Paylaş
NEDİR bu öfke...
Nedir bu “cüzamlı” muamelesi... Bu insanlardan, bu çocuklaradan niye korkuyorsunuz?
Korkmayın... Siz yalnızca Demirtaş’ı gördünüz..
Ama ben onları Bursa’da da gördüm. HDP İl Başkanı Yüksel Akgün.. Yanında gencecik bir kadın eşbaşkan... Kezban Dumlu...
Güler yüzlü, bembeyaz cümlelerle konuşuyordu.. Evlere gidip kadınlara kendilerini nasıl anlattığını aktarırken o kadar sahiciydi ki.. Uzun uzun hayatı konuşmuştuk.
İzmir’de İl Başkanı Cavit Uğur...
Oturup bir köşede konuşmuştuk.. Her saat polis takibinde olduğunu söylerken, sanki bir polisiye film sahnesinde gibiydik..
Baskı vardı üzerinde... Ama sürekli olarak, “Gençleri ikaz ediyorum. Kavga gürültü yok” diyordu.
Ömrünün bir bölümü hapislerde geçmişti.. Kürt değildi.. Düpedüz devrimciydi.. Ertuğrul Kürkçü’nün yol arkadaşıydı.. Şimdi halkoyuyla Meclis’teler.. Hem de bir bölgenin değil, Türkiye’nin partisi olarak Meclis’teler..
Bir bölgenin, bir ırkın değil, bir idealin partisi olmanın peşine düştüler...
Ve bir mücadeleyi anlattılar.
Öyleyse sormayalım mı:
-Hakkını hukukunu aramak için demokratik mücadelenin peşinde olan insanlardan niye korkalım ki? Niye dışlanır ki...
ASIL KİMDEN KORKMALI
Siz meydanlara çıkan çocuklardan, sokaklarda yürüyen gençlerden korkmayın. Siz asıl yeraltındaki çakallardan korkun. Karanlıkta, izbede dolaşan habislerden korkun..
İşte o yüzden soruyorum:
-Bu koalisyon görüşmelerinde HDP neden görmezden geliniyor?
HDP’nin koalisyon görüşmelerinde bir “siyasi cüzamlı” muamelesi görmesi hem içimi sızlatıyor, hem de bir demokrasi ayıbı olarak ruhumu kirletiyor. İşte milletin sandıktaki sesi, tercihi...
Ve eğer bu Meclis’ten bir koalisyon çıkacaksa, mutlaka sivil anayasayı, kişisel hak ve özgürlükleri, yargının tarafsızlığını, çözüm sürecini öncelikli görev ilan edecek bir koalisyon kurulmalı. Çözüm sürecini ve sivil anayasayı dışlayan bir hükümet, 7 Haziran akşamı sandıkta ortaya çıkan bu millet iradesini yönetemez. Çözüm sürecinin ve HDP’nin dışlandığı bir siyaset, millet iradesinin dışlanması anlamına gelmez mi?
AK Parti, son dönem uyguladığı dışlayıcı siyasetle kaybettiği oyları görmüyor mu?
CHP yıllar önce dışladığı Kürt kökenli milletvekilleri ile yalnızca onları değil, sosyal demokrasinin evrensel değerlerini de dışladığını çok sonra anladı. Ama o yüzden bir daha başını kaldıramadı.. Mazlumun yanında gözükemedi.. Diyarbakır, Mardin kalesiyken, silindi gitti...
Onlar Anayasa Mahkemesi kapattıkça serpildi... Yasaklandıkça büyüdü... Ece Ayhan’ın “Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük...
Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim” şiiri sanki onlar için yazılmış oldu...
DAĞDAN OVAYA
Şöyle de sorabilirim:
-Arkadaş daha kısa süre önce hepimiz, “Silahı bırak siyaset yap” demiyor muyduk?
Irkın, bölgenin partisi olma. Türkiye’nin partisi ol demiyor muyduk? İşte oldu...
Öyleyse nedir bu afra tafra.. Dışlama.. HDP’liden bakan olamaz mı?
Millet seçiyor da devlet istemeyecek mi?
KOALİSYON PSİKOLOJİSİ
-Hükümet protokolü..
-Liderlerin şartları..
-Partilerin kırmızı çizgileri..
-Seçmene verilen sözler...
Bütün bunların ötesinde bir de koalisyon psikolojisi var...
Yani ateş üstünde ve her an ipleri kopacak bir koalisyona, ne milletin sinirleri ne de ekonominin damarları dayanır... Bu yüzden bu kavramı ortaya atıyorum.. Eğer koalisyon kurulacaksa dışlayıcı değil, bir “pozitif koalisyon psikolojisi” ile kurulmalıdır..
Yani toleransı, taviz gibi görecek olanla koalisyon nasıl yürüyebilir...
Milletin oyuyla Meclis’e gelen her parti sayısal olarak farklı ağırlıkta olsa da, eşit demokratik değerdedir..
O yüzden koalisyon psikolojisi sayısal hesapların üzerindedir.. Koalisyonun kalıcı olmasını sağlayacaktır..
Meclis’te birini dışlayan, ötekileştiren, sandıkta millet tarafından dışlanacaktır... Vesselam..
Paylaş