Paylaş
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın adaylığına yasak koyması için YSK’ya başvurdu.
Gerekçe, ‘teröristle bağlantı’.
Ve bu hamleye karşı Demirtaş gerçekten çok zeki bir cevap verdi.
Dedi ki:
“Ben buna cevap vermem. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ne diyor onu bekliyorum!”
Doğrusu tam bir satranç hamlesidir bu söz.
Anlamı şudur:
“Çatı adayı İhsanoğlu hem CHP’nin hem de MHP’nin adayıdır. Eğer MHP Genel Başkanı HDP Genel Başkanı’nı ‘yasaklı’, ‘sakıncalı’ ‘terörist’ gibi görüyorsa ve bu nedenle seçime girmesini yasaklatmak istiyorsa, acaba bu konuda CHP yönetimi ne diyor? CHP de böyle mi düşünüyor? İhsanoğlu ne diyecek?”
Bu sorunun da bir anlamı var elbette.
Önceki gün CHP barış süreciyle ilgili yasal düzenlemeye destek verdiğini açıkladı.
Böylece CHP barış sürecinde Öcalan’la görüşme sürecini desteklemiş oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu bunu açıkça söyledi.
İşte Demirtaş’ın satranç hamlesi de burada ortaya çıkıyor.
Diyor ki:
“Çatının bir destekçisi olan MHP Genel Başkanı beni yasaklatmak istiyor. Nedeni Öcalan’la görüşüyor olmam. Ama barış sürecini yasal bir zemine oturtan düzenlemeyi de CHP yönetimi destekliyor. CHP de çatının diğer destekçisi. Bu durumda İhsanoğlu acaba ne diyecek?”
-MHP’nin sözüne destek mi verecek?
-Sessiz kalarak örtülü destek mi verecek?
-Yoksa karşı mı çıkacak?
Ve en önemlisi, CHP bu konuda ne diyecek?
CHP yönetimi biliyor ki, eğer ikinci tura kalırsa seçimleri HDP’ye giden oylar belirleyecek.
Demirtaş bu konunun üzerine gittikçe çatıda sessiz bir çatlak oluşuyor. Bakmayın siz bu sessizliğe.
İçten içe kaynıyor bu soru...
Not: İhsanoğlu makul ve hukuki bir açıklama yaptı. Ancak mesele hukuki değil siyasidir.
* * *
BU SEÇİMİ KİM BELİRLEYECEK? DIŞARIDAKİ GURBETÇİLER! İÇERİDEKİ ‘ÖTEKİLER’!
Türkiye’nin 12’nci cumhurbaşkanını kim belirleyecek?
Yani ipi göğüslemesini kim sağlayacak?
Cevap ibret dolu ve “Kadere bak” dedirtecek cinsten.
Oyların toplamına bakarsanız hesap ortada.
Bir tarafta kendilerine yurtdışında ‘gurbetçi’ diyenler...
Diğer tarafta kendilerini, yurtiçinde ‘ötekileştirilmiş’ ilan edenler.
Daha da özetlersem:
‘Alamancılar’la...
Kürt oyları...
Avrupa’da yaşayan ‘gurbetçi’lerin oy oranı yüzde 6 civarında...
Türkiye’de yaşayan ‘Kürt kökenli oylar’ ise yüzde 8 ile 10 arasında.
Kendisini ‘gurbetçi’ görenlerle ‘öteki’ olarak hissedenlerin oylarını toplarsanız...
Kamplaşmış Türkiye oylarındaki önemini anlarsınız.
Hele bir de ikinci tura kalırsa...
İlahi adalet gibi bir seçim bu.
Çünkü, bu devlet işsizleri yurtdışına savrulurken yıllarca seyirci kaldı.
Siyasi düşüncesi nedeniyle insanlar yurtdışına kaçmak zorunda kaldı.
Bu devlet yıllarca Kürt kimliğini, varlığını tanımadı.
“Kürt yok, Kart-Kurt var” dedi...
Kürtçe isimleri yasakladı. Kürtçe şarkı söyleyenleri Kürtçe isim koyanları tutukladı.
Olağanüstü hal, sıkıyönetim... DGM zindanları...
Geldik bugüne...
Şimdi söz yurtdışındaki ‘gurbetçiler’de...
Şimdi söz yurtiçinde kendilerini ‘öteki’ hissedenlerde.
Demokrasinin adaleti böyle bir şey olmalı.
Paylaş