Paylaş
Diğer müdürleri toplayıp...
öğrencilere, “sevinç yasağı” koymuş.
Dün Hürriyet Bursa ilavesinin manşetiydi bu haber.
Hem de başmüdür Mustafa Bilici bir genelgeyle açıklamış bunu.
“YASSAKKK!”
Uymayan okula “MÜFETTİŞŞŞŞŞŞ”.
Bursa’daki “başmüdür” diğer müdürlere diyor ki:
“Mezuniyet baloları, yalnızca okul bahçelerinde yapılacak. Bunun aksine davranan okullara müfettiş gönderilecekkkk...”
Yahu Sayın Müdürüm, çocuk zaten okuldan mezun olmuş. Bırak nerede isterse orada kutlasın. İsteyen gitsin istemeyen gitmesin. İsteyen alternatif tören yapsın...
Efendim, bazısının kıyafete parası yetmiyormuş.
İçki içiliyormuş...
Arkadaş o çocuklar artık 18 yaşını geçtiler.
BARİ BAŞBAKAN’I DİNLE
Hadi o çocukları ya da velileri dinlemiyorsun...
Bari Başbakan’ı dinle.
Başbakan daha geçenlerde söyledi:
“18 yaşa seçilme hakkı vereceğiz...”
Sayın Bursa Başmüdürü Mustafa Bilici Bey...
Başbakan o çocuklara “Milletvekili, bakan olabilirsiniz” diyor. O hakkı vermek istiyor.
Ama siz, “Mezuniyet balosuna bile gidemezsin” diyorsunuz...
Çocuk artık mezun olmuş, 18 yaşını geçmiş.
Bırakın, isteyen istediği yerde kutlasın. İsteyen gitsin. İstemeyen gitmesin.
Bu nasıl bir “tedrisat zihniyeti”dir.
Bu yasağı açıklarken de, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın genelgesi var” demişsiniz.
Eğer öyleyse, Nabi Avcı Hoca’nın mutlak bir açıklaması olmalı...
Bekleriz.
SAYIN BAŞMÜDÜR ‘BİLİCİ’ BEY
Belki şunu ‘bilmenizde’ fayda var.
Mezuniyet töreni demek, yalnızca liseden mezun olmak demek değildir.
Mezun olmanın hemen kıyılarında özgürlük dalgaları vardır.
Yani...
Sabahın köründe “Çıkarın kâğıt kalemi” diyen bir sistemden...
Milli sporcu olan çocuğa, antrenmandan geldiğinde “Geç kâğıdı getirdin mi” diye soran bir kafadan kurtulmanın sevinci vardır.
Her şeye rağmen başarmanın mutluluğu vardır mezuniyette.
Mezun olan öğrenci, en kızdığı öğretmene bile sarılır o yüzden.
En kızgın öğretmen bile mutluluk gözyaşlarıyla gönderir çocuğunu.
İşte bunun tatlı-ekşi sosudur mezuniyet töreni.
O çocukların “örgün eğitim duvarı”nı aşıp, kendi geleceklerini seçme denizlerine açılmasının törenidir mezuniyet.
Kimine üniversite kapısı...
Kimine iş hayatı... Ve belki siyaset.
Ama sonuçta birey olmanın “istiklal ve istikbal törenidir” mezuniyet.
Gel sen vazgeç bu “sevinç yasağı”ndan...
Hem o törenlere gidersen, belki sen de biraz kendini aşarsın...
Mezun olursun müdürlükten.
Sayın Müdürüm.
Cumhurbaşkanlığı bir fetih süreci midir
DİKKAT ediyorum, Cumhurbaşkanlığı seçimi, sanki “Çankaya’nın fethi” gibi bir hal alıyor.
Kamplar arasında bir “fetih mücadelesi”...
Bir, ele geçirme kavgası.
Gizliden bir “sörvayvır” hadisesi.
Evet, cumhurbaşkanını halk seçecek.
Ama halkı kamplara ayırırsanız...
Cepheler, siperler yaratırsanız...
Dünyanın en güzel demokratik şöleni, kasvetli bir “fetih savaşı”na dönüşür.
Kimse kimseyi “keşfetmeye” çalışmaz.
Fetih çığlıkları, makul sesleri bastırır.
Biri ötekini anlamaya uğraşmaz.
İşte böyle bir “fetih seçimi”nde...
Demokrasi gibi muhteşem bir buluşma noktası olur öfkeli kampların arenası..
İsteyen aday olsun.
Ama yeter ki sakin olsun...
Paylaş