Paylaş
Rahmetli Sadun Boro Abimizin vasiyetiyle, gönüllü olarak kıyılarımızı, koylarımızı korumak için...
Allah’ın bize bahşettiği bu cennet körfezleri bir sonraki nesillere temiz ve bozulmamış bırakabilmek için...
Her fırsatta elimizden geleni yapıyoruz.
İsim isim saymama imkân yok. Ama bizleri bilen bilir.
Amatör denizciler, çevreciler olarak, aynı ruh ikliminde olduğumuz için çatık kaştansa gülen yüzü tercih ederiz.
AMAN DİKKAT
Öncelikle şunu söylemeliyim ki...
Bu bayram koylar çok dolu olabilir. Birçok tekne diğerine çapariz verebilir.
Çatışmayı önleme durumları doğabilir.
Bazı guletler yolcu yetiştirme heyecanıyla, amatör denizcilere güçlük çıkarabilir.
Küçük koylarda, iskelelerde, demir atma anında zincir zincirin üstüne gelebilir.
Elbette sonuna kadar açılmış müzikler başkalarını rahatsız edebilir.
Koylarda, jet-ski’lerle hız yapanlar, risk yaratanlar olabilir.
Motor yatlar hızla girdikleri koylarda sıkıntı yaratabilir.
(Sadun Abi’nin bir uyarısı vardır. Derdi ki, “Koylara lütfen yavaş girin. Unutmayın ki yaratacağınız bir dalga, kıyıda bağlı bir yatı yalpaya düşürebilir. O sırada ocakta kaynayan su küçük bir çocuğun üzerine dökülebilir.)
Denizci dostlar, bütün bunlara anlayışla yaklaşabileceğimiz bir bayram dilerim.
Gelelim meselemize.
SAHİL GÜVENLİK
1) Bazı tekneler geceleri demir feneri yerine gereksiz yere ‘çakar’ takarak koy ve kıyı güvenliğini riske ediyor, gece yanaşan kaptanı yanıltıyor.
2) Koylarda özellikle hız kontrolü önemli bir sorun. Sahil güvenliğin bu koylarda hız denetimi yapması çok önemli olabilir. Hatta hayat kurtarabilir.
3) Bakıyorsunuz, küçücük iskeleye koca motoryat bağlanıyor. İskele sahibi para kazanacağı için ses çıkarmıyor. Bu tonozların, iskelelerinin taşıma kapasiteleri, tonajları belirlenmeli.
4) Huzur için gelinen koylarda, turistik bölge diye gece yarısından sabahın erken saatlerine kadar insanı çileden çıkaran müzikler çalınması...
5) Ve elbette kaçak yapılaşma. İhbar yağıyor. Son örnek Hisarönü Kocabahçe. Koyun ortasına denize sıfır kaçak bina dikiliyor. Bir dur diyen de yok. Marmaris Belediyesi kaçak yapı ve iskele için çıkan 3 bine yakın yıkım dosyasıyla baş edemiyor. Diğer belediyeler yine öyle. Bu mesele belediyelerin boyutlarının çok üzerindedir.
LİMANLAR YÖNETMELİĞİ 25’İNCİ MADDE
Denizdeki tuhaf olaya gelince...
Önceki gün bir denizci okurum uyardı:
“Fatih Bey günaydın,
Bu sabah yazınızı okudum. 18 Haziran’da Bodrum’dan çıkıp Yalıkavak girişindeki Hacı Melem Koyu’na demir attım. Kıçtan kara bağlandım. Sahile uzaklığım 80 metre. Ve bu koyda yerleşim yok, karayolu yok, ancak denizden ulaşılan bir koydur. Pazar günü sahil güvenliğe ait 202 No’lu bir şişme bot geldi. Ve ‘Karadaki halatları çözün!’ dedi. ‘Niçin?’diye sorduk. Cevap: ‘Limanlar Yönetmeliği’nin 25’inci maddesini okuyun’ dedi.
Önce şaka zannettik. Sonra okuduk. Baktık ki doğru.
MADDE 25/2: ‘Kıyı tesisleri dışında kıyı alanlarına gemi ve deniz araçlarının bağlanması ve yanaşması ile demirleme sahaları dışında demirlenmesi yasaktır.’
Biz çözdük. Yanımızda iki yabancı tekne vardı. Onlar da şaşkın halde çözüp gitti. Konuyu Bodrum ve Güllük liman başkanlıklarına aktardığımda, “Evet, böyle bir madde var ama uygulamıyoruz” dediler. O gün aynı görevli, 30 tekneye aynı uygulamayı yapmış...”
Evet arkadaşlar... Böyle, uygulanmayan çok madde var.
Ama işte bir görevli çıkıp da uygulamaya başladı mı, düşülen durum budur.
(Sevgili Hızırreis Deniz, bayramını kutlar ve kıyılardaki bu konuyu da bilgine sunarım. En doğrusunu yapacağından eminiz.)
Çok merak ediyorum: Acaba o 202 No’lu Sahil Güvenlik botundaki görevli hangi nedenle böyle bir uygulamaya başladı?
Herkese sağlıklı, huzurlu bayramlar dilerim.
Rüzgârınız kolayınıza olsun...
Kalpleriniz dostlukla dolsun...
Paylaş