Paylaş
Sonra Müslümanların tepkileri büyütülüyor.
Ve ardından İslam düşmanlığı pompalanıyor.
Böylece Neo-Nazi artıklarına av için kapı açılıyor.
- Şeytan Ayetleri’nde böyleydi...
- Gece Yarısı Ekspresi’nde başka bir yöntem.
- Karikatür olayında tahrik yüksekti.
- Ve şimdi film yoluyla nefret pompalanıyor.
Gösteriler. Sokaklarda çatışmalar. Öfkeyle bağıran Müslümanlar.
Dün bu örnekleri hatırlatmadan Müslümanların bu tahrik dolu senaryoya düşmemesi gerektiğini yazdım.
O kadar çok makul ses duydum ki.
O kadar çok sağduyu mesajı aldım ki...
“Biz bütün semavi dinleri kabul eder ve saygı duyarız” diye başlayan mesajlar...
“Yabancı avı için tezgâh kuruyorlar” diyen yorumlar...
Neyse ki bu tuzak, bu tahrik kalıbı, artık fark ediliyor.
Ama belli ki bitmeyecek.
Şu manzaraya bir bakın:
Gezegenin bir bölümü kanıyor. Diğer bölümü aç.
Hangi coğrafya kanıyor?
Müslüman coğrafyası.
Nijerya’dan Mısır’a Libya’dan Suriye’ye kadar kanıyor.
Demokrasinin olmadığı bu diktatör ve emirlik-krallık coğrafyasında...
Sanki İslamiyet ile demokrasi olmaz gibi bir imaj yaratılmaya çalışılıyor.
Ama Türkiye var.
Her 4 ya da 5 yılda seçim yapan.
Ve şimdi cumhurbaşkanını halkın seçeceği bir demokrasi...
İşte bu nedenle Türkiye’nin ve Avrupa’daki Türklerin pozisyonları, tavırları çok önemli.
İşte bu nedenle diyorum ki, İslam’da nefret yoktur. Kapılmayın bu tahriklere. Düşmeyin bu tuzağa...
Paylaş