Can Yücel şiirini en yakın dostlarından acaba kim okudu

Sahneyi şöyle anlatıyor:

Haberin Devamı

Can’ın Anadoluhisarı’ndan sonraki Körfez durağında, denizin üstündeki evinde, akşamları oturur içerdik. Can’ın hemen üstünde ise Müzeyyen Senar oturuyordu. Akşam belli bir vakit gelince Can yukarı doğru seslenirdi; ‘Müzeyyen Hanım, şarkımı oku’. Ve Müzeyyen Hanım başlardı okumaya. Suzinak makamında. Neyi mi okurdu? Can Yücel’in babası, Hasan Âli Yücel’in bestesi ve güftesi olan ‘Sen bezmimize geldiğin akşam seher olmaz’. Can her defasında hüngür hangür ağlardı.”

Şimdi bu sahneyi burada bırakalım.

Bir başka diyaloğa geçiyorum.

Mehmet Âkif Ersoy’un torunu Selma Hanım’dan Âkif’in anılarını yayınlayan Fatih Bayhan...

Enver’den Latife Hanım’a kadar Türkiye’nin yakın tarihine başarılı belgeseller veren genç kardeşim Fatih...

Önceki gün Türkiye’nin yaşayan bir büyük şairini arıyor ve soruyor:

Haberin Devamı

Üstadım, sizi Mehmet Âkif Ersoy’un torunu Selma Hanım’la tanıştırmak isterim.”

Kısa bir sessizlik...

Yine sessizlik...

Fatih tam acaba duyulmadı mı diye teklifi tekrarlayacak...

O sırada şair cevap veriyor:

Ben acaba buna hazır mıyım?”

Biraz daha sessizlik...

Ve devam:

Yani Mehmet Âkif’in bir parçasıyla buluşmaya hazır değilim. Hazır olunca arasam da beni buluşturur musun?”

Beni çok etkileyen bu sahneyi ve diyaloğu neden anlatıyorum?

Yaşayan bir şairin...

Mehmet Âkif gibi bir çınara olan saygısını nasıl anlattığını paylaşmak için.

Diyor ki:

“Acaba onun bir parçasıyla buluşmaya hazır mıyım?”

Bu nasıl bir histir... Bu nasıl bir ruhun ruha olan saygısıdır...

Ve aynı zamanda...

Böyle bir diyaloğu okuduktan sonra...

Günlerdir başımıza tebelleş olan...

 “Sıcaktan bunaldık” haberlerinin...

Kore’nin Kim’iyle USD’nin Trump’ı arasındaki itişmenin...

Ve falanca dizi oyuncusunun Bodrum’da yakalanmasının...

Ve bütün bu haberlerden, habersiz kalmak istediğim için anlatıyorum.

Bu gündelik haber kuşatmasından kurtulmak için.

Ve bir şair için anlatıyorum.

Can Yücel.

12 Ağustos günü ölmüştü.

Yani yarın.

Can Yücel için bir şeyler yazacak halim yok elbette.

Zaten yazılacakları da kendisi yazmıştı.

O yüzden şimdi ben...

Onun çok yakın bir arkadaşının kendi sesinden okuduğu bir şiiri alıyorum buraya.

Ama yazıyla değil.

Haberin Devamı

Çünkü ses önemli. Sanki Can Yücel kendisi okuyormuş gibi.

Bir taklit.

Şiir sevenlere.

Özellikle Can Yücel sevenlere gidiyor bu yazım.

Bir Körfez balkonundan...

Müzeyyen Senar’a gidiyor.

Kimdir bu ses?

Siz tahminlerinizi gönderin.

12 Ağustos Can Yücel günü yayınlayayım.

İyi ki böyle bir şair geçti.

Ataol Behramoğlu’nun deyişiyle...

“Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı

Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler.”

 

 

Yazarın Tüm Yazıları