İşte o yakıt ikmali

Önümde bir fotoğraf duruyor...

Tarih, 10 Haziran 2020...

Libya açıklarında Fransız Courbet savaş gemisine Türk donanmasından yakıt ikmali yapılırken...

İnanılmaz değil mi?

Bir taraftan Fransa’nın iddiası:

“Türk savaş gemisi 11 Haziran günü Fransız savaş gemisi Courbet’yi taciz etti.”

Diğer tarafta...

Türkiye’nin “Kesinlikle böyle bir şey yok” açıklaması...

NATO Genel Sekreteri soruşturma açmış.

İşte bu fotoğraf o soruşturmadaki en önemli sorunun cevabıdır.

Yahu, bir düşmanlık olsa Türkiye neden o gemiye yakıt ikmali yapsın?

10 Haziran’da yakıt ikmali yaptığı gemiyi Türk savaş gemisi niye taciz etsin?

Bu yakıt ikmali bir kez de yapılmamış. Aynı gemiye 5 Haziran’da da yakıt ikmali yapılmış.

Yakıtını verdiği gemiyi taciz etti iddiası askeri tarihte sanırım ilk kez oluyordur...

Ama belli ki mesele bu değil arkadaşlar...

Gelin, bu “asılsız iddia”nın daha derinlerine inelim...

2 BİN MİLLİK ROTADA TÜRK TATBİKATI

Geçen pazar yazmıştık:

“Türkiye, Akdeniz’de 2 bin millik rotada hava ve deniz tatbikatı yaptı. Bu fotoğrafın anlamı büyüktür.”

Çünkü 2 bin mil demek...

Pergelin ucunu Mersin’e koyarsanız, cetvelin rotası Trablus açıklarını, Libya’yı işaret eder.

Türkiye, karasularından binlerce mil ötede, F-16’larla, korvetlerle, kargo gemileriyle, haber alma uçaklarıyla ve müthiş bir koordinasyonla “milli” bir tatbikat yapmıştı.

Belki de bu Akdeniz’de Türkiye’nin ilk kez NATO dışı milli tatbikatıydı...

Bu nedenle ayrıca önemliydi...

Peki Türkiye bu derece önemli bir tatbikatı karasularından binlerce mil uzakta niye yapmıştı?

Çünkü Güney Kıbrıs yönetimi, Fransa, İtalya, Mısır ve İsrail’le doğalgaz arama anlaşması yapmıştı.

Ve Türkiye de “Durun, bizim de burada haklarımız var” demişti.

Hatta Fransa Savunma Bakanı Güney Kıbrıs’ı ziyaret etmiş...

Aynı günlerde Rum Savunma Bakanı Angelidis, Fransa’nın Güney Kıbrıs’taki büyükelçisi eşliğinde Fransız “Charles De Gaulle” uçak gemisini ziyaret etmişti.

Ardından Fransa, Rum kesimiyle ortak tatbikat yapmıştı.

Bütün bunlar elbette Türkiye’ye karşı bir mesajdı.

Arkadaşlar, bunun adı düpedüz “Akdeniz’de enerji savaşları”ydı...

Çünkü Fransız ve İtalyan enerji şirketleri Kıbrıs Rum kesimiyle yapılan anlaşmalara dayanarak bölgeye gelmişlerdi bile...

İşte bu nedenle Türkiye’nin 2 binlik rotada Libya açıklarında yaptığı “milli tatbikat” göze battı...

Çünkü Türkiye “Sen güç gösterirsen ben de gösteririm. Ben de varım” diyordu.

Böylece Fransa başta olmak üzere Akdeniz’i kendilerine ait bir enerji gölü ilan etmek isteyen güçlerin oyunu bozulmuştu.

Türkiye, Libya ile “ortak sularda” egemenlik anlaşması imzalayınca oyun bozuldu.

İşte bu nedenle gözler aniden Libya’ya döndü. Eğer Libya’nın meşru yönetimi devrilirse, Türkiye’nin yaptığı bu anlaşma da sone erecekti.

O nedenle Libya yönetimine karşı ayaklanan Hafter’e destek verdiler.

Ve Türkiye Serrac’a askeri destek vermeye başladı. Hafter geri adım attı.

TÜRK HEYETİ ORADAYKEN

Ve nihayet önceki gün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Libya’da Başkan Serrac’la görüştüler.

Bu görüşmeyle ilgili önceki gün Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu çok önemli üç mesaj verdi:

- Yakında Libya’da F-16 ve Atak helikopter görürsek şaşırmayalım.

- Bankacılık faaliyetleri burada hızlanabilir.

- Daha yakın işbirliği başlayacaktır.

Fransa sözde tacizin 11 Haziran’da olduğunu söylüyor. Ama iddiayı yaklaşık 10 gün sonra ortaya atıyor. Yani tam NATO savunma bakanları toplantısının yapılacağı gün...

Amaç belli değil mi?

Türkiye’yi NATO kararıyla o bölgeden uzaklaştırmak, taciz etmek...

Bu olay gösteriyor ki...

“O kafa” Türkiye’yi hâlâ eski Türkiye sanıyor... Yani...

Kore’ye çağırınca gel... Afganistan’a, Somali’ye çağırınca gel...

Ama enerji paylaşımı olunca... “Sen uzak dur. Asker ver yeter...”

Ama öyle olmuyor işte artık...

Burada Türkiye var...