İki buluş, iki umut

İKİ fotoğraf...

Haberin Devamı

İkisi de bu hafta çekildi...

Birbirinden binlerce kilometre uzakta iki hayal... İki buluş... İki deneme... İki umut...

/images/100/0x0/55ea7eaef018fbb8f883ac94İlk fotoğraf Kayseri’den...

Erciyes Üniversitesi öğrencileri hidrojenle çalışan arabayı yaptılar ve deniyorlar...

Suyla çalışıyor yani... Adı "Katremobil"...

Yol üstünde kısa bir tur. Birkaç vatandaşın meraklı bakışı...

Sonra...

Sonra bizim çocukların o hayali, o buluşu, şehir parkında sergilenip depoya kalkıyor...

Ve ikinci fotoğraf...

Tıpkı bizim çocuklar gibi Çin’deki gençler de, suyla çalışan bisikleti yapmışlar..

/images/100/0x0/55ea7eaef018fbb8f883ac96Peki orada durum ne?

Suyla çalışan araç bizdeki gibi şehir parkına değil, Shangay’da uluslararası fuara gönderilmiş. Muhteşem bir sahnede dünyaya sergileniyor... Bakın burada "Çin var" deniyor...

Peki biz ne diyeceğiz şimdi? Bu iki fotoğrafa bakıp ne düşüneceğiz?

- Amerika’dan silah al. İngiliz’den uçak. İtalya’dan helikopter. İspanyol’dan tren... Alman’dan gemi... İsrail’den tank...

Kim bilir bugüne kadar kaç gencin hayali, kendine güvensizliğin ve bürokrasinin hastalıklı hücrelerinde çürüyüp gitti. Kaç genç elinde projesiyle unutuldu.

Ama aldırmayın siz çocuklar. Bakın ben tek başıma da olsa;

Ufkumdaki bütün fuarları açıyorum size...

Haberin Devamı

İKİNCİ YAZI

'Açılım' kapandı

SORU şu:

- Bir süre önce "Kürt meselesi için açılım" diyen Başbakan Erdoğan, ne oldu da, "Ya sev ya terk et" çizgisine geldi...

Yerel seçimlere doğru AKP’nin öncelikli hedefi şuydu:

"Güneydoğu’da DTP’nin elindeki bazı belediyeleri almalıyız. Diyarbakır olursa bu müthiş bir başarıdır. Ve o zaman dönüp, AKP’yi kapattırmak isteyenler dahil bütün Türkiye’ye deriz ki, ’Türkiye’nin birliğinin ana çimentosu AKP’dir. İşte sonuç. Türk’ü de, Kürt’ü de, Çerkez’i de bu çatıda birleşiyor.’

Ve o bölgeye müthiş bir atak başladı. Yol, su, elektrik. Kadınlara doğrudan para yardımı... DTP bundan rahatsız oldu. Ve ipi gerdi. Terörist Öcalan’a işkence iddiası ortaya atıldı. Bu arada, özellikle Orta Anadolu’dan, Ege’den, Marmara’dan, Karadeniz’den "milliyetçi tepkiler" yükselmeye başladı. Ve oralarda oy kayması ihtimali üzerine, Erdoğan, "siyasi açılım projesi"nin tehlikeli bir noktaya gidebileceğini düşündü.

Kulislerdeki hakim söz şu oldu:

- Diyarbakır’da oy almak için oyuna düşmeyelim. Birkaç entelektüelin etkisiyle geniş halk yığınlarını kaybetmeyelim...

Ve klasik çizgiye dönüldü... Devletin 70 yıldır sürdürdüğü çizgiye...

- Vatandaşlarımız arasında ayrım yoktur. Tek devlet, tek millet, tek dil ve tek bayrak vardır...

O çizginin Özal’dan beri en önemli temsilcisi Abdülkadir Aksu’dur...

