Paylaş
1) Hatay...
Medeniyetlerin buluştuğu o tarih şimdi nerede?
O medeniyetleri yaşayan insanlar şimdi nerede?
Kimisi enkaz altında can verdi. Kimisi evinden, sokağından uzakta.
Acılar hâlâ sıcak. Yeni bir Hatay kurulacak ama nasıl? Nasıl bir mimari...
İşte bu soruların cevabı için çok önemli bir karar alınıyor.
Depremden bir ay sonra, kentin Asi Nehri’nin kıyısına yayılan tarihi çekirdeği, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “riskli alan” ilan ediyor,
Ve sit alanının planlanması ile projelerinin hazırlanıp uygulanması Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devrediliyor. Çok doğru bir karar.
Antakya mimarisinin, kültürünün o enkazdan yeniden doğması ancak böyle olabilirdi ve yapıldı.
Peki kentin tarihi alanı nasıl planlanacak?
Enkaz altından o eserler nasıl çıkartılacak. Çıkartılacak eserler nasıl tasnif edilerek bir araya getirilecek?
Ve en önemlisi bu eserlerden nasıl bir şehir yaratılacak?
Kültür Bakanlığı bu soruların cevabı için kolları sıvıyor.
Arkeologlar inanılmaz bir sabır ve titizlikle enkaz altından Antakya’nın tarihini çıkartmaya başlıyor.
Kolay değil, binlerce yıllık bir tarih... Büyük İskender’den Roma’ya... Dünyanın 3’üncü büyük kenti o zamanlar.
Bu kuyumcu işi kazı hâlâ sürüyor.
Ama sorunlar var.
Böylesine muazzam bir tarihin enkaz altından çıkartılıp yeniden aslına yakın bir şehre dönüştürülmesi kolay mı?
Kültür ve Turizm Bakanlığı bunun için yeni ekipler oluşturmuş. Her an takip ediyor.
Bakan Mehmet Ersoy bir çalışma başlatmış.
Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz bütün enerjisini buraya ayırmış durumda.
2) AFET KAZI BAŞKANLIĞI
Sordum:
-Birol Bey nasıl bir organizasyon yaptınız?
-İlk iş olarak depremden 10 gün sonra alanında uzman akademisyenlerden oluşan bir Bilim Kurulu oluşturduk. Ve ardından enkaz altından gelen özgün ögeleri ayrıştıran bir de Afet Kazı Başkanlığı kuruldu.
-Afet Kazı Başkanlığı kavramını ilk kez duydum. Sonra?
- Sonra Türkiye Tasarım Vakfı’nın katkıları ile alanın planlama çalışmalarına başlandı. Kent hafızasını oluşturan tarihi ve sosyolojik odak noktaları, alanın arkeolojik verileri, eski yerleşim bilgileri ve bilimsel çalışmalar göz önünde bulundurularak tespit edildi.
-Yani bir tarihi yeniden bir şehire dönüştüreceksiniz.
-Evet bu amaçla en çok kullanılan ve ziyaret edilen alanları, nüfusun toplanma alanlarını ve kentin çekim noktaları ile kentin öncelikle yeniden ihya edilecek kısımlarını belirledik. Kentin yeniden ayağa kaldırılmasından sonra kavuşacağı görünüm üç boyutlu olarak modellendi...
3) “EL BİRLİĞİ İLE ÇALIŞALIM”
Antakya’daki bu tarihi olay için Kültür ve Turizm Bakanlığı resmen seferber olmuş durumda.
Nitekim daha projenin ilk günlerinde Bakan Mehmet Ersoy Antakya’ya gelip tüm sivil toplum örgütlerine şu mesajı veriyor;
“Burada tarihimizi yeniden ayağa kaldırmak için kolları sıvadık. Antakya’da “Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı” hazırlanıyor. Depremden etkilenen Hatay’ın merkezini aslına uygun yeniden canlandırmayı, kültürel mirası ihya etmeyi, kent kimliğini korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyoruz. Bunun için el birliği ile çalışmamız gerekiyor...”
