMDİ BUNA...

Sardunya’dan İbiza’ya... Akdeniz’de hangi adaya gitseniz geleneksel mimari ve çevre dokusu büyük ölçüde koruma altında... Yani adam Barselona’dan gelip İbiza’ya kaçak ev konduramıyor... Biliyorum...

Son dönemde Çevre Bakanlığı koruma konusunda önemli şeyler yapıyor.

Haberin Devamı

Ama hangi yetkiliyle konuşsam bir dert var...

İşte Marmaris Belediyesi’nin verdiği yıkım kararları. 3 bin civarında yıkım dosyası mahkemede bekliyor.

Adam gelmiş, kaçak evi kıyıya kondurmuş. İskeleyi çıkmış.

Çevre Bakanlığı tespit yapmış. Belediye yıkım kararı almış...

PEKİ SONRA...

Sonra bölge idare mahkemesine açılan davalar. Aylarca, yıllarca süren davalar...

Af çıkar beklentileri.

Defalarca Hisarönü Körfezi’ni yazdım. Kocabahçe, Selimiye, Bozburun... Göcek için “imdat” dedim.

Rahmetli Sadun Boro abimizin bize vasiyeti vardı:

“Hem denizci hem gazeteci olarak buralara sahip çıkın.”

Çevre Bakanlığı ve belediye duyarlı davrandı. Ama uzun süren davaları bilen fırsatçıları durdurmak kolay olmuyor...

ARKADAŞLAR...

Haberin Devamı

Açın Akdeniz haritasını, Türkiye kıyılarından Cebelitarık’a kadar bakın...

Dantel gibi işlenmiş bu kadar güzel koy ve körfez yalnızca Türkiye, Yunanistan ve Adriyatik’te var. Sonrası dümdüz bir çizgi. Bir koy bulamazsınız...

Üstelik Türkiye’nin Ege kıyıları Yunan adaları gibi çorak da değil.

Çam ormanları. Yemyeşil bir doğa, dağlardan koylara, körfezlere iner...

Yani bizim kıyıların Akdeniz’de eşi benzeri zor bulunur...

İşte bu nedenle neredeyse yalvarıyoruz...

YAPMAYIN... ETMEYİN...

Beğendiğiniz yeri “Şuraya bir ev kondursam. Bir otel diksem” diye hayal edeceğinize, “Gelecek nesiller için burayı nasıl korumalıyız?” diye düşünün...

Biliyorum. Gözü dönmüş rant için bu sözler boş gelebilir.

Ama ben Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a güveniyorum. Bakanlıkta bu işin başındaki bürokratlara güveniyorum...

Kıyı belediyelerine güveniyorum...

Bodrum’a gelirsek...

Durumu anlamak için eski Bodrum fotoğrafları buldum...

BUYURUN...

Kararı hep birlikte verelim...

Yazarın Tüm Yazıları