Bir efsanenin 60 yıllık anıları... Yokluktan şampiyonluğu

Bak sevgili genç sporcu arkadaşım...

Haberin Devamı

1- Bak genç antrenörüm... Bak genç anne, baba...

Bakın genç federasyon yöneticilerim.

Bak genç siyasetçi kardeşim...

Size tavsiye ediyorum...

Bir efsanenin 60 yıllık anıları... Yokluktan şampiyonluğu

Türk sporu 60 yılda nereden nereye geldi diye soruyorsanız eğer...

Gelecek için geçmişi iyi anlamalıyız diyorsanız eğer...

İşte size bir öneri... Buyurun okuyun derim...

Evladınız hangi sporu yaparsa yapsın... Bu kitabı okuyun derim...

Çünkü dersler var.

Çünkü... 

- 5 kiloluk Vita yağ kutularından halter yapıp şampiyon olan bir irade var.

Çünkü...

- Herkesin tatile çıktığı kış aylarında, karda çalışan bir genç azim var...

Türk atletizminin efsane isimlerinden Aşkın Tuna o kadar güzel yazmış ki...

Haberin Devamı

Bir efsanenin 60 yıllık anıları... Yokluktan şampiyonluğu

Burada yalnızca spor yok. Bir sporcu için ailesinden sevgilisine kadar hayatın bütün sahneleri var...

Ben okudum.

Kendi adıma o günkü spor medyasıyla bugünkü spor medyası arasında dersler çıkarttım.

Hıncal Uluçlar, Koraltanlar, Kurtan Fişekler... Radyo programları... Kemal Deniz...

Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintar arayıp da “Aşkın abi bir kitap yazdı. Onun için bir program yapıyoruz” dediğinde çok mutlu oldum.

Neyse ki emeğe, tecrübeye, vefaya saygı duyan insanlar var, dedim.

Bravo Fatih...

Bir efsanenin 60 yıllık anıları... Yokluktan şampiyonluğu

2- KİTAPTAN SEÇTİĞİM SAHNELER

Lise öğrencisi Aşkın Tuna evden habersiz gençler yarışmasına katılır...

Ve o akşamı şöyle anlatır:

“Hep beraber akşam yemeğine oturuyoruz.

Annem keyifsiz ve düşünceli... Radyoda haberler okunuyor.

Haberlerden sonra spor saati var. Kemal Deniz sunuyor.

Cumartesi ve pazar günleri spor saati 18.00- 18.30 saatleri arasında yarım saat olduğu için yalnız futbol değil, tüm spor branşlarından haberler veriliyor. Spor saatini hiç kaçırmam. İşte başladı. Evvela fon müziği ve arkasından Kemal Deniz, tatlı sesi... Evvela futbol karşılaşmalarının neticelerini veriyor. Kalbim duracak gibi. Acaba atletizmi verecek mi? Benim de ismimi söyleyecek mi diye merak ediyorum, sofradan kalkıp radyonun sesini biraz daha açıyorum.

Haberin Devamı

Bir efsanenin 60 yıllık anıları... Yokluktan şampiyonluğu

Annem kızıyor, “Kıs şunun sesini biraz” diyor.

- Anne, spor saati...

 İşte Kemal Deniz.

- Bugün Ankara’da yapılan Gül Kupası Gençler Atletizm Yarışmaları’nda derece alan atletleri sunuyorum. 100 metre, 400 metre, 1500 metre, 110 metre, engelli.

Üç adım atlama. Birinci Aşkın Tuna, 12.48 metre.

Sofrada herkes birbirine bakıyor.

Ağabeyim gülümsüyor, annem babamla bakışıyor. Aykın da şaşırmış bir durumda bana bakıyor. Babam:

- Bu sen misin?

- Evet.

- Ne zaman atladın oğlum?

- Bugün.

- Birinci mi geldin?

- Evet.

Annemin düşünceli hali geçiyor, şaşırmış bir halde: “Oğlum, terlemedin mi?”

- Hayır.

Annem kızıyor.

- Yalan. Vallahi yalan söylüyor bu çocuk.

3- İKİNCİ YARIŞI KAYBEDİNCE

Haberin Devamı

Evden içeri girdiğimizde Aykın, babam ve annem meraklı gözlerle bize bakıyor, ağabeyim:

- Bu kez dördüncü oldu.

Hepsi bir ağızdan:

- Aaaaaa! Neden?