Evet arkadaşlar; bakan beyin bu “el birliği” sözünün altını burada çiziyorum.
El birliği önemli ama acaba oluyor mu?
Görelim...
Bu açıklamadan sonra çok sayıda toplantı yapılıyor.
Arkeolog ve sanat tarihçilerinden oluşturulan ekipler, nitelikli eserlerin enkazdan çıkarılması, sokakların açılması ve enkazın kaldırılması için çalışmaya başlıyorlar.
Habib-i Neccar Camisi, Ulu Cami ve Rum Ortodoks Kilisesi başta olmak üzere cami, mescit, kilise, medrese, han, hamam, kamu binası, türbe, çeşme, sabunhane ve konutlardan oluşan tescilli kültür varlıkları enkaz altından yeniden gün yüzüne çıkartılıyor.
Tabii daha neler var...
Koskoca bir Antakya tarihi. Binlerce yıllık bir kültür.
Kitabeler, litürjik malzeme, ikona, süslemeli mimari parça, seramik, kandil, Osmanlı arması, haç, mukaddes kitap, mihrap ve minber parçaları, ahşap kapı kanatları, kapı tokmakları ve mezar taşları...
Şu ana kadar 550 eser enkazdan çıkartılıp Hatay Arkeoloji Müzesi’ne nakledilmiş durumda.
4) HATAY BELEDİYESİ NEREDE
Bütün bu bilgileri aldıktan sonra; Şimdi Bakan Ersoy’un “el birliği” vurgusunun neden altını çizdiğim sorusuna geliyorum. Çünkü...
Bakan Ersoy konuşmasında ısrarla “el birliği” vurgusu yapıyor ama bir türlü olmuyor... Örneğin bu çalışmalar için bir toplantı yapılıyor.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası o toplantıda.
Hatay Esnaf Odaları Birliği, Hatay Mimarlar Odası, Hatay Şehir Plancıları Odası orada...
Hatay Barosu, Jeoloji Mühendisleri Odası, Hatay kent konseyi, Hatay Ortak Meselemiz derneği orada... Kadim Antakya Dostları, Hatay Deprem Konseyi, Ortak Akıl Antakya orada...
Asi Derneği, Yeniden Antakya Derneği orada... Ama bir kurum yok.
Hatay Belediyesi yok arkadaş. Nedense gelmiyor.
İşte o nerenle soruyorum;
-Siz neredesiniz sayın belediye başkanı.
Elbette sizin de bir cevabınız vardır. Dinlemek de isterim.
5) PROJELER BİRKAÇ MİMARDA
Bir başka soru daha var. Enkaz altındaki bütün bu tarihin yeniden bir şehre dönüştürülmesi için elbette vatandaşların kendi evleri ve dükkanları için proje çizdirmesi gerekiyor.
Ama ne ilginç.
Onlarca proje yalnızca birkaç mimarda toplanmış...
Peki bu ne demek?
Umarım bu soruyu projeleri mimarlarda bekleyen vatandaşlar da soracaktır. Çünkü bakanlık sürekli olarak “Getirin projeleri, getiremiyorsanız bize ulaşın biz çizdirelim” diyor...
Acaba neden? Ve merak ediyorum;
Projeyi çizen mimarlar proje başına para alıyorlar mı? Alıyorlarsa ne kadar?
Evet; Dünyanın en eski şehirlerinden Antakya’da...
Medeniyetlerin buluştuğu o sokaklarda; Bir şehrin ve tarihin kurtuluşu için muazzam bir çalışma var.
Bir şehri ve bir tarihi kurtarmak için Kültür ve Turizm Bakanlığı resmen seferberlik ilan etmiş.
Ben de sonuna kadar oradaki sorunları takip edip size aktaracağım.
Paylaş