Bu albümü mutlaka alın çünkü ‘aklın öteki yakasından’ bir ses var

BRAVO size Doç. Dr. Erhan Kurt..

Haberin Devamı

Bravo Bilim İlaç...

Bravo Teoman... Bravo Demet Sağıroğlu. Ahmet Özhan, Betül, Tansel, Mercan ve Raşit.

Sağolun hocam Bedia Tuncer...

Bizler aklın bu kıyısında çırpınırken. Milletvekili listelerinde, koltuk kavgalarında, iktidar oyunlarında, öfke kamplarında boğulurken, siz aklın öteki kıyısından öyle bir ses verdiniz ki...

Kim “akıl hastası”, kim “hastalığın aklı” bir kez daha sordum.

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin doktorları orada kalanların şiirlerini toplamış... Bestelemiş ve ünlü sanatçılarla birlikte söylemişler.

- Söz ve müzik; 22’nci servisten U.B...

- Söyleyen; Teoman...

Albümün adı; “Düşündüren Şarkılar”.

Şarkının adı; “Elektrik Şok”.

- Söz 24 A servisinden İ.S...

- Beste; Dr. Vedat Bilgiç...

Ve tanıtım yazısındaki şu cümle:

Haberin Devamı

“Divana sığmaz söz, çıkar divaneden.”

İşte bu albüm divanelerin sözlerinden oluşuyor.

Ve dinledikçe soruyorum:

- Mesela bize göre adresini yitirenlerin, dehayla çılgınlık arasında yaptığı o yolculuğun hangi durağıdır acaba divane?

- Van Gogh’un kulağını kestiği an mıdır tuvaline düşen o keskin sarı? Yoksa göğsüne tabancayı dayayıp tetiği çektiği an mı?

- Ya da Heideger’le Arendt arasındaki mektuplarda mı gizlidir cevap?

- Dehayla divane olmak arasındaki o ince sınır nasıl bulunabilir?

Alın bu albümü. Dinlerken kendinize sorduğunuz bütün soruları temize çekin.

Eğer elinizde hayatınıza ait bir soru kalmadıysa iyi düşünün.

Bunaltıcı rutinin bataklığına düşmüşsünüz demektir.

Çünkü aklın sınırlarında başlar soru. Hayattır. Bütün cevapların can suyudur.

Mantığın zirvelerinde serpilir. Kışkırtıcıdır.

Mesela “Böyle buyurdu Zerdüşt” bir “deli”nin eseri miydi?

Nietzsche’yi akıl hastanelerinin kıyısında gezdiren neydi?

Hallaç neyle suçlanmıştı?

Goya’nın tonlarındaki zifiri gökyüzünde. Mardin’de yüzlerce yıl önce ıssız bir dağa kurulan manastırın taşlarında, Taptuk Emre’nin dergahındaki çilede bulabilir miyiz cevabı?

AŞKIMIZI SÜPÜRDÜLER

Albümdeki şiirleri okurken; 33-B servisinde yatan N.C.’nin odasında hissettim kendimi.

Bir sabah yazdığı şu dizeler:

Şarkı söyledim hece hece

Fazla içtim de dün gece


Caka yaparken sokaklarda

Aşkımı düşürmüşüm.


Kahrolası çöpçüler

aşkımı süpürmüşler...

Hatırladınız mı?

Haberin Devamı

Erkin Koray’ın hepimizi yakalayan o şarkısıdır bu:

“Körolası çöpçüler aşkımızı süpürmüşler...”

33-B servisinde yatan N.C.’nin 1960’larda yazdığı şiir 1985’te Erkin Koray’ın plağından çıkıyor. Ne garip değil mi?

Demek ki, hepimiz aklın sınırlarında geziyoruz. Ölümle hayat arasında ya da divanla divane arasındaki o ince çizgide...

Gazetelerin üçüncü sayfalarında okuduğumuz cinnet haberleri çok uzağımızda değildir.

Bu yüzden diyorum ki;

Sakın sorularınızı içinize hapsetmeyin:

Bırakın özgürce dışarı çıksınlar. Serpilip gelişsinler.

Bu albümü yaparak bize insan olmanın, ne olursa olsun diğerine saygı duymak olduğunu hatırlatanları bir kez daha “çılgınca” alkışlıyorum.

Haberin Devamı

NOT: Albüme verdiğiniz para doğrudan onlara gidecek. Aklın öteki kıyısındaki kardeşlerimize yani...

Yazarın Tüm Yazıları