Gece 400 bin gündüz 4 milyon nüfuslu ilçe

Kapalıçarşı’dan Surdibi’ne...Eminönü, Süleymaniye, Sultanahmet, Ayasofya... Topkapı, Yedikule... Stefi Savan Bulgar Kilisesi... Surp Ermeni Kilisesi. Samatya...

Yani... İstanbul tarihinin kendisi.

Önceki gün Fatih Belediye Başkanı Ergun Turan’la konuşuyoruz...

İlk sorum:

-Başkan bu coğrafyanın tarihi merkezini yönetiyorsun. Önündeki en büyük sorun nedir?

Başkan Turan çok net konuşan bir isim. Lafı dolaştırmıyor: “Fatih ilçesi öyle bir merkez ki; İstanbul tarihinin merkezi. Turizmin aktığı bir ilçe. Düşünün ki gece nüfusu 400 bin, gündüz turistlerle birlikte 4 milyon oluyor. Bu nüfus hareketini yönetmek elbette kolay değil. Bu açıdan en büyük sorun trafik.”

KAPALIÇARŞI’YI KUŞATAN TRAFİK

Başkan bu trafik meselesini örneklerle anlatıyor: “Eminönü, Kapalıçarşı. Düşünün ki bir turist gelecek, Kapalıçarşı’dan yüklü miktarda döviz ödeyip bir şey alacak. Bir taş, bir mücevher, değerli bir halı her neyse... Ama o binlerce doları verecek olan turist bir araçla gelip Kapalıçarşı’ya giremiyor.”

Soruyorum:

-Ne oluyor peki?

"Feci bir trafik. Bir bakıyorsunuz bir kamyon gelmiş kaldırımın yarısına çıkmış yük boşaltıyor. Arkada trafik uzadıkça uzuyor. Dünyanın hangi şehrindeki tarihi alanda böyle bir kaos olabilir?”

Gerçekten de tesadüf bu ya;

Fatih Belediye Başkanı Turan’la sohbetten sonra Yeşilay Başkanı Mehmet Dinç’le Sepetçiler Kasrı’ndaki merkezlerinde randevum var. Yolda inanılmaz bir çile. Tam Eminönü’nden geçerken Başkan Turan’ın sözleri geliyor aklıma.

Olacak şey değil.

Böylesine tarihi bir alanda. Bu kadar değerli bir noktada. Böylesine bir trafik kaosu...

İstanbul bunu yıllardır çözemedi.

İMAMOĞLU SÖZ VERİYOR AMA

Başkan Ergun’a sordum:

-Peki bu sorunun çözümü için ne yapıyorsunuz?

İşte cevabı: “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ile yıllara yayılan bir arkadaşlığımız var. Birbirimizi tanırız. Daha kısa süre önce bu konuyu kendisine açtım.  ‘Tamam’ dedi. Talimatlar verdi. Ama bir şey değişmedi. İşte bunu çözmek lazım...”

Başkan Ergun Turan’la uzun bir sohbet yapıyoruz. Bir zamanlar serkeşliğin, cinayetin, uyuşturucunun merkezi olan Surdibi şimdi yemyeşil harika bir park haline gelmiş. Büyük bölümü bu şekilde tamamlanmış.

Bir söz vardır ya: “Belasını arayan da mevlasını arayan da Fatih’e gelir.”

İşte belanın merkezi olarak bilinen o Surdibi şimdi millet bahçesi.

Evet... Uzun sohbetimizde şimdilik bunları aktarıyorum.

Ama bilin ki; Fatih’te, bulunduğu tarihin fikrine, felsefesine ve medeniyetine hâkim bir başkan var.

Güzel şeyler yapıyor.

GABAR ARTIK TERÖR DEĞİL PETROL MERKEZİ

Bir dönem terörist baskınlarının, adam kaçırmaların, cinayetlerin, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının merkezi Gabar’da bambaşka şeyler oluyor. Petrol bulundu. Hedef şimdilik 100 bin varil. Yaklaşık 3 milyar dolar. Hepimiz biliyoruz ki; Türkiye’nin üç kara deliği var.

1-Enerji.

2-Savunma.

3-İlaç ve sağlık sektörü.

Bu 3 sektörde de dışa bağımlı olmaktan kurtulamadığı için Türkiye hep IMF’nin listesinde bir ülkeydi. İlk defa bunun böyle olmayacağını gösteren gelişmeler var. Bunlardan birisi de Gabar’da bulunan petroldür.  Bir zamanların terör yuvası olan; Şimdi petrol merkezi haline gelen Gabar’ı ilk fırsatta gezeceğim. İzlenimlerimi de paylaşacağım.