Paylaş
BİR süredir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a sormak istiyordum.
Çevre Ajansı üzerinden “Kıyılardaki ticari düzenlemeler kendisine bağlandı” iddialarını.
Baştan söyleyeyim.
Hiç inanmamıştım.
Ama sosyal medya öylesine acımasız ki...
Benzeri bir yalandan, benzeri bir itibar suikastından iki yıldır kurtulmaya çalışan birisi olarak (bu konuyu ayrıca yazacağım)...
Merak ediyordum:
Acaba Emine Hanım ne düşünüyordu.
Dahası insanız... Duygularımız var.
O yüzden neler hissettiğini kendi ağzından duymak istiyordum.
Fırsat çok anlamlı bir törende çıktı...
Aslında bu iddiaları tekzip eden bir ödül töreniydi bu...
Dünya Bankası’nca ilk kez verilen “İklim ve Kalkınma Liderlik Ödülü”.
Evet...
Dünya Bankası, “Sıfır Atık Projesi”ndeki liderliği için Emine Erdoğan’a ödül verme kararı almıştı.
Ve perşembe günü ben de Ankara’daki bu törendeydim...
Külliye’nin bahçesinde sade ama anlamlı bir tören...
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Auguste Kouame ödülü vermek için oradaydı.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Temsilcisi Parvathy Ramaswami oradaydı.
Biraz sohbet ettik.
Dikkat ettim...
Direktör Kouame, öyle törensel bir üslupla değil, gerçekten duygularıyla konuşuyordu.
Emine Erdoğan’ın öncülük edip desteklediği “Sıfır Atık Projesi”ni yürekten övüyordu.
Kouame’den dinlediklerimin özeti şuydu:
- Bu bir protokol ödülü değildi.
- Tam tersine, yaşayan, hayatın içinden gelen ve topluma mal olan bir projenin dünya çapında takdiriydi...
ÇEVRE AJANSI MESELESİ
Şimdi yazımın başındaki soruya geliyorum.
Önce iddialar...
- Çevre Bakanlığı tarafından kurulan Türkiye Çevre Ajansı’nı Emine Erdoğan yönetecek.
- Kıyılardaki ihaleler Emine Erdoğan’a bağlandı.
Tören sonrasında Emine Hanım’la sohbet ediyoruz.
Böylesine önemli bir ödülü aldığı için çok mutlu. Ama ben yine de soruyorum:
- Hanımefendi, ödül için kutluyorum. Ama biliyorsunuz bir süredir bazı iddialar ve saldırılar var. Malum Türkiye Çevre Ajansı...
Emine Hanım bir an duruyor. Derin bir nefes alıyor ve şöyle diyor:
“Bunları ortaya atanlara inanamıyorum... Nasıl bir şeydir bu?”
Sonra yapılanın ahlaksızlık olduğunu hakaret etmeden anlatıyor:
“Bilin ki bu bir ahlaki meseledir. Nasıl böyle düşünebilirler... Kurulan ajans, devletin resmi kurumu. Bana nasıl bağlı olabilir? Benim o ihalelerle ne ilgim olabilir? Devlet düzeninde böyle bir şey olabilir mi? Benim çevre için, çocuklarımızın geleceği için yaptıklarım ortada. Bunca şey yapıyorum. Sonra böyle bir ahlaki sorunla karşılaşıyorum... İnanın bu bir ahlaki meseledir. Yalan olduğunu tekzip ettik. Kararlar alındı.”
BİRİLERİ DEĞİŞMİYOR
Ne garip...
Bir tarafta çevre için yaptıkları nedeniyle dünya çapında bir ödül...
Diğer tarafta böyle yalan suçlamalar...
Emine Hanım’ın bu durumla da ilgili bir tespiti var:
“Biliyorum. Bir kesim var. Bu ülke için ne yaparsanız yapın, ne kadar uğraşırsanız uğraşın; onlar yine aynı ahlaki sorunu yaratıyorlar. Değişmiyorlar.”
Evet...
Ankara’da Dünya Bankası’nın dünyada ilk kez verdiği “İklim, Kalkınma ve Liderlik Ödülü”nde...
Emine Erdoğan’la yaptığımız sohbetin özeti böyle.
Ben yine yazıyı Dünya Bankası Türkiye Direktörü’nün şu sözleriyle bitireyim:
“Sayın Hanımefendi, 2019’da sizin öncülüğünüzde düzenlenen Sıfır Atık Zirvesi’nde iklim değişikliğine olan bağlılığınızı ve doğa sevginizi ilk elden görebildim. Siz gerçek bir iklim şampiyonusunuz.”
Ve sonuç:
“Ödül töreninde gördüm ki Sıfır Atık Projesi, yalnızca bir proje değildir. Dahası bu proje kelimesi onu tam anlatmıyor. Amaç sıfır atık duygusunun yerleştirilmesidir. O yüzden ben bu çalışmaya daha çok sıfır atık ahlakı diyorum...”
ÇEVRE BAKANI KURUM: RAHAT OLSUNLAR, O GEMİYE ONLARI DA ÇAĞIRIRIZ
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ısrar ediyor:
“600 ton asbest taşıyan gemi Aliağa’ya geliyor...”
Oysa Çevre Bakanı Murat Kurum bir önceki sohbetimizde resmen açıklamıştı:
“9.6 ton asbest var. Ayrıca bizim izin vermemizden önce uluslararası kurallar var.”
Başkan Soyer dün yine ısrara devam etti. Ben de ödül töreninde rastladığım Bakan Kurum’a tekrar sordum:
- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı 600 ton asbest var diye ısrar ediyor...
Bakan Kurum daha önceki soruma cevap verirken yaptığı gibi yine güldü:
“Tekrar söylüyorum. 9.6 ton asbest var. Uluslararası kurallar var. Ama gemi geldiğinde gazetecileri ve ilgilileri çağırırız. İşte yine söylüyorum. Çevreye ve insanımıza zararlı hiçbir şeye izin vermeyiz...”
Bakalım gemi geldiğinde Başkan Soyer, gemiye bakmak isteyecek mi?
Paylaş