Paylaş
Bir tarafta jandarma sıralanmış...
Önünde birtakım sandıklar...
Nedir bu?
Sanıyorum çevre eylemleri tarihinde bir ilktir bu sandıklar...
Rize’nin İkizdere Vadisi köylüleri yapmış...
Dünyaca ünlü deli balın üretildiği vadiye “taş ocağı” açmak için getirilen iş makinelerinin önüne arı kovanlarını koymuşlar.
Arılardan barikat yani...
Hem de jandarma yolları kestiği için gece boyu ormandan yürüyerek getirmişler kovanları... Aslında günlerdir sürüyormuş bu eylem...
Liman için deniz doldurulacak... İşte o dolgu için 16 milyon tona yakın taş gerekiyor... İkizdere ahalisi bu taşocağına karşı çıkıyor.
Dün DHA’nın geçtiği videoyu izlerken “arılarla dayanışma yapan” köylülerin doğal halleri o kadar etkiledi ki beni...
Kovanların arkasında sıralanan kadınlardan birisi o güzelim şivesi ve tertemiz duygularıyla şöyle bağırıyordu:
“Niye burayı gelaysunuz? Niye bu ağaçları kıyarsunuz? Bizim hayatımız burayadur. Arılarımız burayadur. Kuşlarımız, tarlalarımız, peteklarimiz burayadur. Biz arıları koruduk, şimdi onlar da hem bizi hem kendilerini korayu...”
Bir başkası:
“Biz gece gündüz burayu bekleriz. Onlar aniden baskun yaptı. Biz de onları aniden yakaladuk. Bizim evimuz burayadır. Her şeyimiz buraya. Taş ocaği yapacak başka yer mi yok? Yazık değil mi bu güzelim vadiye, ağaçlara... Alın gidun makinaları, biz de evimuza gidelum... Yoksa gece günduz burayayuz.”
Onlar böyle bağırdıkça, jandarma kardeşim ne yapsın...
Belki de içten içe hak veriyor...
Ama emir var...
RİZE VALİSİ’NE ÇAĞRI
Dikkat ettim, köylülerin hiçbiri, İkizdere’de yapılacak liman projesine karşı çıkmıyor.
Onların derdi...
Arıları, kestane ağaçları, çay yaprakları, yemyeşil vadileri ve yüzlerce yıldır gelen doğal yaşamları...
Dinamit sesi değil, kuş sesine alışmışlar...
Jandarmanın sabırla bekleyişini, köylülerin o sahici ve tertemiz duygularını görünce sormak istedim:
Acaba bunun başka bir yolu yok mudur?
İnatlaşmadan... Köylüleri üzmeden, vadiyi, arıları, kestane ağaçlarını koruyan ve devleti de küçük düşürmeyen bir çözüm...
Rize Valisi Sayın Kemal Çeber...
Lütfen bir yol arasanız... O köylülerle jandarma istemeyerek karşı karşıya geleceğine, bir başka çözüm bulsanız...
Sayın Valim...
Başarılı bir kariyeriniz var...
Eminim ki o yolu siz bulursunuz... Eminim, çünkü benzeri konularda bilimsel çalışmalarınız var.
Ne ilginç bir tesadüftür ki...
Tam da bu konuya uygun bir bilimsel teziniz var...
Hatırlayın...
Süleyman Demirel Üniversitesi’nde hazırladığınız “mali yönüyle afet yönetimi” konulu yüksek lisans teziniz...
Kentleşme sorunlarına çözüm teziniz...
Hatta bu konuda TBMM’de hazırlanan Afet ve Acil Durum Yasası Komisyonu’nda çalışmışsınız...
İşte bütün kariyerinizin belki de en önemli tezlerinden birisi...
Şimdi hayatın tam içinde ve tam karşınızda duruyor...
O tezler, kitaplardan, raporlardan, tüzüklerden çıkıp hayata karışmak için bekliyor...
Haydi Sayın Valim...
Taşlı sopalı, gözyaşı dolu sahneler yerine...
Herkesin mutlu olduğu bir çözümle...
Örnek olun bize...
Paylaş