Paylaş
Kamplaşmanın, kutuplaşmanın değil, herkesin özgür tercihinin seçimi olmalıdır.
Bu seçim...
“Kürtlerin oyu şuraya”, “Türklerin oyu buraya” diyen bir seçim değil.
Kabile, tarikat, cemaat, ırk, köken değil.
Bireyin özgür tercihinin seçimi olmalıdır.
Bu seçim...
Türkiye’nin tüm renkleri, inançları, zenginliğiyle birleştiği bir seçim olmalıdır.
Bu seçim...
Kazananın millete hizmet için, kaybedenin millete saygı için ayağa kalktığı bir seçim olmalıdır.
Bu pazar böyle bir “seçim dileği”yle uyanmak istedim.
Dünyanın en büyük ve en muazzam şehirlerinden birisine belediye başkanı seçiyoruz.
Hayırlı olsun...
JETSKİ CİNAYETLERİNE ÇEYREK KALA!
GEÇTİĞİMİZ gün İçişleri Bakanlığı çok önemli bir kararı uygulamaya koydu.
“Trafikte yaya önceliği”...
Trafikte araçların yaya geçitlerini umursamadığı bir dönemden...
Dolmuşların yolcu almak için yaya geçitlerine daldığı günlerden...
“Yaya haklarının artık trafik denetimlerinde öncelik aldığı” bir döneme geldik.
İçişleri Bakanlığı’nı bu uygulamayı başlattığı için kutluyorum... Ve şimdi çok ciddi bir yarayı daha gündeme getiriyorum.
Denizlerde çoluk çocuğun eline verilen jetski’lerin yarattığı tehlikeler.
İşte anlatılan bir örnek:
“Göcek’te bir koyda çoluk çocuk yüzüyoruz. Birden deniz köpürdü. Bir de baktık arkasından su fışkırtan bir jetski üzerimize doğru geliyor. Yanımızdaki guletin kaptanı Allah’tan bottaydı. Önüne geçti de durdurdu. 10-12 yaşlarında bir çocuk. Nasıl veriyorlar ellerine bu canavar gibi aletleri...”
Türkiye’nin tatil bölgelerinde, koylarda, deniz kenarlarında buna benzer onlarca örnek var. Peki kimse soruyor mu?
- Bu aşırı hızla gidebilen güçlü motorlar için denizde bir ruhsat, bir ehliyet, bir yaş sınırı var mı?
- Karada motosiklet için ehliyet ve yaş sınırları var. Denizde bu tür araçlar için yok mu?
Geçmişte yaşanan birçok faciayı biliyoruz.
İçişleri Bakanlığı Sahil Güvenlik üzerinden bu tür denetlemeler yaptırabilir mi?
Koylarda jetski yasaklanabilir mi?
Acılı haberler almadan bu konuda bir çalışma yapılsa...
GALATAPORT’A ANADOLU ATEŞİ
Anadolu Ateşi son 50 yılın belki de en önemli gösteri organizasyonudur. Bir süre önce dönemin Kültür Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş Bey’le Pekin’de izlemiştik. Turizm Bakanlığı Türkiye’nin Çin’deki turizm yılı için Anadolu Ateşi’ni seçmişti.
Bakan Kurtulmuş gerçekten çok önemli bir seçim yapmıştı.
Etkisini de yerinde görmüştük.
Anadolu Ateşi’nin Troya gösterisini Çinli izleyiciler dakikalarca ayakta alkışlamışlardı.
Gerçekten muhteşemdi.
Hem izleyici olarak hem de bir Türk olarak gurur duymuştuk.
Bir süre önce İstanbul’da tekrar başlayan kruvaziyer turizmi için önermiştim.
Dev gemilerden çıkan turistleri yalnızca mehter marşıyla, kılıç-kalkanla karşılamak doğru mu?
Acaba Anadolu Ateşi’nden bu tür protokoller için İstanbul özelinde bir çalışma yapması istense...
Önceki gün Anadolu Ateşi’nin yaratıcısı Mustafa Erdoğan aradı. Böyle bir çalışmayı gururla yapabileceklerini söyledi. Ve ekledi... Serdar Bilgili Galataport’ta Anadolu Ateşi için bir yer arıyormuş.
Harika olur. Gerçekten harika olur.
‘SOSYETE İKONU’ BİLE BU HESABA İSYAN ETMİŞ
Tülay Demir’in İvana Sert’le yaptığı söyleşiden öğrendim.
Bir “magazin haberi” gibi görünse de...
Gelinen çılgınlığı anlatmak açısından gerçekten ibret verici?
Sert bile isyan etmiş.
Diyor ki: “Bir hamburger, bir porsiyon et, bir tane Türk kahvesi, dondurma, su ve kola. Hesap geldi. 800 lira... Buradan sesleniyorum mekanın sahiplerine; zaten biliyorsunuz ne durumdayız, böyle fiyatlara hiç gerek yok. Euro, dolar kazanmadığımız için bize çok yüksek geliyor bu hesaplar. Biraz düşünceli olun lütfen.”
İnanılır gibi değil elbette...
Peki şimdi o mekânın sahibi dese ki:
“Yahu arkadaş burada görünmek için ne hesap çıkarsak gelen var. Çünkü burada görünmek istiyorlar...”
Kim haklı bu durumda?
Paylaş