Paylaş
Mitingler, polisle çatışmalar...
Peki kim bu insanlar?...
Sınıra toplanan binlerce kişi niye orada?
Gösteri için mi?
Terör mü? Siyaset mi?
Hayır. Hiçbiri değil.
Dün oradan gelen fotoğrafları inceledim.
Ve yalnızca bir tek fotoğraf bile her şeyi anlatmaya yetti.
Ve ben bir sonuca vardım.
Bakalım siz ne diyeceksiniz.
NİNEDEN TERÖRİST OLUR MU?
Selahattin Demirtaş’ın sınırda konuştuğu kalabalığa baktım.
Biraz daha detaylı fotoğraflar buldum.
Mesela şu ön sıra...
Yaş ortalamasına dikkat ettim.
Çoğu orta yaşın üstünde. Aralarında nineler, dedeler var.
Ve gördüm ki...
Onlar ne terörist ne de yalnızca siyasi bir nedenle oradalar.
Onlar halk. Halkın ta kendisi.
Ve sınırın öteki tarafındaki akrabaları için oradalar.
Çünkü sınırın hemen ötesinde kardeşleri, yeğenleri, halaları, dayıları var.
Ölenler, yaralananlar var. Bir haber almak istiyorlar.
Bayram günlerini hatırlayın.
Sınırın iki tarafı da açılır. Akrabalar sarılırdı.
Peki şimdi oraya dikenli tel olur mu?
Bayramlaşma yerine duvar örülür mü?
İşte fotoğrafın bana anlattığı budur.
Ve eğer bir fotoğrafın bile anlatabildiği bu gerçeği göremezsek...
Bu hassasiyeti anlayamazsak... Bu acıları duyamazsak...
Kör oluruz. Tıkanırız. Kururuz. Gönüller sağır olur. Yazık olur.
Oysa, bu hasrete kim sahip çıkarsa, onundur halka doğru açılan kalp yolu...
Çünkü duvarla, dikenli telle, mayınla hiçbir halk birbirinden koparılamadı. Kökler sökülemedi.
Akrabalıklar silinemedi.
DUVAR
Duvar insanlık tarihinde hiç sevilmedi...
Sınır... Dikenli tel... Mayın tarlası... İnsanlık tarihinin lekeli yüzü oldu hep.
Suriye sınırına çekilen dikenli tel ve duvar da işte böyle bir algıya neden oluyor.
Dün Selahattin Demirtaş söyledi:
“Gazze için bütün dünyayı ayağa kaldıracaksın ama Nusaybin’de İsrail olacaksın.”
Doğrusu bu söze karşı bir cevap bulmak zordur.
İsrail’in Filistin’e karşı ördüğü duvar bir insanlık ayıbıdır.
Düşünün ki yıllarca komşularına kapılarını kapatmış bir Türkiye vardı.
Sovyetlerden komünizm gelecek diye kuzey sınırını kapattı.
Suriye sınırına mayın döşendi.
Ege’de kıta sahanlığı yüzünden, gökyüzünde parsel savaşı yaşandı.
Ermenistan düşman ilan edildi, sınır kapandı. İran’dan “irtica gelecek” korkusuyla sınır tutuldu.
Özetle kendi içine kapanan bir ülkeydik. Sınırlarımız sivil ticarete değil, savaş ticaretine göre dizayn edilmişti.
Ve tam artık sınırlar kalkıyor, dikenli teller sökülüyor, mayınlar temizleniyor, ticaret başlıyor derken...
Suriye duvarı çıktı.
Bakın fotoğraftaki ninenin yüzüne. Dedenin gözlerine... Annenin açılmış kollarına...
Halkın en güzel halidir o...
Kolayca anlatıyor her şeyi...
Paylaş