E peki ne oluyor orada?

İNGİLİZLER zaten gelmişlerdi.

Askeri üsleri, savaş uçakları yıllardır oradaydı.

Önceki yıl Fransızlar kapıyı çaldı...

“Biz sizi koruyalım, siz de bize buradan doğal gaz hakkı ve askeri üs verin” dediler.

Teklif kabul oldu.

Fransız askerleri de geldi.

Bu defa kapıyı İsrail çaldı:

“Siz bize doğal gaz arama hakkı verin. Ortak çıkartalım. Dağıtalım. Biz de size hem teknolojik hem askeri destek verelim” dediler...

O teklif de kabul oldu. 

İsrail de yerleşti...

Ve son olarak ABD Kara Kuvvetleri Komutanı General Mark Alexander Milley önceki gün ani bir ziyaret yaptı...

Dedi ki:

“Bazı ülkelere askeri üsler verdiniz. Bizim için de bir üs mümkün mü?”

Ancak bu defa bu talebin yapıldığı toplantıya İngiliz askerleri ve komiseri de katıldı. 

Peki bu kadar taliplinin olduğu yer neresidir?

Güney Kıbrıs...

Soru da şu:

“Bu ülkeler Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni kimden korumak için söz veriyorlar?”

Son dönemde doğal gaz arama tartışmaları nedeniyle giderek gerildiğimiz Güney Kıbrıs’ı bizden mi koruyacaklar...

Düşman biz miyiz?

Peki, bu ülkelerin çoğu bizim NATO müttefiğimiz değil mi?

ABD Kara Kuvvetleri Komutanı’nın Kıbrıs Rum kesimine gelip üs istemesi basit bir olay değildir.

Çünkü istediğinde İngiliz üslerini kullanabiliyordu.

ABD’nin en üst düzeyde askeri temasta bulunmak istemesi olayın kalıcı ve uzun vadeli bir hazırlık olduğunu göstermiyor mu?

Bu istek akla İncirlik Üssü’nü getirmiyor mu?

ABD İncirlik’i artık istediği gibi kullanamayacağını biliyor. 

Acaba ABD bölgedeki çıkarları açısından Türkiye ile kurduğu “stratejik ortaklık” için alternatif mi arıyor?

Güney Kıbrıs’taki “üs arayışı” bu nedenle dikkat çekicidir.

Bu sorunun cevabı elbette kolay verilemez.

Ancak son dönemde giderek gerilen ilişkiler, Türkiye’nin Rusya’dan almayı planladığı S-400 füzelerine karşı ABD’nin yaptırım tehditleri ve
diğer krizler... ABD ve İsrail’i Güney Kıbrıs’ta buluşturuyor gibi...

Türkiye’nin içinde olduğu doğal gaz boru hattı projelerine karşı Güney Kıbrıs üzerinden Doğu Akdeniz doğal gaz hattı arayışı zaten biliniyor.

Ama şimdi buna askeri üslerin eklenmesi ilginçtir.

Rusya’nın Suriye’de Doğu Akdeniz açısından çok kritik iki askeri üssü süresiz alması bu rekabeti daha da kızıştırıyor. 

Güney Kıbrıs’tan Suriye’deki Rus üssüne olan mesafe en fazla 200 mil...

ABD’nin üs isteği yalnızca bu nedenle bile anlaşılabilir.

Evet, bölgemiz açısından çok kritik bir takvimden geçiyoruz. 

Bölgede “yüksek gerilim” var...

Ama ben yine de Türkiye-ABD ilişkilerinin bir şekilde her iki ülke yararına olarak normal seyrine döneceğini umuyorum.

En azından umuyorum...