Bu acıların 10 katını yaşayacağımı bilsem, o aşkı yine yaşardım

İKİ gündür yazıyorum. Soruyorum:

Haberin Devamı

-Bir şampiyon nasıl harcandı?
-Avrupa şampiyonumuz. Dünya birincimiz. Defalarca bayrağımızı göndere çektirten altın kızımız.
Süreyya Ayhan nasıl olur da ömür boyu ceza alır. O başarıya müebbet nasıl verilir?
Dün aradı Süreyya...
Sesinde onlarca Çalıkuşu’nun, yüzlerce linç görmüş kurbanın acısı vardı.
Ben sordum o cevapladı.
Şimdi bu konuşmayı, her türlü önyargıdan, her türlü kamptan sıyrılarak okuyun.
-Süreyya önce şu aşk meselesini bir açıklığa kavuşturalım. Herkes eğer hocasıyla aşk yaşamasaydı bunlar başına gelmezdi diyor. Bugün olsa bu aklınla ve bu yaşadıklarınla yine o aşkı yaşar, yine evlenir miydin?
SÜREYYA: Bu yaşadıklarımın, uğradığım lincin ve çektiğim acıların 10 katını yaşayacağımı bilsem, yine o aşkı yaşar yine evlenirdim. Ayrıca bu benim özel hayatımdı. Çekemediler. Kullandılar. Saldırdılar...
Süreyya bu cevabı verirken o kadar aşkına sahip çıkan bir kararlılıkla konuştu ki,
Bir kez daha aşka olan inancım arttı. Kutluyorum.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea8ddcf018fbb8f8878f44

ÖMÜR BOYU İSTİYORUZ DEYİNCE KANIM DONDU

Geliyoruz bir başka konuya...
-Peki Süreyya ben ilk kez doping suçlamasıyla ömür boyu uzaklaştırma duydum. Bakıyorum Londra Olimpiyatları’nda birçok doping cezası çekmiş sporcu şimdi koşuyor. Sana gelince bu ceza nasıl müebbet oldu?
Süreyya durdu. Kısa bir sessizlik.  Sonra benim de kanımı donduran şu açıklamayı yaptı:
-Fatih Bey, siz de şaşıracaksınız. Diyeceksiniz ki bir federasyon kendi atletine, şampiyonuna bunu nasıl ve neden yapar? Bakın aynen şöyle oldu. Biz doping suçlamasıyla Avrupa Spor Mahkemesi’ndeyiz. Yanımızda federasyon yetkilisi olarak Nihat Doker oturuyor. Hakim benim savunmamı dinledikten sonra Doker’e döndü ve gözlerinin içine bakarak sordu. Siz Türk Federasyonu olarak nasıl bir ceza istiyorsunuz? İşte o an verilen cevap bizim kanımızı dondurdu. Türk Federasyonu’nun bir temsilcisi bir Türk atleti için “Ömür boyu men istiyoruz” dedi. Çıldırdık.
Süreyya bunu anlatınca ben de şok oldum. Ve biraz araştırma yapınca anladım ki... Federasyon medyanın baskısından korkmuş ve cadı avına teslim olup Süreyya’yı harcamış...
Daha da ötesindeki soru ise şu:
-Federasyon ömür boyu men cezasını önlemek için neden hiçbir şey yapmamış. Mesela ABD Federasyonu kendi atletleri için mücadele etmiş. Bugün doping cezası alıp da şimdi koşan atletler var. Ayrıca bugüne kadar verilmiş en ağır ceza 8 yılken Süreyya’ya gelince neden ömür boyu?

Haberin Devamı

SPOR BAKANI DEVREDE

Peki şimdi ne oluyor.
Öğrendiğim şu. Federasyon ya da oradan bir heyet Süreyya ve Yücel Kop’u cüzzamlı ilan etmiş. Yani hiçbir genç atlet onlara resmen yaklaşamıyor. Ancak gizli örgüt mensubu gibi görüşebiliyorlar.
Ve bir başka soru:
-Peki şimdi ne yapmak istiyorsunuz?
-Türk sporuna hizmet etmek istiyoruz. Ne maaş ne de makam istiyoruz. Bakın 6 ay önce Spor Bakanımız geldi, dedi ki; Akdeniz Olimpiyatları Koordinatörü olur musunuz? Ben de dedim ki, “Sayın bakanım bizim makamda sandalyede gözümüz yok. İzin verin Ankara’da bir spor eğitim okulu kurulsun. Biz de Türkiye’de taramalar yapalım, yetenekli çocukları oraya toplayalım. Onları yetiştirelim. Orada yaşasınlar, okusunlar çalışsınlar. 8 yıl sonra olimpiyatlarda altın madalyalar gelmezse ben da adımı değiştiririm” dedim.
-Peki bakan ne dedi?
-”Tamam biraz bekleyin” dedi. Bekliyoruz.

Haberin Devamı

DOPİNG TARTIŞMASI

Süreyya’ya sorduğum son soru şu:
-Nedir bu doping olayı?
-İlkinde cahilliğimiz vardı. Doping yapmadık ama gelenlerle konuşmayı bilemedik. Belki tartışmamamız lazımdı. Ama Meksika’daki bambaşka. Sonradan öğrendik ki orada satılan etlere etkili olsun diye bazı iğneler  yapılıyormuş. Bir Amerikalı atlet benzer bir suçlamayla karşılaşınca federasyonu sahip çıkmış. Ve etlerdeki o ilacın doping olarak algılandığı ortaya çıkmış. Ama bizi dinlemediler. Doğrudan mahkum ettiler.
Evet, Süreyya bunları söylüyor.
Bendeki izlenimi ise şöyle:
-Aşkına sahip çıktığı kadar temiz bir kalple doğruyu söylüyor Süreyya. Ama ben de dahil hiçbirimiz onu dinlememişiz. Kör olmuşuz. Bir lincin ortağı ya da tanığı olmuşuz.
Yazık olan budur işte...

Yazarın Tüm Yazıları