Aksu Kürt kökenlidir. Ve yıllardır şu çizgidedir:

"Vatandaşlar arasında ayrım yapmıyoruz. Herkes eşit mesafedeyiz. Kimsenin diline, dinine karışmıyoruz. Biz hizmet yarışı yapıyoruz... Aş ve iş üretiyoruz."

Evet, Abdülkadir Aksu’nun gelişi, Dengir Mir’in gidişinden daha çok şey anlatıyor...

"Açılım"ın "kapandığı" çizgiyi...

ÜÇÜNCÜ YAZI/images/100/0x0/55ea7eaef018fbb8f883ac98

Türkiye’ye kesinlikle denizaltı projesi lazım


BUNCA gürültünün arasında çok ciddi bir tartışma yaşanıyor...- Global kriz yaşanırken, Türkiye yaklaşık 4 milyar dolar verip 6 adet nükleer denizaltı alsın mı, almasın mı?

- Dünya harcamaları keserken Türkiye bu yatırımı yapsın mı? Gereği var mı?

Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e bu soruları sordum.

Vecdi Bey her zamanki dürüstlüğüyle cevabı verdi:

- Dikkate aldığımız bazı ülkeler bu denizaltılardan edindiler. Biz de almak zorundayız. Evet, karşı görüşlere rağmen belli ki, bu denizaltı projesi gerçekleşecek.

Ve görülüyor ki, bizi "düşman var" psikolojisiyle silah yarışına sokan bir silah sanayii var.

Ve mecbur kalıyoruz.

Peki neden?

Çünkü Ege’de her gün Yunan jetleriyle Türk jetleri kanat kanada "silahsız savaş" yaparlar...

Çünkü Ege Denizi bir türlü paylaştırılamaz. NATO’nun iki üyesi ama. Ne savaş çıkar, ne de barış olur.. Komutanlar birlikte halay çekip, sirtaki yaparlar. Büyük tatbikatlarla gövde gösterileri olur.

Milyarlarca dolara silahlar alınır. Ve silahsız savaşlar sürer gider...

Ve bizler.

Silahsız savaşların aç çocukları olarak, güvercin kanatları yerine, Ege’de didişen jetlerin kanatlarına bakar övünürüz...

DÖRDÜNCÜ YAZI/images/100/0x0/55ea7eaef018fbb8f883ac9a

İstifanın ardından kulisteki fısıltılar


RESMİ açıklama şu: "Sağlık nedenleriyle istifa..."

Peki kulisler ne diyor? İki fısıltı var:

Birinci fısıltı: Dengir Mir Mehmet Fırat seçim bölgesi Adana teşkilatında bazı değişiklikler istedi. Önemli ve kritik olan bu değişiklikleri Başbakan kabul etmedi. Bu durum kırılma noktası oldu...

İkinci fısıltı: Dengir Mir Mehmet Fırat Kürt sorununa silahla değil, açılım ve diyalogla çözüm gerektiğini düşünüyordu. Bunun için DTP’yle yemek yedi. Ancak DTP "çözüm raporu" başlıklı kitapçığı yayınladı. Orada tek dil ve tek millet kavramlarına alternatif sunuldu. Aynı zamanda asker bu tür raporların İmralı’dan yönlendirildiğini ve mücadele azmini kırdığını söyledi. Ve Başbakan, "tek devlet, tek millet, tek dil, tek bayrak" söylemini kuvvetlendirdi. Dengir Mir ise Başbakan’dan, "Öcalan’a işkence yapılması konusunda soruşturma açıldığını söylemesini istedi". Bu bardağı taşırdı. Kavgasız gürültüsüz bir görüş ayrılığı ile istifa gerçekleşti.

BEŞİNCİ YAZI/images/100/0x0/55ea7eaef018fbb8f883ac9c

Washington’da bir CHP’li


BAYKAL ’ın karşısına Genel Başkan adayı olarak çıktı. Kaybetti ama salonda sonuna kadar oturdu. Sonra yine çalışmaya devam etti. Sessiz. Kavgacı değil...

Umut Oran ismini ilk o zaman duydum...

