Eller...

Şu buğulu fotoğraflardaki küçük elleri neden bu kadar büyüttüm, biliyor musunuz?

Haberin Devamı

Çünkü yıllardır denizlerde perişan halde görmeyi kanıksadığımız çaresiz mülteciler arasında...

O kadar küçüktüler ki...

Fark etmiyoruz bile. Öylesine körleştik ki...

‘Schindler’in Listesi’ filmini hatırlattı bana...

Eller...


Nazilerin katlettiği Yahudilerin arasındaki kırmızı paltolu küçük kız gibi...

Siyah beyaz filmde insanlığın yüzüne çarpan o kırmızı paltolu çocuk...

Tıpkı eller gibi...

Fotoğrafların içinden çekip aldım onları... Büyüttüm... Büyüttüm. Kalplerimize dokunacak kadar büyüttüm.

Şu küçük ele bakar mısınız?

Babasının bileğine nasıl da tutunmuş... Korku... Şaşkınlık... Panik... Bilmediği, tanımadığı hangi duyguyu yaşıyor...

İşte bir başka sahne...

Türk Sahil Güvenlik görevlisinin kucağında, soğuktan ve açlıktan yarı baygın bir çocuk...

Haberin Devamı

O küçücük el, solan bir yaprak gibi savrulmuş...

Belki de bir melek sessizliğinde ölüyor... Evet...

Lastik botlardaki onlarca çaresiz insanın arasından çekip aldım o elleri...

Hepsi aynı sabah yaşandı...

Ve haber fotoğraflarının arasında siyah beyaz bir sahne gibi kaybolup gittiler...

SABAH 06.00...
DİLEK BOĞAZI: 

Bir amatör denizci, Samos Adası’yla Dip Burnu arasından geçerken bir Yunan Sahil Güvenlik botu görüyor. Türk kayalığına doğru 4-5 kişiyi denize bırakıp hızla uzaklaşıyor. Denizci hemen Sahil Güvenlik’i arıyor. Türk Sahil Güvenlik botu anında geliyor. Mültecileri kurtarıyor...

Eller...


İşte babasının bileğine tutunmuş o küçücük el o sabah çekildi...

AYNI SAATLERDE
BODRUM AÇIKLARI: 

Bir başka sahil güvenlik botu yine Yunan botları tarafından Türk kara sularına itilen 27 kaçak göçmeni kurtarıyor.

Ertesi sabah

Marmaris açıkları:

Bu defa Yunan Sahil Güvenliği tarafından delinen bottaki 44 kaçak insan son anda kurtarılıyor...

Eller...


Melek sessizliğindeki o küçük el de burada çekildi...

Haberin Devamı

Şimdi karşılıklı çok şey söylenebilir.

Biriniz, “Neden kalıp ülkelerinde mücadele etmiyorlar?” diyebilir...

Bir başkası, “Dünya bu trajediyi nasıl seyrediyor?” diye sorabilir...

Diğeri, ülkesinden kaçanları suçlayabilir... Anne babaların çocuklarını nasıl böyle bir tehlikeye attığını sorgulayabilir...

Ama arkadaşlar, ben bu fotoğraflarda bunların cevabını aramıyorum...

Dev gibi devletlerin bu küçücük elleri nasıl görmediğini zaten soruyoruz.

Belki size çok romantik gelebilir ama...

Ben yalnızca...

İçine düştüğümüz bu “siyah beyaz körlükte”...

Bu küçük ellerin masumiyetini arıyorum... Çünkü onları böyle gördükçe...

Meleklerin bize neden görünmediğini daha iyi anlıyorum...

Haberin Devamı

RUH İKLİMİNE BİR KURAKLIK DAHA EKLENDİ
SEZAİ KARAKOÇ...

Bir
büyük şairi daha kaybettik...

Dünya biraz daha azaldı...

Eller...

Macerası biraz daha kısaldı.

Şemsiyesiz yağmurlar biraz daha unutuldu...

“Ölümün cesur körfezi balkonlar” biraz daha küçüldü...

Ruh iklimine bir kuraklık daha eklendi...

Mekânı cennet olsun...

Allah rahmet eylesin...

İzi sürülmez kelimelerin ustası...

OKUR AİLESİ

Yazarın Tüm Yazıları