Paylaş
Bir mesaj geldi:
Hürriyet’i internetten okuyanlar için: Ne olur bu videoyu izleyin. Sonra okuyun...
Kâğıttan okuyanlar için de şu fotoğraf:
Özgen İlkokulu’nun kapısına beyaz bir minibüs yanaşır...
Kapısı açılır açılmaz çocuklar koşar...
Emine öğretmenleri gelmiştir...
Arkadaşlar, zaten günlerdir okuyorsunuz. Hatta izliyorsunuz.
Bu hikâye, “orada bir okul var uzakta”nın hikâyesidir.
Yani...
Umutları kırılan bir öğretmenin yıkıldığı yerden yeniden yükselişinin fotoğrafıdır.
Şöyle başlamıştı...
Her şey DHA’dan gelen bu fotoğrafla başladı.
Bir zamanlar teröre teslim olmuş bir coğrafyada...
Şırnak’ın bir dağ köyünde...
Bir öğretmen, eğilmiş, çıplak ayaklı bir çocuğa bir bot giydiriyor...
Çocuklar karlı yollarda çıplak ayakla okula gelemediği için...
Kendilerince yardım toplamaya başlamışlar.
Emine öğretmen ve eşi Feyzullah...
Ben işte o fotoğrafı şu sözle yayınladım: “Öğrencisinin önünde eğilip ona yardımla bulduğu botları giydiren öğretmen, bize nasıl bir insanlık dersi veriyor...”
İşte o an, bir şey oldu. Bu milletin kalbindeki sihirli söz yükseldi. Türkiye’nin dört bir tarafından mesaj yağdı.
Herkes yardım etmek istiyor.
Öyle de oldu...
Okulun ihtiyaçları karşılandı. Öğrenciler paltolara, kazaklara, botlara kavuştu.
Çok mutluyuz. Ama aradan biraz zaman geçti.
Emine öğretmenden bir mesaj... “Çok üzgünüz. Bunu anlatacak kimse bulamadığımız için size yazıyorum. Umutlarımız kırıldı. İşsiz kaldık. Parasızlıktan eşimin köyüne sığındık.”
Aman Allah’ım... Bu nasıl olabilir?
Öğrencilerini bu kadar seven... Onları giydirip yediren bir öğretmen neden işten çıkarılır?
Sonra anladık ki Emine öğretmen sözleşmeliymiş ve okula kadrolu öğretmen atanınca, sözleşmesini bitirmişler...
İşsizlikten daha kötüsü, bu çok ağır umutsuzluk...
Ve ben bu durumu yazınca...
Aynı gün Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk aradı.
“Mahcubuz. Ama çözeceğiz Fatih Bey...”
Ve 15 gün sonra “Ziya öğretmen” Şırnak’taydı.
Bakan Selçuk, Emine öğretmen ve eşi Feyzullah’a sarıldı.
İşte o sahne umutların yeniden yükseldiği sahne oldu.
Ve...
Önceki gün işte bu üstteki fotoğraf geldi:
Emine öğretmen çocukların ayaklarına bot giydirdiği sınıfta, yine onlarla...
Mutluluğun resmini yaşıyorlar...
İşte hikâyemiz böyle bir mutlu sonla bitiyor arkadaşlar...
Evet...
Orada bir köy var uzakta...
Kim bilir daha ne hikâyeler, ne umutsuzluklar ve umutlar yaşanıyor orada...
Ki benim için umut...
Emine öğretmenin öğrencilerinden gelen şu sözdür:
“Fatih Abiiii! Öğretmenimiz geldiiiii! Size teşekkür ederiiiiiiiiiz!”
Ve Emine öğretmenin mesajı:
“Fatih Bey, beni 3 yıllık okuluma, öğrencilerime kavuşturdunuz. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Onlar mutlu, ben mutlu. Bugün bambaşka bir gün benim için...”
Bir insan daha ne ister...
Yetmez mi...
Paylaş