Hayal kurmaya inanır mısınız? Muhammet’in hikâyesine bakın

Güneş batarken koyunları ağıla soktu. Sonra eve...

Haberin Devamı

Annesi Mukaddes Hanım’ın yaptığı buğday çorbasının kokusu yayılmıştı. Elini yüzünü yıkadı. 

Babası “Muhammet!” dedi.

Buyur baba...”

Gel oğlum yanıma...

Bir gariplik vardı. Gitti babasının yanına...

Hayal kurmaya inanır mısınız Muhammet’in hikâyesine bakın

Babası:

“Muhammet, amcanın durumu pek iyi değil. Tedavisi de ancak İzmir’deymiş.”

Amcasını o kadar çok seviyordu ki...

Babası inşaatlarda çalışırken, görme engelli amcası ona yoldaş oluyordu. 

Her şeyi ona soruyordu...

Hemen gidelim baba” dedi.

Böylece düştüler yola...

Önce 25 kilometre mesafedeki Erciş’e vardılar. Oradan Van... 

Uzun bir yolculuktan sonra İzmir’e ulaştılar.

İzmir’i görünce şaşırdı Muhammet. Büyük şehir... Oradan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gittiler...

Haberin Devamı

Kuyruklar, koridorlar, kapılar, merdivenler derken, kapısında “beyin cerrahisi ve nöroloji” yazan bir kapıya geldiler.

Birlikte çekinerek içeri girdiler.

Güler yüzlü bir doktor: “Buyurun, gelin...”

Doktorun adı Sedat’tı. Babası sürekli olarak “Allah razı olsun” diyordu.

Amcasının omuriliğinde problem vardı. Doktor, “Ancak riskli bir ameliyatla umut var” demişti.

Düşündüler, taşındılar, “Tamam” dedi babası...

Uzun süren bir ameliyattan sonra doktor Sedat Bey,Çok şükür hastamız iyi” müjdesini verdi.

Dünyalar 8 yaşındaki Muhammet’in olmuştu.

BEYİN DOKTORU OLACAĞIM

O dakika babasına dedi ki:

Ben bu doktoru çok sevdim baba. Ben de doktor olacağım. Hem de şu kapıda yazandan. Beyin doktoru...

Bir süre sonra Van’a döndüler. Amcası her geçen gün daha iyiye gidiyordu. Böylece yıllar geçti. Muhammet hem çobanlık yapıyor, hem de okula gidiyordu. Ortaokul böyle bitti. Babası liseyi de okusun istemişti. Öğretmenleri de sevmişti. Liseye başladı. Koyun otlatırken ders çalışıyordu. Hocası o kadar çok sevmişti ki Muhammet’i, ona test kitapları veriyor, Muhammet çobanlık yaparken çözüyordu.

Üniversite sınavına girdi. Ve önceki hafta sonuçlar geldi...

Hayal kurmaya inanır mısınız Muhammet’in hikâyesine bakın

Haberin Devamı

Muhammet, Malatya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanmıştı. 

Havalarda uçuyordu. Sevinçten herkese sarılıyordu.

Ve önceki gün kendisine soru soran DHA muhabiri Barış Kul’a şöyle dedi:

Amcamı iyileştiren o doktorun güler yüzlü halini o kadar çok sevmiştim ki o an doktor olmaya, hem de beyin cerrahı olmaya karar vermiştim. Şükürler olsun...”

Evet arkadaşlar, çobanlıktan doktorluğa giden bir hikâyedir bu...

Ama durun! Hikâyenin kadercil tarafı asıl şimdi başlıyor.

PEKİ O DOKTOR KİMDİ?

Güler
yüzüyle 8 yaşındaki bir çocuğa ilham olan, amcasına şifa veren bu doktor acaba kimdi?

Umut Veis’e “Bu doktoru bulmalıyız Umut” dedim.

Kısa bir araştırma... Prof. Dr. Sedat Çağlı Bey’i bulduk.

Haberin Devamı

İşte hikâyemiz tam burada bağlanıyor...

Öğreniyoruz ki... Dr. Sedat Çağlı, Cizre doğumlu. Yani Muhammet’in evine 5 saatlik bir mesafede... 

O da çok zor şartlardan geliyor... 

Babası karayollarında işçi... 5 kardeşiyle birlikte 2 odalı bir evde zor geçiniyorlar...

1980’de olaylar nedeniyle babası çocuklarını okutabilmek için İzmir’e göç ediyor...

Hayal kurmaya inanır mısınız Muhammet’in hikâyesine bakın

Buradan sonrasını Prof. Dr. Çağlı şöyle anlatıyor:

“İzmir’de babam emekli olmuştu ama hayat çok zordu. Ağabeyim de üniversitedeydi. Hem çalışıyor, hem okuyorduk. Babam marangozluk da yapıyordu. Ben o günlerde yazları Özdere’de Sultan Otel’de çalışıyordum. Hatta ön büro müdürü de şimdiki belediye başkanı Tunç Soyer’di. Böyle okuduk. 9 Eylül Tıp bitti. Sonra uzmanlık, profesörlük...”

Haberin Devamı

- Peki Muhammet’i hatırlar mısınız?

“Elbette hatırlarım. Aile çok candandı. Gerçekten riskli bir ameliyattı. Şifa buldu. Sonra kontrollere geldiler. İlişkiyi koparmadık yani...”

CİZRE-VAN-İZMİR

İşte arkadaşlar... Cizre’de 5 çocuklu bir işçi ailesinden çıkmış bir beyin cerrahı profesör...

Büyük güçlüklerle gelen bir başarı hikâyesi...

İşte o hikâye, bu defa Van’dan gelen 8 yaşındaki bir çocuğa ilham oluyor. O da çobanlık yaparak okuyor. Bugün tıp fakültesini kazanıyor...

Ve iki hayatın kesiştiği bu kader çizgisi üzerine şöyle diyorum:

Hangi şartlarda olursan ol; yeter ki iste, çalış ve azmet... Yeter ki hayalin olsun...

Ve Anadolu... İnsan sıcaklıklarından örülmüş bu muazzam coğrafya, sessiz mucizelerin coğrafyasıdır...

Haberin Devamı

Tabii baba Ferkuşat Bey ve anne Mukaddes Hanım’ı da kutluyorum...

Haydi Muhammet! Kalpten desteğimiz sana...

Yazarın Tüm Yazıları