Birleşmiş Milletler halka açılır mı?

Ve ilk sözü baştan söylüyorum.

Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’i dinledikten sonra...

Sormadan edemedim:

“Çin Komünist Partisi BM’yi halka açmak istiyor olabilir mi?”

Peki BM’nin halka açılması ne demek?

Anlatayım.

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker’in daveti üzerine geldiğim Pekin’de...

Üç gün boyunca ÇKP’nin üst düzey isimleriyle sohbet ediyorum.

Ve belki de yüzyılın en büyük değişimine tanık oluyorum.

Çin artık kapalı kutu olmaktan çıkıyor. Dünyaya “Ben de varım” diyor. Ama dikkat edin, bu emperyal bir çıkış değil. “Pastadan en büyük payı ben alacağım” diyen bir kurnazlık hiç değil.

Yılda 600 milyar dolar bütçe fazlası veren Çin...

Dünyanın 120 ülkesinden 200 siyasi parti temsilcisini çağırmış...

Ve soruyor:

“İnsanlığın ortak geleceği için ne yapabiliriz?”

Bu gelişme, kan çanağına dönmüş dünyada...

Mülteci ölümlerinin sıradanlaştığı, açlık sınırının veba gibi yayıldığı bir yüzyılda...

Acaba adalet aramaktan bunalan insanlık için yeni bir “nefes” olabilir mi?

Çin Komünist Partisi’nin genel sekreteri Jinping’in deyişiyle...

“İnsanlığın geleceğinin yeniden inşası” için bir hareket başlayabilir mi?

Bayıldım bu kavrama...

“İnsanlığın ortak kaderinin yeniden inşaası...”

Çin Komünist Partisi dünyanın hemen her yerinden siyasi parti temsilcilerini davet etmiş.

Kimler yok ki...

Eritre’den İngiliz İşçi Partisi’ne...

Demokratik Kongo’dan Romanya’ya, Nepal’den Arjantin’e, Fransa’dan Sri Lanka’ya, ABD’den Filistin’e, Rusya’dan Seyşeller’e, Meksika’dan Arnavutluk’a kadar...

120 ülkenin siyasi partilerinden 200’e yakın temsilci...

Bizden AK Parti adına Mehdi Eker... Vatan Partisi adına Doğu Perinçek davetli. (CHP ve MHP’ye bir davet var mı bilemiyorum.)

Mehdi Bey’le Çin’deki bu açılımı konuşurken şöyle diyor:

“İnsanlık adaleti arıyor. Barışı ve refahı arıyor. Medeniyeti ve karşılıklı saygıyı arıyor. Başkalarının topraklarını ve zenginliklerini ele geçirip, kültürlerini baskı altına alan değil, sömürü esaslı değil... İnsanlığın ortak kaderini arıyor. Bu nedenle Çin’in bu arayışını ve çabasını destekliyoruz...”

BM BU KONUŞMAYI DUYAR MI

Ve öğleden sonra Çin Devlet Başkanı Jinping’i dinliyoruz.

Konuşmanın bana göre en net sorusu şuydu:

- Bu gezegende bir aile olarak uyum içinde nasıl yaşayacağız?

- Güvenlik içinde nasıl yaşayacağız?

- Refah ve huzur için ortak geleceğimizi nasıl paylaşacağız?

Dikkat edin...

Konuşan BM Güvenlik Konseyi’nin veto hakkı olan 5 daimi üyesinden birisinin devlet başkanı.

Ama o başkan, bu konuşmayı BM Genel Kurulu’na değil...

BM toplantılarını meslek haline getirmiş anlayışa değil...

Çağrıyı dünya ülkelerinin siyasi parti temsilcilerine yapmayı tercih ediyor.

Başkan Jinping’in bu girişimini ancak şöyle tarif edebildim:

“BM’yi halka açmak...”

Jinping konuşmasının sonuna doğru, bu toplantıların kurumsallaşması gerektiğini de söylüyor.

Yani...

Bu toplantıların sonuçları olsun.

Hatta bu kurumsal yapı giderek baskı unsuru olsun.

Çin’den gelen bu arayışın “yeni dünya demokrasisi” için bir çıkış olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bence en azından bunun “BM’yi dünya halklarına açmak” arayışı olduğunu söyleyebilirim.

Bakalım, bizim deyişimizle...

“Lambadan çıkan dev Çin” neleri değiştirecek...

Pekin’den devam edeceğim.