Paylaş
O yüzden dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i aradım.
Cemil Bey, sivil toplum kuruluşlarından, gazetecilerden, sanatçılardan, siyasetçilerden bir hareket bekliyor.
Diyor ki:
“Bakın her türlü meselemizin çözümü yeni anayasadadır. Şimdi eğer biz bir sivil anayasa yapamazsak bunu kendimize nasıl anlatırız. Tarihinde ilk kez bir Meclis anayasa yapacak. Bu olmazsa, bunu çocuklarımıza nasıl anlatacağız?”
Başkan Çiçek, tek kelimeyle haklı...
İşte günlerdir tartışılıyor.
30 yıldır üzerimize kanlı bir veba gibi çöken mesele gelip yine demokrasinin gücüne sivil siyasetteki cesaret noktalarına dayanıyor.
Yazıyoruz, çiziyoruz.
- İmralı’yla görüşmelerin perde arkası...
- Neler konuşuluyor?
- MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın iki günlük İmralı ziyareti...
Başından beri yazıyorum.
- Bu mesele silahla, kanla çözülemez.
- İnsansız uçaklarla, insani sorunları çözemezsiniz.
- Devletin sivil refleksi, silahlı refleksinden daha güçlü olmalıdır.
İşte tam bunları yazarken hatırladım.
Geçen yıl TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le yaptığımız o konuşmayı.
Demişti ki:
“Bu Meclis milleti temsil gücü en yüksek Meclis’tir. Eğer bu Meclis yeni anayasayı yapamazsa kim yapacak?”
Ve dün o sözünü hatırlatınca Çiçek, biraz da sitem edercesine şöyle dedi:
“Bakın anayasayı eğer bir ayakkabı olarak düşünürsek. Büyüyen Türkiye’nin ayağına uymuyor artık. 38 numara ayak şimdi 44 olmuş. Ama hâlâ aynı ayakkabı var ortada. Darbe anayasasıyla bu ülkeyi yönetmeyi nasıl anlatacağız sivil siyasetçiler olarak. Bu çelişkiyi kendimize nasıl anlatacağız.”
TEK ÇÖZÜM ORADA
Cemil Çiçek’i dinlerken bir not aldım...
Dedim ki:
“İmralı’dan Kandil’e, İstanbul’dan Diyarbakır’a kadar bu memleketin yüreğini yakan her mesele ancak sivil bir anayasa ile çözülür. Öyleyse neyi bekliyoruz?”
Cemil Çiçek’in cevaplarından birkaç satırbaşını şöyle özetleyebilirim:
- Geçen yıl dört siyasi partinin de kongreleri vardı. Sonra bayramlar. Komisyonlar yeterince çalışamadı. Ama şimdi önümüzde ne kongre ne bayram var. Yani bahanemiz de yok.
- Şu anda iki komisyon da çalışıyor. 4 siyasi partinin temsilcisi orada. Eğer bu iş uzarsa, uzayan işten hayır değil, şer çıkar.
- 1 Ocak’tan itibaren iki komisyon da çalışmaya başladı. Gece-gündüz çalışıyorlar. Ben umutsuz değilim.
Evet, başa dönersek:
Uzlaşma tecrübesi yüksek bir isim olarak Cemil Çiçek’in bu “tatlı sitemi”ne sonuna kadar hak veriyorum.
Ve diyorum ki:
- Eğer bir sivil anayasa yapamazsak, bize yazıklar olsun.
- Çünkü Kürt meselesinden özgürlükler meselesine, Avrupa Birliği sürecinden insan haklarına, din dil ve inanç özgürlüğü ile anayasal vatandaşlık kavramına kadar hayatımızın her alanı açısından sivil anayasa şarttır.
- Sivil anayasa, demokrasi tarihimizdeki yaraları sarması açısından da toplumsal bir ilaçtır.
Paylaş