Bu sefer ben kızıyorum:

- Ne yapsaydım ya, dünya rekoru mu kırsaydım?

Annem: “Yok canım hani birinci gelmiştin ya. Bu defa da... Neyse boş ver... Terledi mi bu yine Taşkın...”

4- YAHYA HOCA: ‘ÜÇ ADIMCIII... GEL BAKALIM TAHTAYA’

Lise öğrencisi Aşkın, 1959 kışında Gazi Eğitim Enstitüsü’nün salonunda yarışa giriyor. Hayatında ilk kez salon yarışına katıldığı için rakiplerine bakarak nasıl atlayış yapacağını öğreniyor.

Sonuç... Uzun atlama ve üç adım atlamada birinci oluyor. Tabii akşam yemek masasında bütün aile radyoda Kemal Deniz’i dinliyor. İki kez Aşkın Tuna ismi...

Haberin Devamı

Ve ertesi gün okulda ilk ders Muhasebe.

Yahya Bey:

- Aşkın. Üç adımcııı! Gel bakalım tahtaya, spordaki başarın kadar burada da başarılı olacak mısın?

Diye bana sesleniyor.

Herkes dönüp bana bakıyor. Seyhan da beni “Hadi iyisin” gibilerden dürtüyor.

Sırası mı şimdi tahtaya kalkmanın diye mırıldanarak hocanın yanına gidiyorum.

- Dün kaç atladın?

- Durarak uzunda 2.95 metre, üç adımda 8.87 metre.

- Ankara birincisi mi oldun?

- Evet.

- Evet. Yaz bakalım tahtaya. New York’taki bir ithalatçı İstanbul’da dolar 2.80’den...

Bir efsanenin 60 yıllık anıları... Yokluktan şampiyonluğu

5- REKORLAR KIRDI AMA HÂLÂ 3 ADIM İDMANINI BİLMİYORDU ÇÜNKÜ...

Aşkın Tuna rekor üstüne rekor kırıyordu. Ancak antrenör yoktu. Ondan büyük atletler sahada onu gördükçe kimisi “koş” kimisi “haltere ağırlık” ver kimisi “sek sek yap” diyordu...

Haberin Devamı

Ve Tuna birkaç başarıdan sonra Sofya’ya yarışlara gider. İşte orayı anlattığı bölüm Türk atletizminin nereden nereye geldiğini göstermesi açısından önemlidir: “Artık Sofya’da üç adımcıların her hareketlerini daha net gözlemleyeceğim. Gerekirse antrenörlerinden haftalık veya aylık hatta yıllık idman programı da alırım. Böylelikle daha bilinçli idman yaparım. Atletizme başlayalı, daha doğrusu atletizm sahasına geleli 6 yıl oluyor, ben hâlâ üç adımda nasıl idman yapılacağını bilmiyorum.”

6- İBRETLİK BİR ÖRNEK

Cahit ağabey Jog atarken bir ara durup:

- Oğlum, üç adımcılar ikinci adımda kollarını arkaya alıyorlar, sen de öyle yapmalısın.

- Nasıl yani?

- İkinci adımda havada iken millet iki kolunu da arkaya alıyor, bu aynı zamanda üçüncü adıma çıkarken iki kolu yukarı kaldırarak daha fazla yükseğe çıkmanı sağlar.

- ???

7- ARTIK ÇİVİM VAR

Antrenör zaten yok. Salon yok. Yokluğu anlatan bundan daha önemli bir anı olabilir mi?

“O saatte sahada Ali ağabeyden başka kimsecikler yok. O da bana büyüklerin odasına geçebileceğimi söylüyor. Hangi çiviye soyunacağımı soruyorum, duvara çakılı 10 santimetrelik bir çivi gösterip orada soyunabileceğimi, o çivinin sahibinin İstanbul’a taşındığını, benim de gençlerde Türkiye Rekoru kırmam nedeniyle bu çivide soyunmaya hak kazandığımı söylüyor.

Çok seviniyorum. Büyük atletlerin odasına geçiyorum. Artık benim de büyükler soyunma odasında bir çivim var.”

Bir efsanenin 60 yıllık anıları... Yokluktan şampiyonluğu

YARIN

-  Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar ne dedi?

- Spor medyasında 50 yıllık karşılaştırma... Hıncal Uluç, Başkurt Okaygün, Kurtan Fişek.

- Yıllarca kırılmayan o rekorun hikâyesi...

Yazarın Tüm Yazıları