Paylaş
Yalnızca Göcek’e geçen yıl 10 binden fazla yabancı bayraklı tekne giriş yapmış.
Türk bayraklı tekneleri de eklerseniz, yaklaşık 30 bin tekneden söz ediyorum.
Her teknede ortalama 3 kişi diyelim (guletler ve büyük motor yatlar hariç)...
Göcek koylarında aylarca konaklayan on binlerce insandan söz ediyorum.
Marmaris, Bozburun, Hisarönü, Gökova körfezlerini ve koylarını da sayarsak.
Bütün bunlara Kaş-Kekova hattını eklersek.
Birçok büyükşehir nüfusuna eşit insan denizde, teknelerde tatil yapıyor.
Ve ara ara şöyle haberler okuyoruz:
“Falanca koyda denize giren... Kalp krizi... Kaybettik.”
İşte bir örnek:
“Marmaris’te İngiltere’den tatile gelen ve koyları gezmek için tekne turuna katılan İngiliz vatandaşı Denis Crawley’nin (73) tatili acı bitti. Denize atlayarak serinlemek isteyen talihsiz adam geçirdiği kalp krizi sonrası tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.”
Son yıllarda o kadar çok örnek yaşadık ki.
Aşırı süratli motorların, jet-ski’lerin yol açtığı yaralanmalar, ölümler.
Bütün bunları düşününce, koylarda bu kadar turist nüfusunu hesaplayınca şu cümle şart oluyor:
“Artık deniz ambulanslarının bir sistem dahilinde genişletilmesi gerekiyor.”
BODRUM’DA VAR GÖCEK VE MARMARİS’TE YOK
Aslında denizlerde sağlık için Bodrum’da güzel bir uygulama başlatılmıştı.
Sahil Güvenlik Komutanlığı koordinesinde ücretsiz olarak turizme hizmet veren deniz ambulansı, dönemin Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras (Şimdi Muğla büyükşehir Belediye Başkanı) ve sponsorlar tarafından denize indirilmişti.
Çok da hayat kurtarıyor.
Benzeri deniz ambulanslarını da biliyoruz.
Örneğin;
Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından 4 adet hızlı deniz botu ambulans haline getirilerek; İstanbul Sarıyer, Marmara Adası, Çanakkale merkez ve Gökçeada’da hizmete girmişti.
Ama benim sözünü ettiğim turizm sezonunda yoğunlaşan denizlerimiz, koylarımız, körfezlerimiz.
Düşünün yabancı turist gelmiş. Kendi teknesiyle ya da kiraladığı bir tekneyle bir körfezin ıssız bir koyunda demirlemiş.
Yol yok. Ancak denizden ulaşım var. Yol olsa da kıvrıla kıvrıla giden zor bir yol.
Akdeniz’de eşi az bulunan koylarımızın özelliği de zaten bu. O ıssızlık için geliyorlar.
İşte deniz ambulansı da tam bu nedenle gerekli.
Turizm merkezlerine göre bir merkezden yönlendirilecek deniz ambulansları güven yaratacak.
O beldedeki sağlık ocağı ya da hastanelerle koordine edilmiş deniz ambulansları hayat kurtaracak.
Düşünün ki;
Örneğin Göcek ya da Hisarönü’nde atık teknesi var. Zincir marketlerin dev tekneleri var. Kokoreç satan tekne bile var.
Ama bir ambulans yok.
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na buradan çağrıda bulunuyorum:
“Sayın Bakanım lütfen bu soruna bir çözüm bulun.”
ORMAN YASAĞI GELMELİ
B
ırakın ateş yakmayı;
Bazı illerde valilikler ormana girmeyi dahi yasaklıyorlar.
İşte Aydın. Ormana giren 9 kişi yakalandı. 18 bin lira ceza kesildi.
Aşırı sıcak ve sert rüzgârlar yangını körüklüyor.
Ve biliyoruz ki, yangınlar yüzde 90 insandan kaynaklanıyor. Kimisi anız yakıyor, kimisi arı için ateş yakıyor.
Son olarak Ankara bozkırının vahası diyebileceğim Kızılcahamam’da yine insan kaynaklı yangın çıktı.
Alevler Bolu’ya dayandı.
Vakit geçirmeden “ormana giriş yasağı” tüm Türkiye’de uygulanmalı.
Jandarma kontrol etmeli.
Paylaş