Paylaş
O özgür ve sade SES...
Perdeye bir çocuğun gözlerindeki kahkahayla yansıyınca...
O sıcak ve derin SES...
Parka oturan iki yaşlı insanın ellerine yansıyınca...
O su duruluğunda ama şelale heyecanındaki SES...
Boğaz’a doğru havalanan güvercinlerin kanatlarına yansıyınca...
Baktım hemen yanımdaki Tuba, gözyaşını siliyor.
Bilirim, ağladı ağlayacak.
Enis nefesini tutmuş. Fikret Ercan şarkının sözlerini mırıldanıyor.
Emre Oral, Bülent Mumay, Emre İskeçeli, Şermin limandan çıkmaya hazır bir gemideler sanki.
Bir ara Gönül ve İris’le göz göze geliyoruz. Evrim bir anne şefkatiyle...
Ayça sanki Kızıldeniz’de dalıyor. Doğaner en sevdiği dağın zirvesinde.
Tam bir ışıltı.
Erhan’ın gülümsemesinde yeni hayaller var.
Dalman bir tarih yazıldığının farkında.
Garip bir heyecan.
Aydın Bey, bireysel tarihinden süzülüp gelen ve yeni kuşaklara açılan dönüşüme bakıyor.
Hürriyet Dünyası’nın yeni binasında...
Hürriyet’in yeni filmini izliyoruz.
Ve bir şarkı söylüyoruz:
“Hürriyet Benim...”
Sabah Vuslat Doğan Sabancı, Çırağan Sarayı’ndaki marka toplantısında anlattı o filmi.
“Cesaretin hayalle birleştiği yerde, yaratıcı akla doğru nasıl yelken açılır?”
Onu gösterdi.
Önceki gün Hürriyet Dün-yası’nın girişinde toplandık.
Yıllardır tatlı bir sancıyla yaşadığımız o değişimin şarkısını söyledik:
“Hürriyet Benim...”
YALNIZCA OKUR YOK
Hürriyet Dünyası olarak bir süredir artık yeni medya anlayışı üzerinde duruyoruz.
Yani artık yalnızca okur yok.
İzleyici var. Katılımcı var. Yorumlayıcı var. Sosyal paylaşımcı var...
Artık bir haberin ya da görüntünün birden fazla yansıması ve işlevi var.
İşte “Hürriyet Benim” filmi bu tarihi dönüşümün belki de ilk gösterimidir.
Heyecanla tasarlanmış, aşkla seçilmiş, yeni medya anlayışıyla yapılmış bir film.
Nasıl mı?
Filmi izlediyseniz göreceksiniz ki, filmin kendisi kadar önemli bir işlevi var.
İsteyen herkes kendi hürriyetini bir bölüm olarak şarkıya ekleyebiliyor.
Bunu da internet üzerinden paylaşıyor.
Böylece belki de dünyada ilk kez bir medya grubu, adının anlamından dünyanın en geniş katılımlı “özgürlük şarkısı”nı yaratıyor.
“Hürriyet Benim.”
Dilerseniz siz de oraya girer. Kendi özgürlük şarkınızı yazabilir, söyleyebilirsiniz.
Deneyin bakalım.
Sizin önceliğiniz nedir? Ne istiyorsunuz?
Sorun kendinize.
SİZ DE KATILIN
Peki nereden çıktı bu özgürlük zinciri?
Aslında mesele yalnızca özgürlük tarifi değildir.
Mesele, internetle başlayan, sosyal medyayla zirveye çıkan insanlığın kendisini yeniden tarif etme şeklinin bizim coğrafyamıza yansımasıdır.
Birbirini yeniden ve 360 derece algılama ve anlama çağıdır bu...
Aslında birdenbire gelinmedik bu filme...
Vuslat Doğan Sabancı 5 yıl önce bir soru attı ortaya:
“Yalnızca okura seslenen ama onu yeterince dinlemeyen bir medya giderek sağırlaşmaz mı? Körleşmez mi? Kendi içine kapanmaz mı?”
5 yıldır bunun üzerinde düşünüyor, çalışıyor Hürriyet...
Avrupa’nın en büyük medya kuruluşlarında incelemeler yapıldı. Sorular soruldu. Tartışmalar yaşandı.
Yeni medya Hürriyet’e nasıl yansımalı?
Thames Nehri’nin kenarında ilk kararlar alındı.
-Hürriyet artık yalnızca kâğıttan ibaret değildir...
-Web’den mobile, tabletten kâğıda ve oradan Web TV’ye kadar bir dünya...
Hürriyet Dünyası...
Artık yalnızca okuruyla değil, izleyicisiyle, katılımcısıyla, paylaşımcısıyla yaşayan bir dünya...
Evet, bu bir ilk gösterim.
“Hürriyet Benim!”
İlk günler bir rüyaydı.
Şimdi bir dünya oldu...
Paylaş