Şimdi baktım, klasik CHP çizgisinin ötesinde bir süredir yurtdışında görüşmeler yapıyor. Önce İsveç’te sosyal demokratlarla uzun toplantılar. Şimdi Washington’da... Türk-Amerikan toplantılarına katılıyor. Konuşmalar yapıyor. Obama’nın yeni yönetimiyle ilişki kuruyor. ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi’yle tanışıyor.

Umut Oran başarılı olur, olmaz. Bunu bilmem. Ama kurultay delegesi ayartmak yerine böyle bir açılım içinde olması, sol siyaset için gerçekten umut verici...

ALTINCI YAZI/images/100/0x0/55ea7eaef018fbb8f883ac9e

Fotoğraf yalan söylemez


Geçen haftanın foto analizinde "çıplak ayaklı cumhuriyet" dedik.

Batman’da bir çocuk, cumhuriyet koşusunu çıplak ayakla koşuyordu. Fotoğrafı yayınladık. Önce İlçe Gençlik Spor Müdürü aradı: "Yanılıyorsunuz. Çocuk ayakkabısını kendisi çıkardı" dedi. Vali haber gönderdi: "Çocuğun ailesinin mali durumu iyi."

Bakalım öyle mi?

İşte ikinci fotoğraf. Yani "hayır" denilen ilk fotoğrafın devamı.

Emniyet müdürü ayakkabısı olmayan çocuğa ayakkabı hediye etmiş. Başkomiser Şevket Solmaz giydiriyor... Yani çocuğun ayakkabısı yok.

Aslında olan şu... Yani yıllardır bürokrasinin siyasete, Ankara’nın Türkiye’ye yaptığı şey:

- Aman Başbakan geliyor. Bakan kapıda. Çabuk mıntıka temizliği. Sorunları kırmızı halının altına süpür. Aman Ankara görmesin. Bandoyu çağır. Çocukların eline bayrak tutuştur. Efendim hizmet yarışındayız...

Yıllardır bu zihniyet bitmedi...

YEDİNCİ YAZI

HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

ABD çekilince ne olacak

BARIŞ rüzgarları, demokrasi üzerinden Obama’ya doğru esiyor. Ve dünya bu rüzgarla saçlarını tarıyor... Makyajını tazeliyor.

Ve Obama açıklıyor:

- Irak’tan çekiliyoruz...

Peki hiç sorduk mu?

Bu halde çekilirse ne olur? Hazır mıyız? Kerkük ne olacak? Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti mi bırakıp çekilecek?

Ve o Kürt Federe Devleti’nde ABD üsleri mi olacak?

İncirlik’te olur da Erbil’de neden olmasın. Üstelik oraya muazzam da bir havaalanı yaptık. Belli ki Barzani Beyaz Saray’da bu üslerin sözünü aldı. Hiç düşündük mü? O hacimde bir boşaltma olurken, etraftaki hangi kayalar oynar?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Irak gezisinin önemi buradadır. Ve mutlaka yapılmalıdır...

SEKİZİNCİ YAZI

Yerel seçimden notlar


Yerel seçimlere doğru kısa notlar aktarmaya başlıyorum.

Melih Gökçek AKP’nin adayı

Erdoğan bu defa aday yapacak mı yapmayacak mı dedikodularına rağmen kesin bilgi şu:

- Melih Gökçek AKP’nin Ankara adayı...

7 ilçe ve 200 belde daha Ankara seçimlerine eklendi. Bu yüz bin oy daha AKP’ye akma ihtimali demektir. Gökçek’in hesabı ise şu: Daha önceki seçimde oy farkı 351 bindi. 100 bin civarında daha oy eklenirse Karayalçın’la fark 500 bine çıkar...

Yuvaya döndü

İstanbul’a gelince.. Baykal henüz karar veremedi. İlhan Kesici "olmaz" diyor. Tanınmış isim arayışı sürüyor. Bu arada Ercan Karakaş yuvaya döndü. CHP’ye üye oldu. Büyükşehir için beklentisi var.

Yazarın Tüm Yazıları